bugün

Mimiklerim benimle dalga geçiyor bu filmi izlerken. Yüzümde aptal bir gülümseme, filmlerde de olsa varolan saf duyguların hoşnutluğu.
Şu an Fox'ta.
Güzel film çikarmislar ortaya oyuncularda çok iyi oynamis.
Geçen sene sinemada izledim nasılsa yemek yerken vakit geçsin diye iki dakika bakayım sadece diye açtım. 1 buçuk saattir ekrana kitlendim. öyle güzel film.
Boğazım düğümlü izliyorum.
Fox da bugün ilk kez izledim. Filmin detaylarını sanatını bilmem ben. Gerçek olması ve yine ilk karşılaştıklarındaki özlem beni bitirdi. insanların birbirine böyle bağlanmasının kan ile yüzde yüz bağlantısı olmadığını ispatlamış. Hele gerçeğini de gösterdiler ya. iyi ki ikisi de yaşamış da karşılaşabilmisler. O değil de 60 sene iki insanın birbirini bulmasını engelleyen sistemin kaydın kuytun gözünü seveyim.
Sabahattin Ali nin şu cümlelerini getirir akla;

“Bu akşam anladım ki, bir insan diğer bir insana bazen hayata bağlandığından çok daha kuvvetli bağlarla sarılabilirmiş. Gene bu akşam anladım ki, onu kaybettikten sonra, ben dünyada ancak kof bir ceviz tanesi gibi yuvarlanıp sürüklenebilirim.”
çok güzel bi filmdi duygulandığım sayılı filmlerden biridir kendisi.
içimdeki çekik gözlü tombik kız babası olma hissiyatını tetiklemiş filmdir.

Ayrıca Yiğitliği boka çalmayalım diye gırtlağım şişti. Onca sene ayrı kalmanın zorluğu, özlemenin çilesi, kavuşmanın heyecanı...

Güzel film vesselam.
Hikayesi zaten kendini kanıtlamış olmakla birlikte Yapım olarak da bizim standartları aşmış bir film. Kaliteli yapım.

Ama bir zevzekliğe değinmek istiyorum. Süleyman bey benim analizim normal bir insan. Standart. Vasat dediğimiz, mükemmel olmayan iyi. Bir çocuk kurtarmış, bakmış VS. Ama onun çocuğa bağlılığı, çocuğun ona olan bağından büyük değil. Burada kahraman olan hanımefendidir. Benim gidip bir yetim çocuk evlat edinesim geldi. o dönem seçkin bir mesleği olan bir adam tüm bu olayın başrolü olarak nasıl geri dönmez anlam veremiyorum. Ve yine analizimin sonucu, yaşlanınca daha hisli hale gelen katı baba figürü Süleyman bey maalesef. Ruh hali yaş ile orantılı olarak melankoliğe yaklaştıkça bu yola daha fazla enerji harcıyor gördüğüm kadarıyla. Nur içinde yatsın, bu bir suçlama değil eleştiridir.

Yarın olsun, yeğenimle kartopu oynamaya gideceğim.
Vasat oğlu vasat olan filmdir, medya gazı ile birilerinin destekleri ile ağlamaya meyilli milletin vatan millet Sakarya eşliğinde gazını almaya yarayan bir yapımdan öte değildir.
Hurkuş göklerdeki kahraman'da ayla kadar izlenseydi keşke ya. Yazık az izlenmiş.
türk filmlerine oranla güzeldi (bkz: türk filmlerinin kötü olması) .
az önce izlediğim ve çok beğendiğim türk filmidir.
Bırakın gitsinler aq birlikte mutlular işte.

görsel
görsel
görsel
Şimdiye kadar çekilmiş en iyi Türk filmi diyebilirim, kendi babasının cenazesinde ağlamayan adam göz yaşlarına hakim olamadı bu filmi izlerken ikinci işleyişinde bile. Konusu işlenişi oyunculuk kelimenin tam anlamıyla efsane.
atmosferdeki altıgen şekilli buz kristallerinin bir yüzünden giren ay ışığının, 22 derecelik bir kırılmaya uğrayarak kristalin bir başka yüzünden çıkmasıyla oluşan ve ay'ın etrafında parlak bir halka olarak görülen doğa olayı.
onca insanın tavsiyesine rağmen bunca zaman izlemediğim ve bir gece tesadüfen karşılaştığım film. aynı zamanda gerçek bir olaydan esinlenerek çekilen filmdir. izlediğimde ise ağlamamak için zor tuttum kendimi. zira gözyaşı dökmeyi pek seven biri değilim. ancak izlemeyenler her ne olursa olsun en kısa zamanda açıp izlemelidir. izlemeden önce mendilleri hazır tutmakta fayda var. Ali atay'ın ve kim seol'ün (ufak ayla) oyunculuklarına gerçekten hayret ettim. Türk işi dondurma filmine yer yer oldukça benzediğini de belirtmeliyim.
Çok güzel olan bir filmdir, üstelik gerçekten alınmış olması da insanın yüreğini sızlatıyor. Ayla ve Hüseyin dilbirliğinin arasındaki bağ.
anne yok.. kardeş yok.. babaaa...
Hayatımda izlediğim en duygusal ve en güzel filmlerden birisiydi o nasıl tatlı kızdır öyle gözleri minik minik.
Yürek ağrıtan, buruk bir hikaye.
Küçük bir çocuk hayatın acı yüzüyle nasıl tanışabilir, ne kadar psikolojik eziyet görebilir görmek istiyorsanız izlemeniz gereken bir film.
ayla'nın inanılmaz tatlı oluşu ve çocuk masumiyeti içinizi ısıtsa da azıcık mutlu olabilmenize yetmiyor.
süleyman astsubayın aylayı bırakmak, aylanın da ondan ayrılmak zorunda kalışı, çaresizlik duygusu, minik aylanın minik gözlerinden süzülen yaşlar içinize işliyor.
insanı anlatan filmleri izlemeyi çok seviyorum. Ve bizde böyle çok güzel nice hikayeler var. Kore gazisi dedemin de bu filmi izleyebilmesini isterdim.
Normalde bir kere izlediğim filmi ne kadar beğenirsem beğeneyim bir daha izlemeyi hiç sevmem, beni aşırı daraltır.

Aylayı ilk sinemada izlemiştim. Sonrasında kaç defa izledim hatırlamıyorum. Az önce yine izledim. Ve her seferinde aynı duyguyu yaşıyorum. inanılmaz bir hikaye.