bugün
- anın görüntüsü17
- ali erbaş10
- akp seçmeni13
- sinemaların batma aşamasına gelmesi22
- sivasspor'a verilen penaltı26
- belediyeler el değiştirince bütün foyalar döküldü22
- patiswiss17
- 23 nisan ulusal egemenlik ve çocuk bayramı14
- bülent uygun13
- bir kadında ilk baktığınız yer neresi19
- ismail kartal8
- 22 nisan 2024 sivasspor fenerbahçe maçı31
- trollerin karışması8
- fenerbahçe12
- sözlük yazarlarının pankekleri13
- yoga eğitmeni uzun boylu motorcu şamatacı erkek9
- her yaptığı yemeği paylaşan kızın amacı8
- profesyonel fotoğraf makinası tavsiyeleri10
- türk kızlarının beğenmediği erkek tipi13
- inmesi binmesinden daha zor olan şeyler14
- stanleywhite10
- kalbin sadece bir kişiyi seveceği saçmalığı9
- junkman8
- siklememenin getirdiği huzur9
- icardi190511
- fenerbahçe'nin bu sene de şampiyon olamaması8
- yazarların en rum özelliği8
- galatasaray9
- bakire misin diye soran erkek12
- xdearm8
- johnny bellington17
- icardi1905'in adam gibi adam olması15
- chp genel merkezi önündeki aşırı üks araçlar9
- icardi1905 silik olsun kampanyası16
- binali yıldırım'ın servet15
- mersinden kıbrısa yüzmek12
- sözlükte fake alacak kadar ezik olmak8
- güzel kızların size abi demeye başlaması11
- arda güler9
- türk kızlarının zenci sevdası13
- susmayan durmayan israile gemi ticareti8
- evlenmezsek yaşlanınca ne yapacağız sorunsalı8
- bir insan sizi ne kadar kırabilir13
- şu anda çalan şarkı11
- sevgili kendim12
- afrika ülkeleri ve türkiyedeki enflasyon oranları29
- abberline tarzı saçma sapan başlıklar açmak8
- icardinin bir haftada 600 üzeri entry girmesi8
- ekşi sözlük11
- türk kızlarının beğendiği erkek tipi16
kültür endüstrisi konulu ikinci kitaptır.
Aydınlanmanın Diyalektiği II'de "kültür" terimi ile kastedilen; yaşam tarzları ve onları destekleyicileri olarak her türlü tüketim malzemesi, ayrıca sanat ürünleri ve aslında tam da temsil ettikleri yaşam tarzlarının idolleri olarak yazarlar, oyuncular, sanatçılar ve topluma radyodan, sinema perdesinden, gazete ve dergilerden kendini gösteren, onlara seslenen her türlü insanların, tiplerin taşıyıcısı oldukları şeydir. Endüstri ile kastedileni ise "Kültür Endüstrisini Yeniden Düşünürken" isimli yazısında Adorno şöyle açıklıyor: Bu nedenle, "endüstri" teriminin ilk anlamında alınmaması yerinde olur. Bu terim doğrudan doğruya üretim sürecini değil, kültürel malın standardizasyonunu "her sinema seyircisinin aşina olduğu Western filmlerinde olduğu gibi" ve dağıtım tekniklerinin rasyonelleştirilmesini anlatmak amacıyla kullanılmaktadır.(Cogito, Sayı 36)
Kitap boyunca "kültür endüstrisi" olarak geçen terim üzerine kaygılarını Adorno yine aynı yazıda şöyle anlatıyor: Kültür endüstrisi terimi yanılmıyorsam ilk defa 1947'de, Amsterdam'da Horkheimer'la birlikte yayımladığımız Aydınlanmanın Diyalektiği'nde kullanıldı.
Müsveddelerde "kitle kültürü" terimini kullanmıştık. Fakat daha sonra, yandaşlarının işine gelecek yorumları dışarıda bırakmak amacıyla kitle kültürü yerine "kültür endüstrisi" terimini kullanmayı uygun bulduk; ne de olsa onun, kitlelerden kendiliğinden çıkan bir kültür sorunu olduğunu ortaya atabilirler, onu popüler sanatın çağdaş formu sayabilirlerdi ki bu ikincisinin kültür endüstrisinden kesin olarak ayırt edilmesi gerekir. Kültür endüstrisi eski olanla tanıdık olanı yeni bir nitelikte birleştirir.(Cogito, Sayı 36)
Yukarıda alıntıda da nitelenen haliyle "kültür endüstrisi" kitlenin seçtiği bir kültür değildir; bir taraftan kitleye dayatılan, diğer taraftan da kitleyi kendi belirleyicisi gibi gösteren bir kültürdür. Bu şekilde, yapılanların sorumluluğu da kitleye yüklenmeye çalışılmaktadır.
(bkz: aydınlanmanın diyalektiği 1)
(bkz: aydınlanmanın diyalektiği)
Aydınlanmanın Diyalektiği II'de "kültür" terimi ile kastedilen; yaşam tarzları ve onları destekleyicileri olarak her türlü tüketim malzemesi, ayrıca sanat ürünleri ve aslında tam da temsil ettikleri yaşam tarzlarının idolleri olarak yazarlar, oyuncular, sanatçılar ve topluma radyodan, sinema perdesinden, gazete ve dergilerden kendini gösteren, onlara seslenen her türlü insanların, tiplerin taşıyıcısı oldukları şeydir. Endüstri ile kastedileni ise "Kültür Endüstrisini Yeniden Düşünürken" isimli yazısında Adorno şöyle açıklıyor: Bu nedenle, "endüstri" teriminin ilk anlamında alınmaması yerinde olur. Bu terim doğrudan doğruya üretim sürecini değil, kültürel malın standardizasyonunu "her sinema seyircisinin aşina olduğu Western filmlerinde olduğu gibi" ve dağıtım tekniklerinin rasyonelleştirilmesini anlatmak amacıyla kullanılmaktadır.(Cogito, Sayı 36)
Kitap boyunca "kültür endüstrisi" olarak geçen terim üzerine kaygılarını Adorno yine aynı yazıda şöyle anlatıyor: Kültür endüstrisi terimi yanılmıyorsam ilk defa 1947'de, Amsterdam'da Horkheimer'la birlikte yayımladığımız Aydınlanmanın Diyalektiği'nde kullanıldı.
Müsveddelerde "kitle kültürü" terimini kullanmıştık. Fakat daha sonra, yandaşlarının işine gelecek yorumları dışarıda bırakmak amacıyla kitle kültürü yerine "kültür endüstrisi" terimini kullanmayı uygun bulduk; ne de olsa onun, kitlelerden kendiliğinden çıkan bir kültür sorunu olduğunu ortaya atabilirler, onu popüler sanatın çağdaş formu sayabilirlerdi ki bu ikincisinin kültür endüstrisinden kesin olarak ayırt edilmesi gerekir. Kültür endüstrisi eski olanla tanıdık olanı yeni bir nitelikte birleştirir.(Cogito, Sayı 36)
Yukarıda alıntıda da nitelenen haliyle "kültür endüstrisi" kitlenin seçtiği bir kültür değildir; bir taraftan kitleye dayatılan, diğer taraftan da kitleyi kendi belirleyicisi gibi gösteren bir kültürdür. Bu şekilde, yapılanların sorumluluğu da kitleye yüklenmeye çalışılmaktadır.
(bkz: aydınlanmanın diyalektiği 1)
(bkz: aydınlanmanın diyalektiği)
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar