bugün

lozan' da çevrilen entrikalardan biri olarak ayasofya' nın ibadete kapatılması durumudur. müze olması önemli değil, önemli olan ibadete kapatılmasıdır.

islam peygamberi' nin istanbul üzerine olan hadisine pek çok kumandan mazhar olmak istedi. ancak, bu övgüye sadece fatih sultan mehmed han ve askerleri mazhar olabildi. şehir salı günü teslim alınınca, ayasofya kilisesi içindeki resimler sıvatılarak kapatıldı ve cami haline getirildi. o haftanın cuma günüde cuma namazı kılındı ayasofya' da. tabi gerçekleşen bu hadiselerden önce bu klise fatih sultan mehmed han trarfından şahsi parası ile satın alındı ve bir vakfiye hazırlayan fatih sultan mehmed, bu camiyi islam ümmetine armağan etti. fatih sultan mehmed' in hazırladığı ayasofya vakfiyesinde şunlar yazıyordu: '' benim, islam ümmetine hediye olarak armağan ettiğim bu camiyi her kim ki, camilikten çıkarırsa allah' ın melekleri ve bütün insanların laneti onun üzerine olsun. '' yani bu mabede kimsenin herhangi bir mudahalede bulunmasını men etti. ancak asırlarca müslümanlara ibadet yeri olarak hizmet veren bu cami, 1930' lu yıllarda tamirat maksadıyla geçici bir zaman için ibadete kapatıldı ve bir daha açılmadı.

türklerin protestanlaşmasını isteyen lozan yetkilileri, aynı zamanda ayasofya' nın kilise haline getirilmesi, en azından kapatılmasını istiyorlardı. hatta bir dönem mecliste bu konu tartışma haline bile getirildi. mahmut esat bozkurt veya inönü ve daha bir çok bakan ve vekil, mecliste türklerin hıristiyan olmasını savundular. atatürk kurtuluş savaşından önce rum patrikanesi' nin ülke dışına sürülmesini istiyordu. ancak savaş sonrası izlediği politikaların tümü birden değişen atatürk, rum patrikanesine dokunmamış, ayasofya' nın müze olması kararını almıştı. sonradan uydurulan bir kararname ile de, ayasofya ibadete kapatıldı.

ancak, dünyanın hiç bir hukukunda böyle bir karar alınamazdı. bir vakıf malına keyfi olarak el konamaz ve gayesinden uzaklaştırılamazdı.