bugün
- her yaptığı yemeği paylaşan kızın amacı8
- sözlük yazarlarının pankekleri11
- profesyonel fotoğraf makinası tavsiyeleri10
- fenerbahçe9
- 23 nisan ulusal egemenlik ve çocuk bayramı10
- patiswiss15
- türk kızlarının beğenmediği erkek tipi13
- bir kadında ilk baktığınız yer neresi11
- inmesi binmesinden daha zor olan şeyler14
- sinemaların batma aşamasına gelmesi15
- 22 nisan 2024 sivasspor fenerbahçe maçı33
- stanleywhite10
- kalbin sadece bir kişiyi seveceği saçmalığı9
- junkman8
- yoga eğitmeni uzun boylu motorcu şamatacı erkek8
- belediyeler el değiştirince bütün foyalar döküldü19
- siklememenin getirdiği huzur9
- anın görüntüsü19
- icardi190511
- fenerbahçe'nin bu sene de şampiyon olamaması8
- sivasspor'a verilen penaltı18
- yazarların en rum özelliği11
- bülent uygun9
- galatasaray9
- bakire misin diye soran erkek12
- xdearm8
- johnny bellington21
- nihavend longa19
- icardi1905'in adam gibi adam olması15
- chp genel merkezi önündeki aşırı üks araçlar9
- icardi1905 silik olsun kampanyası16
- binali yıldırım'ın servet15
- mersinden kıbrısa yüzmek12
- evlenmezsek yaşlanınca ne yapacağız sorunsalı9
- sözlükte fake alacak kadar ezik olmak8
- güzel kızların size abi demeye başlaması11
- arda güler9
- türk kızlarının zenci sevdası13
- susmayan durmayan israile gemi ticareti8
- bir insan sizi ne kadar kırabilir13
- şu anda çalan şarkı11
- sevgili kendim12
- afrika ülkeleri ve türkiyedeki enflasyon oranları29
- abberline tarzı saçma sapan başlıklar açmak8
- icardinin bir haftada 600 üzeri entry girmesi8
- ekşi sözlük20
- türk kızlarının beğendiği erkek tipi16
- bir kadına yaklaşıp adres sormak9
- 21 nisan 2024 real madrid barcelona maçı19
- ona bir şey söyle12
fitne değil, gerekliliktir. müslüman korkmaz, davası hak ise yapar. inanıyorsanız, üstünüsünüz. allah a itimad etmeyen, gavurun saldırısından korkar. sen doğru olanı yap evham etme. ayasofya cami olacak.
doğru önermedir. ayasofya vakt-i zamanında zaten cami olarak kullanılmıştır. ve şuanda da cami olarak anılmaktadır ve müze olarak kullanılması gerekmektedir.
dağ taş cami dolu, hala ayasofya cami olsun diyenler var. lan ne güzel bu haliyle para da kazandırıyor, siz dinciler seversiniz parayı...
dış devletlerde cami yaparsak bi bok yiyemezler, bizim sonuçta ayasofya.
ama tutar camileri kiliseye çevirir bazı gavurlar demedi demeyin, diş e diş hesabı...
dış devletlerde cami yaparsak bi bok yiyemezler, bizim sonuçta ayasofya.
ama tutar camileri kiliseye çevirir bazı gavurlar demedi demeyin, diş e diş hesabı...
yunanlaşmış bir takım kişilerin iddiasıdır.
DOĞRU ÖNERMEDiR.
AYASOFYA ASLINDA CAMi DEĞiL; KiLiSEDiR. BUGÜN MÜZE OLARAK KULLANILMASI EN DOĞRU OLANDIR. BiNLERCE CAMiNiN OLDUĞU iSTANBUL'DA SANKi CAMi YOKMUŞ GiBi AYASOFYA'YI CAMi YAPMAK YANLIŞ BiR iŞTiR.
AYASOFYA ASLINDA CAMi DEĞiL; KiLiSEDiR. BUGÜN MÜZE OLARAK KULLANILMASI EN DOĞRU OLANDIR. BiNLERCE CAMiNiN OLDUĞU iSTANBUL'DA SANKi CAMi YOKMUŞ GiBi AYASOFYA'YI CAMi YAPMAK YANLIŞ BiR iŞTiR.
hala "binlerce cami var yiaa" diyen goygoycuların olduğunu görmemizi sağlamış başlık. binlerce şehir varken niye istanbulu fethetti o zaman fatih ?
Ayasofya'nın kiliseden camiye dönüştürülmesi ile din ve vicdan hürriyeti nasıl telif edilir?
islâm devletler hukukunun hükümlerine göre, sulh yolu ile fethedilen ülkelerde mevcut olan ehl-i kitâba ait ma'bedlere asla dokunulmaz; ancak yenilerinin inşasına da müsaade edilmez. Eskiden beri var olanlar tamir edilebilir. Savaş yoluyla fethedilen topraklarda ise, durum tam tersinedir. Yani islâm hükümdarı, isterse, başka dinlere ait bütün ma'bedleri yok eder ve gayr-i müslimleri de sürgün edebilir. işte istanbul, tamamen savaş yoluyla feth olunmuştur. Ayasofya'nın ve benzeri bazı kiliselerin camiye çevrilişinin meşruiyet sebebi zikredilen hükümdür. Bu hüküm, istanbul çapında tatbik edilseydi, istanbul'daki bütün kilise ve havraların yıkılması gerekirdi. istanbul'u Allah'ın yardımı ve kılıcının kuvvetiyle fetheden Fâtih Sultân Mehmed, Ayasofya'yı cami haline getirdikten sonra, papaz ve hahamlardan oluşan bir heyeti huzurunda kabul eder.
Papaz ve hahamlar heyeti, istanbul'u savaşla fethettiğini, dilerse istanbul'da hiçbir kilise ve havra bırakmayacağını bu durumun devletler hukukundan doğan bir hakkı olduğunu Fâtih'e ifade ederler; ancak kendisine, kendilerine ve ma'bedlerine karşı istanbul'un sulh yol ile fethetmiş gibi kabul etmesini ve geç de olsa toplu halde huzuruna gelişlerini bu mânâya vesile saymasını ısrarla talep etmişlerdir.
Çevresindeki din âlimlerine danışan Fâtih Sultân Mehmed, bu isteklerini geri çevirmemiş ve camiye çevrilenlerin dışında kalan kilise ve havralara, hakkı olduğu halde müdahale etmemiştir. Günümüze kadar yaşayan kilise ve havraların gerçek sırrının, Fâtih'in din ve vicdan hürriyeti anlayışı oluğunu, Osmanlı Devleti'nin şanlı Şeyhülislâmı Ebüssuud Efendi, verdiği bir fetvâda vuzuha kavuşturmaktadır. Bu fetvânın aslı aynen şöyledir:
Merhûm Sultân Muhammed Hân hazretleri, Mahmiye-i istanbul'u ve etrafındaki karyeleri unveten feth eylemiş midir? El-Cevab: Ma'ruf olan unveten (cebr ile) fetihdir. Amma kenais-i kadime (eski kiliseler) sulhen fethe delâlet eder. 945 tarihinde bu husus teftiş olunmuştur. 130 yaşında bir kimesne ve 110 yaşında bir kimesne bulunup Yehud ve Nasara tâifesi el altından Sultân Muhammed Hân ile ittifak edüb Tekfur'a nusret etmeyecek olub Sultân Muhammed dahi anları seby etmeyüb (esir almayub) halleri üzere mukarrer edecek olub bu vechile feth olundu deyu şahadet edüb bu şahadet ile kenâsi-i kadîme hali üzere kalmıştır. Ketebehu Ebüssuud.
Bu anlattıklarımızı, tarihçilerin verdiği bilgi de doğrulamaktadır. Fâtih Sultân Mehmed, 23 Mayısda isfendiyar oğlu Damad Kasım Beyi elçi olarak Bizansa göndermiş ve kendisine şu haberleri yollamıştır: ilk umumi hücumda şehir düşecektir. Bu gerçeği tam bir asker olan imparator da kabul etmelidir. Eğer sulh yolu ile teslim olurlarsa, islâm Hukukunun kuralları gereği, can ve mala aslâ zarar verilmeyeceğini; cebr ile fethedilirse, hem kan döküleceğini ve hem de sorumluluk kabul etmeyeceğini bilmelidir. Maalesef bu habere rağmen sulhu kabul etmeyince cebr ile feth olunmuş ve buna rağmen yine de anlattığımız gibi muamele yapılmıştır. Ayasofyadaki mozaikleri tamamen tahrip etmemesi ve istanbul surlarını yıkmaması, Fâtihin bu konudaki tavrını ortaya koymaktadır.
Görülüyor ki, Fâtih Sultân Mehmed'in Sırbistan'da tatbik edeceğini va'd ettiği Her caminin yanında birer kilise inşasına müsaade durumu, istanbul'da da tatbik olunmuştur. Fener'de Abdi Subaşı Mahallesindeki Caminin bitişiğinde Rum Patrikhanesi ile kilisenin mevcudiyeti, Osmanlı Devleti'nin gerçek mânâda din ve vicdan hürriyetini göstermiyor mu? Edirnekapı Caddesinin son kısmında yer alan Mihrimah Sultân Camii'nin hemen karşısında bir Rum kilisesinin inşasına müsaade etmek, bu hürriyetin maddî delillerinden değil midir?
istanbulun harap edilmesi iddiası da doğru değildir. Buna ayrıntılı cevap vermek yerine, istanbulun fethini geçen bin yılın en önemli yüz olayı arasında zikreden CNN, Time ve benzeri kuruluşların yaptıkları tesbitden bir cümle nakledelim: istanbul, Fâtih tarafından fethedilmeden evvel, tam bir harâbe ve ölü şehir idi. Fetihden sonra, hem Avrupanın ve hem de Müslüman memleketlerin ticâret merkezi ve mamur bir dünya şehri haline geldi. Nitekim Rus tarihçi Ouspensky bile Türkler 1453te, Haçlıların 1204te yaptıklarından çok daha insanca ve hoşgörüyle davrandılar diyebilmektedir. (1)
Kaynaklar:
1) Molla Hüsrev, Dürer ve Gurer, I/282 vd.; Mevkufati, Mülteka Tercümesi, I/343; Damad, Mecmaul-Enhür Şerhu Mültekal-Ebhur, I/643 vd.; Ebüssuud, Ma'ruzat, ist. Üniv. Kütp. Ty. nr. 1798, vrk. 130/a-b; ibn-i Kemal, Tevârih-i Âl-i Osman, VII. Defter, sh. 62 vd.; Baştav, Şerif, XIV. Asırda yazılmış Grekçe Anonim Osmanlı tarihine göre istanbulun muhasarası ve zabtı, sh. 51-82; Cin-Akgündüz, Türk Hukuk Tarihi, c.1, sh. 448 vd.; Âli, Künhül-Ahbâr, c. V, 251-260; Solakzâde, 191-201; Âşıkpaşa-zâde, sh. 141-143; Clot, Fâtih, 60 vd.; Karşı görüş için bkz. Aydın, Erdoğan, Fâtih ve Fetih, Mitler ve Gerçekler, 66-67, 94-95, 127-128.; Akgündüz-Öztürk, Bilinmeyen Osmanlı, OSAV, istanbul, 1999, sh. 106-108.
Prof. Dr. Ahmet Akgündüz
islâm devletler hukukunun hükümlerine göre, sulh yolu ile fethedilen ülkelerde mevcut olan ehl-i kitâba ait ma'bedlere asla dokunulmaz; ancak yenilerinin inşasına da müsaade edilmez. Eskiden beri var olanlar tamir edilebilir. Savaş yoluyla fethedilen topraklarda ise, durum tam tersinedir. Yani islâm hükümdarı, isterse, başka dinlere ait bütün ma'bedleri yok eder ve gayr-i müslimleri de sürgün edebilir. işte istanbul, tamamen savaş yoluyla feth olunmuştur. Ayasofya'nın ve benzeri bazı kiliselerin camiye çevrilişinin meşruiyet sebebi zikredilen hükümdür. Bu hüküm, istanbul çapında tatbik edilseydi, istanbul'daki bütün kilise ve havraların yıkılması gerekirdi. istanbul'u Allah'ın yardımı ve kılıcının kuvvetiyle fetheden Fâtih Sultân Mehmed, Ayasofya'yı cami haline getirdikten sonra, papaz ve hahamlardan oluşan bir heyeti huzurunda kabul eder.
Papaz ve hahamlar heyeti, istanbul'u savaşla fethettiğini, dilerse istanbul'da hiçbir kilise ve havra bırakmayacağını bu durumun devletler hukukundan doğan bir hakkı olduğunu Fâtih'e ifade ederler; ancak kendisine, kendilerine ve ma'bedlerine karşı istanbul'un sulh yol ile fethetmiş gibi kabul etmesini ve geç de olsa toplu halde huzuruna gelişlerini bu mânâya vesile saymasını ısrarla talep etmişlerdir.
Çevresindeki din âlimlerine danışan Fâtih Sultân Mehmed, bu isteklerini geri çevirmemiş ve camiye çevrilenlerin dışında kalan kilise ve havralara, hakkı olduğu halde müdahale etmemiştir. Günümüze kadar yaşayan kilise ve havraların gerçek sırrının, Fâtih'in din ve vicdan hürriyeti anlayışı oluğunu, Osmanlı Devleti'nin şanlı Şeyhülislâmı Ebüssuud Efendi, verdiği bir fetvâda vuzuha kavuşturmaktadır. Bu fetvânın aslı aynen şöyledir:
Merhûm Sultân Muhammed Hân hazretleri, Mahmiye-i istanbul'u ve etrafındaki karyeleri unveten feth eylemiş midir? El-Cevab: Ma'ruf olan unveten (cebr ile) fetihdir. Amma kenais-i kadime (eski kiliseler) sulhen fethe delâlet eder. 945 tarihinde bu husus teftiş olunmuştur. 130 yaşında bir kimesne ve 110 yaşında bir kimesne bulunup Yehud ve Nasara tâifesi el altından Sultân Muhammed Hân ile ittifak edüb Tekfur'a nusret etmeyecek olub Sultân Muhammed dahi anları seby etmeyüb (esir almayub) halleri üzere mukarrer edecek olub bu vechile feth olundu deyu şahadet edüb bu şahadet ile kenâsi-i kadîme hali üzere kalmıştır. Ketebehu Ebüssuud.
Bu anlattıklarımızı, tarihçilerin verdiği bilgi de doğrulamaktadır. Fâtih Sultân Mehmed, 23 Mayısda isfendiyar oğlu Damad Kasım Beyi elçi olarak Bizansa göndermiş ve kendisine şu haberleri yollamıştır: ilk umumi hücumda şehir düşecektir. Bu gerçeği tam bir asker olan imparator da kabul etmelidir. Eğer sulh yolu ile teslim olurlarsa, islâm Hukukunun kuralları gereği, can ve mala aslâ zarar verilmeyeceğini; cebr ile fethedilirse, hem kan döküleceğini ve hem de sorumluluk kabul etmeyeceğini bilmelidir. Maalesef bu habere rağmen sulhu kabul etmeyince cebr ile feth olunmuş ve buna rağmen yine de anlattığımız gibi muamele yapılmıştır. Ayasofyadaki mozaikleri tamamen tahrip etmemesi ve istanbul surlarını yıkmaması, Fâtihin bu konudaki tavrını ortaya koymaktadır.
Görülüyor ki, Fâtih Sultân Mehmed'in Sırbistan'da tatbik edeceğini va'd ettiği Her caminin yanında birer kilise inşasına müsaade durumu, istanbul'da da tatbik olunmuştur. Fener'de Abdi Subaşı Mahallesindeki Caminin bitişiğinde Rum Patrikhanesi ile kilisenin mevcudiyeti, Osmanlı Devleti'nin gerçek mânâda din ve vicdan hürriyetini göstermiyor mu? Edirnekapı Caddesinin son kısmında yer alan Mihrimah Sultân Camii'nin hemen karşısında bir Rum kilisesinin inşasına müsaade etmek, bu hürriyetin maddî delillerinden değil midir?
istanbulun harap edilmesi iddiası da doğru değildir. Buna ayrıntılı cevap vermek yerine, istanbulun fethini geçen bin yılın en önemli yüz olayı arasında zikreden CNN, Time ve benzeri kuruluşların yaptıkları tesbitden bir cümle nakledelim: istanbul, Fâtih tarafından fethedilmeden evvel, tam bir harâbe ve ölü şehir idi. Fetihden sonra, hem Avrupanın ve hem de Müslüman memleketlerin ticâret merkezi ve mamur bir dünya şehri haline geldi. Nitekim Rus tarihçi Ouspensky bile Türkler 1453te, Haçlıların 1204te yaptıklarından çok daha insanca ve hoşgörüyle davrandılar diyebilmektedir. (1)
Kaynaklar:
1) Molla Hüsrev, Dürer ve Gurer, I/282 vd.; Mevkufati, Mülteka Tercümesi, I/343; Damad, Mecmaul-Enhür Şerhu Mültekal-Ebhur, I/643 vd.; Ebüssuud, Ma'ruzat, ist. Üniv. Kütp. Ty. nr. 1798, vrk. 130/a-b; ibn-i Kemal, Tevârih-i Âl-i Osman, VII. Defter, sh. 62 vd.; Baştav, Şerif, XIV. Asırda yazılmış Grekçe Anonim Osmanlı tarihine göre istanbulun muhasarası ve zabtı, sh. 51-82; Cin-Akgündüz, Türk Hukuk Tarihi, c.1, sh. 448 vd.; Âli, Künhül-Ahbâr, c. V, 251-260; Solakzâde, 191-201; Âşıkpaşa-zâde, sh. 141-143; Clot, Fâtih, 60 vd.; Karşı görüş için bkz. Aydın, Erdoğan, Fâtih ve Fetih, Mitler ve Gerçekler, 66-67, 94-95, 127-128.; Akgündüz-Öztürk, Bilinmeyen Osmanlı, OSAV, istanbul, 1999, sh. 106-108.
Prof. Dr. Ahmet Akgündüz
son derece saçma olan bir sözdür.
hala olayı " yeteri kadar cami var" ya da " egoyu tatmin etmekten başka bir şey olamaz" diye yorumlayanlar var.
ayasofya büyük bir semboldür ve çok önemli bir semboldür.
ulan bunun önemi senin düşündüğün o beyninden çok çok daha büyük bundan emin olabilirsin.
istanbul alındığında ayasofya o zaman dünya' nın en büyük yapılarından biriydi, en büyük ibadet yeriydi ve burası doğu roma' ya aitti.
ayasofya' nın camiye dönüştürülmesi avrupa' ya müthiş bir cevaptı ve bu büyük yapının artık islam doğrultusunda olması ırkçı emperyalistleri kudurtan bir şeydi.
bunun önemini fatih sultan mehmet han' ın ayasofya vasiyetinden de anlayabilirsiniz.
egoyu tatmin etmekten başka bir şey olamaz diyenler o zaman çanakkale' yi de ortadan kaldıralım, ne de olsa şanlı tarihimizi hatırlamamıza ve gücümüzü göstermeye gerek yok değil mi?
inşallah ayasofya' da bir gün tekrar ezan sesi yükselecektir.
hala olayı " yeteri kadar cami var" ya da " egoyu tatmin etmekten başka bir şey olamaz" diye yorumlayanlar var.
ayasofya büyük bir semboldür ve çok önemli bir semboldür.
ulan bunun önemi senin düşündüğün o beyninden çok çok daha büyük bundan emin olabilirsin.
istanbul alındığında ayasofya o zaman dünya' nın en büyük yapılarından biriydi, en büyük ibadet yeriydi ve burası doğu roma' ya aitti.
ayasofya' nın camiye dönüştürülmesi avrupa' ya müthiş bir cevaptı ve bu büyük yapının artık islam doğrultusunda olması ırkçı emperyalistleri kudurtan bir şeydi.
bunun önemini fatih sultan mehmet han' ın ayasofya vasiyetinden de anlayabilirsiniz.
egoyu tatmin etmekten başka bir şey olamaz diyenler o zaman çanakkale' yi de ortadan kaldıralım, ne de olsa şanlı tarihimizi hatırlamamıza ve gücümüzü göstermeye gerek yok değil mi?
inşallah ayasofya' da bir gün tekrar ezan sesi yükselecektir.
14 milyon 500 bin kişi ayasofya camii olsun diye imza attı.bir referandum olacaksa Ayasofya için olsun. fatih im laneti üzerimizdedir
istanbul'daki cami eksiğini karşılayacaktır ayasofya'nın cami olması! yahu arkadaş her mahallede bildiğin 20-30 tane cami var. hiç biride dolmuyor ne hikmetse. amaç ne anlamıyorum ki. lan sırf oturduğum sokağın bir başında, bir sonunda cami var. napıyorsunuz siz böyle? tamam inançlı insanlarız da bu da israftır be arkadaş. nasıl bir kafa sizinki böyle.
Hristiyan uzaya gitsin, sen hala kiliseyi camiye çevirmeye çalış. beyinleri aksayanların emeli işte ayasofyanın cami olması. olacak da ne olacak kardeşim, her halukarda batının kucağındasın işte. aksini iddia edebiliyor musun kardeşim? en basitinden şu an baktığın ekranı kim icat etti, kim üretti lan?
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar