bugün

ayakkabının içerisine çıplak ayak sokunca ayakkabının tahrik olup baş parmak veya topuk kısımlarının ırzına geçmesi hasebiyle oluşacak durum.
yeni alınan ayakkabıların ayağa uyum sağladığı ilk günlerde ayakta yaralar oluşturması.
düğününüzde olmasını istediğiniz en son şeydir. zira o düğün size zehir olur.
çok vicdansızdır hiç acımaz çok pis vurur hatta bazen kanatır.
tanrı düşmanımın başına vermesindir.
bunu engellemek için gerek taban, gerek parmak ucu, gereksede bilek için pek çok ped veya katı jel kıvamında tamponların satılmasına rağmen yinede ayakkabı galip gelir ve ayağını dövüp durur.

özellikle rahatsız bir topuklu ayakkabının ayakta bıraktığı acı 3 gün evde pofuduk terlik giyerek dolaşmaya, yere basamamaya sebep olabilir.
en büyük küfür sebeplerinden biridir. 100 lira verdiğiniz ayakkabıya ne yaparsanız yapın 3 kez bile giyemez, sinirinizden ağlayacak duruma gelirsiniz.
askerde yaşanan sıkıntıdır. hele botlar yeniyse, daha yalama olmadığından kelli çok pis vurur. askere yeni gideceklere, mümkünse bir numara büyük bot kapmaları, bot ayağı acıtıyorsa da yalamalaştırmak için, acıtan bölgeyi sert darbelerle yere vb. vurmaları tavsiye edilir. bize öyle öğretmişlerdi.
bilim adamları tarafından onaylanmış, insan vücudundaki en şiddettli birkaç ağrıdan biridir.
iğrenç bir durumdur . yürümeye engel olacak kadar şiddetli bir ağrı sonucu eve zar zor gidilir fakar ayakkabı çıkarıldığında bir bakılır ki ufacık deri kalkması . insanın 'ulan derdin ne de bu kadar ağrıdın' diye sorası gelir .
Taksim'de istiklali 3 5 kere turlamanin sonucu ayaklarini hissedememek ve girilen ilk magazadan bir ayakkabi alip yola devam etmek..
Simdi rahatsin.
"ulan şu ayakkabı vuracağına köşedeki hamam tellağı vursaydı" dedirtecek kadar vurucu olabilir.
sıktı biraz denilir. anne tarafından girilen dükkandan ayrılmak istenir. yeni ayakkabıyı bir kaç kez yere vurmayla oldu denilir. valla oldu. annenin ısrarları, ayakkabıcı ile işbirliği yapmış veledin, kararı karşısında yetersiz kalır.. çocukta; çatır çatır topunu oynamaya başlar bir kaç gün sonra..
çünkü mahallede bir abi demiştir ki zamanında;
- ayakkabı sıkıyorsa tam gömersin..
çocuğun aklına bu geldikçe, o ayakkabı vurması gerekli olan bir durum olur.
yokuş aşağı inerken insanın ağzına sıçan olaydır. ayakkabı markasının yedi sülalesine saydırmak gelir insanın içinden. **
her yeni ayakkabının insanın ayağına yaptığı eylemdir. ayakkabının yeni sahibine itaat etmesi için belli bir süre geçmesi gerekir, o zaman zarfındaa yumuşar ve artık vurmaktan vazgeçer.
hafta başı yaşadığım ağrılı,sancılı ve kanlı bir durumdur. topuk nam'ına birşey bırakmamıştır şerefsiz ayakkabı...
yarım numara küçük alınan, böylece halı sahada topa daha iyi vurulacağı düşünülen ayakkabının, yarım numarayı ayaktan kazanmasıdır. hayatımda yaşadığım en kötü anlardan biridir sevgili sözlük. başımadan geçen olaya gelelim de tam olsun.
üniversite 2. sınıf, elektronik ve bilgisayar mühendisliklerinin kendi arasında düzenleyeceği turnuva haberi ile şenlendi. amatör futbol hayatı ve o hayatında şampiyonlukları olan ben, bir arkadaşımı daha alarak; tanıdığımız bildiğimiz arkadaşlardan bir 7 kurduk. maçlardan önce bir hırs bir hırs, tutmayın beni. 15 gün kala her akşam 8 km koşuyorum, yetmiyor yurtta mekikler çekiyorum ( salakmışım ). turnuvaya az zaman kala gittim, trabzon'da (bkz: uzun sokak)'da nike mağazasının kapısını çaldım. girdim içeri, ve (bkz: nike total 90) ayakkabılarımı, satıcının da "abi yarım numara küçük olsun, ayağı daha iyi sarar daha iyi vurursun topa gazları eşliğinde, 43 numara olan ayağıma 42,5 numara aldım. ilk haftanın sonunda benim sol ayağımın arkasında su toplanması başladı. öbür hafta başında da su toplanan alan patladı. arkadaşlarımı yalnız bırakmamak adına değil!!! futboldan kopmamak adına ben maçlara devam ediyorum. ancak artık mazoşistim. maçtan yarım saat önce ilgili alan acı yapmasın diye, üzerine kolonyağı dökülmüş selpak ile kapatıyor; selpağın ilk değdiği andan itibaren yaklaşık olarak 30 saniye horon ve de hoptek koltürüne katkılar sunuyorum. canlı doku tamamen öldükten sonra da konçumu giyiyor ( selpak hala orada ) maçıma gidiyorum.
yeni bir ayakkabı alsamda sırf bu yüzden giymeye korktuğum gerçeğimdir.
geçen yaz giydiğim bir ayakkabıyı bu yaz giydiğimde bile ilkinde ayağımı vurur, 10 dakika içinde yara yapar, en az 2-3 gün derdini çekerim.
yarabandı topuğa yapışmış ise ve yara olmasının üstünden iki gün geçmesine rağmen canınız yanıyor ise pek kötü durumdur sözlük. ha bir de duş alırken su bile canını yakar adamın, üzücüdür.
bir hafta önce yaşadığım felaket bir durum.
her adımda sanki topukları kesiyorlarmış gibi can acıtan durum. 3 kat yarabandı yapıştırdık bana mısın demedi arkadaş. şu odadan bi çıksalar da ayağımı uzatsam azcık .

(bkz: şuan küfrediyorum biliyor musun)
o yüzdendir ki görünüşe değil konfora bakarız. kıyarız paraya rahatımıza bakarız.
Tekerlekli sandalyeye mahkum olmak uzereyim.
Bir ay once 200 kusur lira verip satici elemanin acilir bu acilir garanti veriyorum dedigi nike airmax ayakkabilarim bir aydir sol ayagima oyle bir baski yapiyor ki artik dayanamiyorum. Isin garip tarafi ayakkabı ayagimdan cikiyor fakat sol on kismi kemiklerimin agzina ediyor afedersiniz. Ne yapsam bilmiyorum paramizla rezil olduk resmen.
Tanim: ask acisiyla kapisacak olan hede.
En olmadık zamanlarda olur. Özellikle tüm gün ayaktaysan tam bir başbelasıdır.
yeni ayakkabı mağdurlarında gözlemlenebilen illettir. Yolda yürürken, acınızı millete göstermemek için büyük bir çaba gösterirsiniz. Hayattan soğursunuz, her adımınızda oluşan o acı size dövüş filmlerinde ki eğitim sahnelerini akıllara getirir. Bakınız; acıya dayanıklılık.
Son ayakkabı vurmasında topuk kısmı adeta zımparalanmış halde idi, deri tamamen kalkmış ve alttaki son doku görünüyordu cılk kırmızı et. iyileşmesi tam olarak 1 haftamı aldı.