bugün

ufak çocuklara takılıp düşerler, bağlamayı bilmezler diye bağcıklı ayakkabı alınmaz. genelde çırt çırt olan, ışıklı spor ayakkabısı alınır.
bağcıklı ayakkabıya özenen minik, yalvar yakar ebeveynine aldırdığı bağcıklı ayakkabıyı bağlamayı öğrendikten sonra, arkadaşları karşısında gururlanması olayıdır. artık koskocaman bir adam olduğunu sanar ve kendince bir gurur yaşar bu çocuk.
ayakkabı bağıyla boğulası velet.
candır, sevimli şebektir.
hele ki solaksa bu küçük çocuk ve ayakkabı bağlamayı sağlak birinden öğrenmişse hava atmayı sonuna kadar hak etmektedir. solak bi çocuğa bağcık yapmayı hiç öğretmemiş biri bilemez o işkenceyi *