bugün

yazım uzun olduğu için düşündüğüm sonu yazayım ilgi alanı olanlar, merak edenler için okunması daha zevkli olsun. sonuç: avrupa rock müziği beyin'i, amerikan rock müziği vücudu sersemletir.

rock müziğin, hardrock, death metal, alternative, heavymetal,... bilimum çeşitlerinden sıyrılıp farklı bir değerlendirmeye gereksinim duyduğunu ileri süren önermeyi açıklamaya çalışalım.

referans noktasını geçmişten değil de günümüzün dinamik unsurlarından aldığımız takdirde, incelenmesi gereken şeyin kendini belli bir kalıbın dışına çıkmamaya özen gösteren tarzlar değil de kıtaları tetikleyen akımların olduğunu anlarız.

amerikan rock müziğini bu bağlamda ele aldığımızda, kendini yenileyen fakat yenilemeyi uzun yıllara yayan bir yapısı vardır. bu zaman dilimi yaklaşık 15 senelik bir periyotta kendini gösterir.
dikkat ettiğimizde bu periyotlara göre müzik yapıp fazla bir kitleye hitap edememiş kesim genellikle periyodun son aşamasında kendini göstermiştir.
amerikan rock müziği yapısı itibariyle kulaklara hep sert gelmiş, death metal gibi birçok tarzı yaratmıştır.
periyodun yenilenmesiyle ortaya çıkan akımlarda bu sertlik müzikteki evrimi çok net ortaya koyar.

örnek olarak death metalin öncüsü "death" grubunu veya heavymetalin öncülerinden "metallica" yı aldığımız takdirde, bu grupların müzik piyasasında gerçek anlamda artık olmadığını görüyoruz. metallica için biraz daha farklı olsa da durum * genel anlamda böyledir. tümevarım yöntemiyle örnekleri çoğaltmadan bu sonuca ulaşabiliriz. *
günümüzde amerikan menşeili ve rock müziğin tepe noktasındaki gruplara, sanatçılara baktığımızda, bu sertlikten yola çıkarak müziklerini daha değişik biçimlere soktuklarını görürüz.
yine örnek olarak, bu müziğin zamanımız duayenleri olan "creed", "seether", "godsmack","soad", gibi grupları aldığımızda sertlik kavramını farklı şekilde ortaya koyduklarını görürüz. bu noktada, ses tonunu müziğin gidişine göre sertleştiren vokal, yeri geldiğinde akustik ama birden sert gitar ritmlerine dönüşen parça yapıları kendini bariz olarak hissettirir. getirdiği yenilik ise hızlı, sweep teknikli soloların yer almaması ve vokalin gırtlaktan değil de konuşma diliyle parçaları okuması ilk göze çarpandır.
biraz daha popa yakın duruş sergileyen "simple plan" ve kanada asıllı "avril lavigne" gibi müzisyenler de genel biçimin dışına çıkmayarak, kendi tarzlarının sertliğini farklı enstrumanlar kullanmayarak göstermişlerdir.

avrupa rock müziğinin ise daha karmaşık bir yapısı vardır. finlandiya, norveç, vb. gibi ülkeler ile avrupanın diğer yarısını oluşturan * tarz ayrı akımlarda vücut bulmuştur. bunun en büyük göstergesinin ise, ülkeler arası sınır olmasından ortaya çıktığını düşünmekteyim.

avrupa rock müziği, amerikan rock müziğinden farklı olarak başka enstrümanlara yönelmiştir. bu yüzden farklı enstrümanların sertliği farklı noktalarda algılamamıza vesile olmuştur. kendini yenileme hızı biraz da amerikan rock müziğine bağlıdır.

tarz olarak birbiriyle pek fazla örtüşmese de amerikan rock'ı ile, konu yenilenme aşamasına gelince, al işte sıramı saldım der gibi bir havası vardır.

farklı enstrümanların kullanılması her tarzda kendini gösterir. örneğin death metal yapan mı? finlandiya'lı "in flames" veya heavymetal-hardrock * yapan mı? yine finlandiya'lı "sentenced" veya isveç'li "katatonia" klavye efektleri konusunda güzel bir alternatif olmanın ötesine geçip başabaş yarışır konuma getirmişlerdir avrupayı amerika ile.
şuan baktığımızda "sentenced" dağılmıştır, diğerlerinin etkisi eskisinden çok uzaktadır.

yeni avrupa rock müziğini temsil eden jenerasyon ise, özünü koruyarak her zaman yenilikçi olduğunu göstermiştir. özünde yenilik olduğu için özünü korumak yenilikçilik olarak gösterilebilir.

örneğin, şuan avrupa rock müziğinin dinamik yapısına baktığımızda, gitar bile kullanmadan rock müzik yapan gruplar, sanatçılar vardır."anathema", "rammstein", gibi gruplar farklı tarz olmalarına rağmen klavye ve başka efektler kullanarak beyinde oluşturdukları etki aynıdır. bu etki sertliği kulaktan alıp beyine koyar.
yine örneğin daha farklı bir örnek olarak "muse" grubuna bakarsak, gitar tonlarında radikal değişmeler ile kendini bu gruba koyar.

baştaki sonuca varmış olmanın mutluluğunu yazarken sonucu biraz daha irdeleyelim. sert distortion ve vokal olan yapısı ile amerikan rock müziği sertliğini kulaklarımıza yansıtırken, daha bir psikolojik ve apayrı enstrümanlar-melodiler ile bu müziği icra eden avrupa, beynimizde rock yapar. önermemi doğru kılmak için iki kıta arasındaki film müziklerine bakabilirsiniz.

not: tarz olarak ele almadım, örnekleme değil genelleme yaptım.