bugün

türkiye'nin de imzalamış olduğu bu yeni dünya düzeninde insanca yaşama anlaşması kaynaklarda ve haber metinlerinde kısa adı olan aihs olarak geçer.
bizim buralarda bu insanların her hakkı saklıdır.
söz kısmına çok riayet gösterilmeyen sözleşmedir. düşünce yasakları ya da güvenliğe aykırı olanın örgütlenmesine verilen izinler sayesinde değersiz bir kaç maddeden mütevellit hale gelmiştir.
European Convention on Human Rights
http://conventions.coe.in.../en/Treaties/Html/005.htm
2. maddesindeki "herkesin yaşama hakkı yasa ile güvence altındadır" ifadesi, ancak kişi yasalarca belirlenmiş bir ölüm cezasına çarptırıldığında hükümsüz kalan sözleşmedir.
çelişir bu yönüyle fikrimce.
temeli 1789 fransız yurttaş ve insan hakları bildirisi'dir.
tc anayasası'nın 90. maddesinin son fırkasında;
"Usulüne göre yürürlüğe konulmuş milletlerarası andlaşmalar kanun hükmündedir. Bunlar hakkında Anayasaya aykırılık iddiası ile Anayasa Mahkemesine başvurulamaz. (Ek: 7.5.2004-5170/7 md.) Usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası andlaşmalarla kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda milletlerarası andlaşma hükümleri esas alınır."
şeklinde bir tanımlama ile ülkemizce tanındığı ve kabul edildiği yasal olmakla birlikte yürürlükte olmayan sözleşmedir...
keyfi uygulamalar devam etmekte ve bu durum da türkiye cumhuriyeti'nin aihm'de sürekli dava kaybetmesine sebebiyet vermektedir.
içinde eşitlik olmayan sözleşme. Onun yerine Ayırımcılık yasağı vardır. Yani cümlelerin altında mışıl mışıl uyumakta olan bir mussolini, bir hitler vardır.
2. maddesi zamanında idam cezası ile bertaraf edilmiş sözleşmedir. ancak konsey protokol 6 ve protokol 13 ile idam cezasını da kademeli olarak kaldırmıştır. bu protokolleri türkiye de onaylamıştır. onaylamayan altı ülke de (rusya, portekiz, azerbaycan ve bilmediğim diğerleri) pratikte bu cezayı uygulamamaktadırlar. o yüzden bu sözleşmeye taraf devletlerin hepsinin idam cezasını kanuni veya teamüli olarak kaldırdığını söylemek yanlış olmaz.
ülkem için bi' anlam ifade etmeyen sözleşmedir.
lakin ülkemde insanların sözü geçmemektedir.
hal böyleyken kurunun yanında yaşta yanaraktan olan yine bize olmuştur.
http://www.radikal.com.tr...1081901&CategoryID=78
türkiye nin özellikle adil yargılanma hakkını ihlal ettiği sözleşme.
http://liberalgelecek.blo...yeti-uzerine-ksa-bir.html
Madde madde okuyunca şunu hissediyorsun;

Dinlerdeki tanrı gerçek olsaydı böyle bir kitap yollardı.
türkiyeye döndükten sonra her daim aklımda tutup, bir nebze de olsa ulan başıma bir şey gelecek olursa güvenebileceğim tek şey.

hukukçu bir aileden geliyorum.
eskiden şeriatın kestiği parmak acımaz... yeşilçam filmlerinde falan görürsünüz, insanlar mahkemeye, hakime, şahitlerin ve gerçeğin ortaya çıkmasıyla adaletin yerini bulacağına çekinmeden inanırlardı... güvenirlerdi.

ne yazık ki o güveni artık ben de hissedemiyorum çoğu insan gibi.
neyse hukuka biraz bulaşmış olmanın en güzel tarafı, sokaktaki adamın bilmediği, korktuğu bir çok yolu senin bilmen.

bu sözleşme de bunun bir "sigortası"... kaskosu.
eskeri vesayetçilerin elini kolunu bağlayan mukavele.