bugün

avrupa gençliği 18'inde, en geç 19'unda üniversiteye başlar. onlarda lisans 3 yıldır ve en geç 22-23 gibi de biter. sonrasında isteyen yüksek yapar istemeyen de çalışma hayatına girer. bir avrupalı genç en geç 24-25 gibi çalışma hayatına atılır. ailesinden ayrılır ve ayrı ev tutar. kendi parasıyla çalışıp yaz tatillerinde de doya doya dünyayı gezer.(ki nasıl bir işse 1 aydan fazla gezenleri de vardır) askerlik, aileye maddi destek çıkmak, diğer kardeşlerin sorumluluğu, evlilik baskısı gibi dertleri yoktur. hafta sonu tatillerinde bile bir komşu ülkeye gidip gezme imkanları vardır. hafta içi iş çıkışı sonrası bir sanat veya spor dalının etkinliğinde yer alabilirler. kafe, bar kültürleri daha gelişmiş olduğundan çok cüzi bir ücretle arkadaşlarıyla eğlenip vakit geçirebilirler. avrupalı gençlerin gündelik dertleri yoktur. sosyalleşme ve karşı cinsle rahatça iletişeme geçme imkanları boldur. avrupalı, gençliğini ve 20li yaşlarını doya doya yaşar, geçmişe dönüp, keşke yapsaydım diyecek bir pişmanlığı yoktur. 30ların başında durulur ve eğer isterse aile kurar. aile kursa bile sosyal yaşantısı çok büyük bir değişime uğramaz. zaman içinde olgunlaşır.

türk gençliği ise 18,19'unda liseyi bitirir. eğer şanslıysa ilk senesinde üniversiteye gider, belki iki, belki üçüncü senesinde kazanan da vardır.(biz ortalama olarak ikinci senesinde girdi diyelim) türkiyede siktiğimin lisansı 4 yıldır. 20'sinde girse 24'ünde bitecektir. ancak o da ne? 2-3 ders problem çıkartmış ve okul uzatmıştır. siktiğimin okulu 25'inde biter böylece. yani 20'li yaşların ilk yarısı okulu bitirme derdiyle geçer. diğer yarısında ise erkekseniz askerlik elinizden öper. üstüne geleceğiniz belirsiz, mezun olduğunuz alanda çalışacağınız bir muammadır. şanslıysanız ya askere gider gelir iş bulur veya direk iş bulur, 2 sene sonra askere gidersiniz. yaş olmuştur 27-28. bu süreyi işsiz geçirmek de olasıdır. ya da cüzi ücretlerde çalışıp mutsuz bir şekilde yaşamak. bunun haricinde türkiyede sosyal hayat bir kaç büyük şehirle sınırlıdır. diğerleri fostur. karşı cinsle doğru düzgün iletişim de yoktur. çevreniz ise anca sizin onları sikeceğinizi düşünen kızlar ile bilgisi am, futbol, pes olan abaza erkeklerle sınırlıdır. türkiyede kafa dengi arkadaş da sevgili de bulmak zordur. diğer taraftan girilen işte 3-4 sene düşük ücretle çalışırsınız ve aile desteğine halen mecbursunuzdur. işleri rayına koymak en aşağı 30'u bulur ki tam biraz olsun işi rayına koyup kafayı dinlemeye başlamışken bu sefer de hadi evladım artık evlensene dırdırları başlar. tam biraz kafayı dinleyeyim derken bu sefer de kafanız hayat boyu sikilecektir.

kısacası avrupa gençliği ile türk gençliği arasında dağlar kadar fark vardır. biri 20'li yaşlarını doya doya geçirip 30'a arkasında soru işareti bırakmadan girerken türk gençliği işini ancak 30'unda(!) rayına oturtur, keşke zamanında yapsaydım dedikleri fazladır.

avrupalının gençliği yurt dışı turları, sosyalleşme, bol bol karşı cinsle etkileşimde bulunma, gerektiğinde eğlenip, istediğini alma şeklinde geçerken; türk gençliği 30'unda bile az çok ailesine bağlıdır ve yeteri kadar sosyal imkanlara da sahip değildir. kendi istese bile sosyal, siyasal, ekonomik imkanlar ona istediği bir hayat sunmaz. zaten çoğu çalıştığı işi de isteyerek yapmaz. sevmediği işte, sevmediği insanlarla, sevmediği kişiyle evlenerek, sevmediği bir hayat yaşayarak ömrünü tüketir.

edit: radikal bir değişiklik yapmadığımız takdirde az çok hepimizi bekleyecek kader budur, maalesef.
Yaklaşık 100 yıldır tek bir savaş dahi yapmadan her türlü imkan varken maalesef ayağa kalkamayan canım ulkemin özetini sunmuş karşılaştırmadır.

Edit: Bunu neden eksiliyorsun, adamların gayet gerisindeyiz.
avrupa alır. yazık lan bize, haketmiyoruz bunu. ayaklanmak şart.