bugün

Türkiye' nin 1959 yılından beri dahil olmak için uğraştığı bir topluluğa dahil edilmesidir.

Türkiye 31 temmuz 1959 yılında o zaman ki adı avrupa ekonomik topluluğu(aek)' na başvurmuştur. 11 eylül 1959 yılında atina ile birlikte türkiye' nin başvurusu kabul edilmiştir. 12 Eylül 1963 yılında Türkiye ile AET arasında Ortaklık Anlaşması (Ankara Anlaşması) imzalandı.

devamında gerçekleşen bir çok anlaşma sonucu Türkiye, 10-11 Aralık 1999 tarihlerinde Helsinki’de yapılan AB Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi’nde oybirliği ile Avrupa Birliği’ne aday ülke olarak kabul edildi.
Türkiye'nin parçalanması yolunda batılı odakların öngördüğü bölücü bir takım kanunların Türk halkını uyandırmadan, kıllandırmadan çıkartılmalarını sağlamak için uydurulmuş bi kılıftır.
Türkiye'nin kendi iç dinamikleriyle yükseliş fikrini kabullenemeyenlerin, tüm dünyaya sırt çevirip yönün sadece bölük börçük bir Türkiye görmek isteyen avrupaya dönmüş olmasını arzulayanların cümle içinde sıklıkla kullandıkları bi ifadedir.
avrupa birliğine sağlı sollu girme eylemi. zira bunu fazlasıyla hakediyorlar. varlık nedeninin gereksizliğini kendi halkları bile anayasasını geçirmeyerek deklere etmişken, bizim adamların götünde dolanıp durmamız tuhaftır.
ülkemizde nedense uygarlığa geçiş aşamasındaki en önemli adım olarak gösterilen kavram.* halbuki; gerçekten gelişmiş ülkelerin avrupa birliğine ihtiyaç duymadığı ortadadır. aynı zamanda günümüzde avrupa birliğine alternatif teşkil eden ve geleceği parlak olan yeni oluşumlar bulunurken illa bir noktada diretmenin faydasızlığının göstergesidir.
(bkz: şangay işbirliği örgütü)
-avrupa birliği'ne kafam girsin.

(bkz: dünyanın en yüzeysel türkiye cumhuriyeti vatandaşı)
devletimizin avrupa treninin son vagonu olmakta ısrar edip asya treninin lokomotifi olmayı elinin tersiyle itmesine sebeo olan hayalidir.
saksafon sadece bir çalgı, 31, 62 ve 69 sadece birer sayı olarak algılanmaya başlandığında gerçekleşecek olan eylem.
güncel Önemli Başlıklar