bugün

kendini anlayacak birinin olmaması durumunda yaşanan ruh hali.
atılan çığlıkların tamamen sana ait olması ve senden başka pek bir duyanın olmaması halidir.
avaz avaz bağıramamak gibide değerlendirilebilir... adada tek başına mahsur kalmış insan halidir.
insanın içinde dünyaları yıkması eylemi

(bkz: yokolmak)

edit : eksi veren ibneye sessizce selam ederim.
(bkz: alıştım susmaya)
aşkı memnu'daki beşir örneği.susma beşir konuş.
burundan ve kulaklardan alev çıkması ile vuku bulacak olay.
fırtına öncesi sessizliktir. hatta fırtına sırası sessizlik olabilir. hatta ve hatta insanın içindeki fırtınayı bastırmaya çalışması bile denebilir.
gözyaşlarını içine akıtmakla eşdeğerdir.
Çok zor bazen
Avaz avaz susmak
Saklanmak kendine
Kendinden vazgeçmişken

Çok zor bazen
'Belkiler' biriktirmek
Ve sana tutunmak
Hem de sana rağmen

Üşürsen söyle hemen
içimin camları kapansın
Bıraktım öyle kalsın
Bizim gibi darmadağın

Beni sevmediğin zamanlarda
Alıştım susmaya
Hiç ağlamadım, ağlamadım
Alıştım susmaya

Beni sevmediğin zamanlarda
Alıştım susmaya
Hala soğuk soğuk hala
Alıştım susmaya

Çok zor bazen
Nefes alabilmek
Ve sağ çıkabilmek
Senin iklimlerinden

Sen bana
Senden kalan
En sevdiğim, en sevdiğim yalan.
işin en acı tarafıdır. uykuda gibi ama uyanık çığlık atmak gibi ama kendi sessizliğinde boğulmak.
"söylesem tesiri yok, sussam gönül razı değil" durumudur.
sükutlu bi isyan halidir. kaybedilenlerin ardından için için haykırmaktır. içinde kopan fırtınaları sadece kendin duyarsın attığın ve duyulmayan her çığlık seni dakika dakika bitirir.
içinden bağırmaktır.
bir de tıklım tıkış yalnızlık olanı vardır. o da en az bunun kadar acı vericidir.iç daraltıcıdır.
hayatımda duyduğum edebiyat parçaladığını düşünen ama bir halta yaramayan en itici cümlelerden biri.
bu zıtlıklar falan bir araya gelince çok duygusal bir sentez oluşuyor herhalde. yani ya da ben bu işten hiç anlamıyorum.
ne bu yani avaz avaz susmak? bir kere anlatım bozukluğu var kafadan bitmişin sen daha ne edebiyatta kendine yer arıyorsun?
var efendim böyle sırf bu tarzda cümle kurabilmek için kasan abilerimiz ablalarımız. bayağı önemsiyorlar bir de.
bu cümleler o kadar çok ki hem de! insanın kaçası geliyor duyduğu yerden.
yok neymiş avaz avaz susmakmış, çığlık çığlığa susmakmış, ölüm sessizliğinde bağırmakmış falan ya cidden bayıyor söylemeden geçemedim bırakın bu romantik halleri. yani keko bir durum çıkıyor ortaya. herkes emre aydın gibi oluyor. kağıt evler içinde ateş yakmak gibi sana gelmek falan. ruhumu daraltıyor.
avazı çıktığı kadar bağırmanın tersi bir durumdur.
"...sussam dilime yazık..."
Kahraman tazeoğlu'nun susacak var kitabında cılkını çıkardaığı sözcük grubu.
(bkz: içine doğru sıçmak)
konuşmanın daha yıkıcı olacağı durumlarda yapılan şeydir. susarsınız ama kendi iç dünyanızda konuşursunuz, söylediklerinizi karşı taraf asla duymaz. gününü beklersiniz. bu suskunlukların bitip onun yüzüne karşı avaz avaz bağıracağınız o müthiş günü...
bazen tepki vermemek en büyük tepkisizliktir ya, bazen susmakta küçük dağlarda çığlara sebep olacak kadar bağırmaktır.
bazen kişinin anlaşılmadığı anlarda, kendi içine dönüp, fırtınalarını tepkisizlikle bastırması,sessizliğine gömmesi.
emre aydın ın elimle koymuş gibi kaybettim gibi aykırı şarkı sözlerinden biri.
yeni bir akım. zarfları, anlam olarak zıt durumları belirten fiillerle tamamlayınca acayip vurucu cümleler kurduğunu düşünen kimseler tarafından kullanımı çok yaygın bu aralar.