ateistlerin cevap veremeyeceği sorular

Ateistler imansız adamlardan oluşuyorlar. Savundukları reel birşey yok ki soru sorulsun. Önce onar soracak biz cevaplayacağız. Çünki meyve bizde orda ne var? Kir Yahudi mutasavvıfçısı darvin birde yine Yahudi Karl marks. Munafıklardan ders alınmaz. Bu adamlar Yahudi dir ve onlar içinde asla ateist göremezsin. Uyanın artık.

Bu kadar büyük bir sistem bir tesadüf müdür ?

Sen kendi vücuduna bile tamamen hakim olamazken tüm sistemin tesadüfi olduğu nasıl savunabilirsin ?

En basitinden kendi vücuduna bir bak.Ellerini kollarını oynatabiliyor olman senin ona tamamen hakim olduğun anlamına gelmez.
Yediğin bir besini sindirme yada kesilen ve kanayan yaranın iyileştirmesini engelle yada hızlandır..
Düzgün çıkmamış dişlerini çektir ve yerine yenisini çıkartır.
Dökülen saçlarının dökülmesini engelle hatta daha gür ve yoğun çıkart.

Allah aşkına hangi birine müdahale edebiliyorsun sen bir hiçsin kendi vücuduna baktığında bile bir kaba bir hapishaneye koyulduğunun farkına var ya.

Hangi dış görünüşü hangi ailede doğacağını hangi ortamda büyüyeceğini ve hatta önüne çıkan hiç bir fırsatı sen seçemiyorsun.Her şey önceden hazırlanmış.Sende o içine hapsolmuş vücudunla fiziksel olarak olaylar karışsında tepkiler vermekle yükümlüsün.iyi veya kötü.

Kötü bir söz kötü bir davranış başkasını üzme sevindirme ve dahası.Açıkçası uyanma vaktin geldi inkar etme sakın bütün bu sistemi.

Etrafındaki sistemin kurallarını görmüyor musun?En temelinden yer çekimi kuralı.Tıpkı bir programcının programın içindeki kuralları önceden belirlemesi gibi.Işık hızı ses hızı yer çekimi direnç hepsi önceden konuşmuş kurallar sen bu kuralları ne ihlal edebiliyorsun nede değiştirebiliyorsun.

Allah en güzel programcı dır mühendistir.Sisteminde hata yoktur tıpkı kendisi gibi.Güneş her gün doğar ve batar saat gibi işleyen bu sistemde biz hapsolmuş durumdayız gerçek kurtuluş onunladır.

Allah yoksa şu karşıdaki dağları kim yarattı. Jdjsmx.

bütün sorulardır. zira kendielrinin hiçbir şeye cevapları yoktur. hep başkalarının cevaplarını kullanırlar. asalaktırlar.

istesem hepsine cevap vereceğim sorulardır.

ama değmez amk.

(bkz: evet tesadüf amk)

bu kadar büyük bir sistem bir tesadüf müdür?

sorusu artık bitsin amk.

akıllı tasarıma dair soruları pişirip pişirip öne sunmanın bir anlamı yoktur bence.

şu patatesteki kıvrıma bak ne yüce bir şey değil mi o halde bir yaratıcı var demek gülünç oluyor.

akıllı tasarımın çöktüğünü size şimdi nedenleriyle anlatacağım. ( akıllı tasarım bana göre tanrı iddiasına dair en güçlü kanıttı hatta tek kanıtı ve tüm dindarlar aslında çok konuşur ama hep bunu söyler)

örnek vereyim;

mesela bir topline bile kendi kendine olmazken evren nasıl oluşur.
bir pilot kalem bile kendi kendine oluşmazken koca evren nasıl oluşur.

bu böyle gidebilir. bu soruların hepsini özü akıllı tasarımdır.

şimdi gelelim cevaba:

evrimcilere göre: "tanrı için bir şeyin basitini yapma daha sonra bundan karmaşığa gitme ve giderken bir sürü hata yapma diye bir mantık olamaz."

bu söz çok önemlidir, çünkü bu durum bize deneme yanılma olan bir yöntemi gösterir ve tanrı gibi mükemmel bir aklın deneme- yanılma yöntemini benimsemesi saçma oluyor.

işte tesadüf tanımı da budur. tesadüften kasıt bir şeyin oluşmasının belli bir akla sahip olmamasıdır ve belli bir mantıki çevrede ilerlememesidir.

evrimin kendi mekanizması olsa bile bunun netliği, sabitliği, hep aynı yönde olacağı diye bir şey yoktur.

tanrı'yı neden reddettiğidir. basit ve komik gelebilir. ama özünde tanrının reddi, bizatihi tanrıyla değil tanrıya inananlardan yola cikilarak gerçekleşir. en azindan 20. yy'dan sonra. ben bu insanların tanrıya inandıkları icin yaptığı seyler yapmam diyerek ateist olmanin tanrıyla hicbir ilgisi yoktur. ben tanrıyı tanrı olmadığı icin reddediyorum diyen bir ateist ise henuz dünya uzerinde buna gecerli bir sebep bulamamistir. tanrı yoktur; çünkü ... denildiğinde tanrının var olmadigina yonelik ozsel olarak henuz tatmin edici bir cevap verilememistir. ışide bakıp ben tanriya inanmıyorum diyen birisi, ilkesel olarak reddetmis olur, yani daha dogrusu inanmayi tercih etmemis olur. bu durum onu ateist yapabilir mi? belki. ama tanrının var olmadığını kanitlamaz. gene konusturdunuz beni.

her hareketin temelinde ve öncesinde itici bir hareket varsa ve hareketler silsilesi sonsuza kadar devam edemeyecekse ilk hareket verici kimdir- nedir.

cevap ; hareketin başlangıcı yok. sonsuz zaten evren.

Tanrı kendisinin bile kıramayacağı büyüklükte bir sopa yaratabilir mi?

pragmatist bir manifestonun edimsel imgelenmelerine öykünen yaptırımları karakterize eden kuramların tümünü gerçekleyebilme yetisine haiz bir öngörümsel önerme varyantı olarak kabul edilse de, içsel çatışıklıkları pasivize etmenin bilişsel algılanması söz konusu olduğunda pitoresk bir tümevarım sağlayabilecek bir betimlemeyi, en marjinal kulvarlarda, ayrımlanabilir ve determinist bir tarzda angaje edebilme kapasitesine sahip olan nedir?

tanrı kendini yokluktan nasıl yarattı ateiste sorulacak bir soru değildir çünkü ateistin tanrı yarattı diye bir iddiası yoktur.

"Tır şoförleri uzun yoldan geliyorlarsa uzun yollar neden tır şoförü olmuyor?"

En delikanlı ateist bile kaçacak yer arıyor bu sorudan sonra...

belki beynin kabul etmeni istemiyor, belki çevrendeki pek çok kişi de inanmanı istemiyor, ve hatta belki şimdiye kadar okuduğun bütün kitaplar sana olmadığını söylüyor. peki kalbin ne diyor? orda bir allah var mı? (bkz: yok)

1-) Herşey tesadüfen mi oluştu diyenlere cevabım şudur ki ; Tesadüfen oluştuğunu söylediğiniz şeylerin belli bir düzene oturması 4,5 Milyar Yıl aldı. 4,5 m.yıl içinde şuan ki duruma gelmesi mantıksız gelirken 7 gün içinde evrenin oluştuğuna inanmak ise ayrı bir komikliktir bence.
2-) Evrim bir hatalar bütünüdür aslında. Şöyle söyliyim aynı ırktan iki canlının çiftleşmesiyle bir yavru meydana geldiğini hepiniz biliyorsunuzdur peki bunun nasıl gerçekleştiğini kaç kişi biliyor ? Döllenme oluşmaya başladımı proteinler her iki canlıdan gelen dna ve genetik bilgileri kopyalayarak yeni canlıyı oluşturmaya başlarlar. Milyarlarca kopyalanması gereken şeyden bahsediyoruz haliyle hatalar meydana gelir ve genler yanlış kopyalanır. Bu yanlış kodlama daha farklı ırkların oluşmasına sebebiyet verir. Tabiki birden bire bir koç gidipte kurt yavrusu doğurmaz. Milyonlarca yıl alır bu olay. Birde adaptasyon sonucu oluşan evrim vardır. Daha fazla kullandığı bir organın yıllar içinde dahada gelişmesi.
3-)Ne zaman konu açılsa insanların,canlıların mükemelliğine bak denir. Ulan bizim neremiz mükemmel ? Doğumumuzdan ölümümüze kadar binlerce kez hastalığa yakalanıyoruz kimimiz hayatı boyunca çekmek zorunda olduğu rahatsızlıkları var. Ben yaşayabilmek için günde kendime 4 kez iğne yapmam gerek. mükemmellik bu mu ? Eski çağlardan bugüne kadar tanrıya tek bir sebepten ihtiyaç duyuldu. Oda açıklamasını bilmediğimiz şeylerin sorumluluğunu ona yüklemekti.

Ateistlerin cevap vermesi gerekmeyen sorulardır. Eğer bir Allah varsa,müslümanlar bunu kanıtlamak zorundadır. Bertrand Russell hayatta olacaktı da size şunları açıklayacaktı şimdi:

Eğer ben Dünya ve Mars arasında eliptik bir yörüngede güneşin etrafında dönen Çin seramiği bir çaydanlık olduğunu öne sürseydim ve bu çaydanlığın en güçlü teleskoplarımızla bile tespit edilemeyecek kadar küçük olduğunu ekleyecek kadar da dikkatli olsaydım, kimse bu görüşümün tersini kanıtlayamazdı. Ama devam edip de bu savımın yanlışlanamaz nitelikte oluşundan dolayı insan aklının ondan kuşku duymasının kabul edilemez bir küstahlık olacağını söyleseydim, herkes haklı olarak saçmaladığımı düşünürdü. Ancak, eğer böyle bir çaydanlığın varlığı eski kitaplarca onaylansaydı, her Pazar günü kilisede kutsal gerçeklik olarak öğretilseydi ve okullarda çocukların beynine kazınsaydı, onun varlığından kuşku duymak bir gariplik belirtisi olarak görülür ve o kuşkuyu duyan kişiye yakınçağda bir ruh doktoruyla ya da daha önceki çağlarda bir Engizisyon yargıcıyla bir randevu alınırdı.

Organize dinlerin, açık düşmanlığımızı hak etmesinin nedeni şudur ki, çaydanlığa olan bir inancın aksine, din güçlüdür, etkilidir, vergiden muaftır ve kendini korumaktan aciz küçük çocuklara sistematik biçimde aşılanır. Çocuklar gelişim yıllarını çaydanlıklar hakkında manyakça kitaplar ezberleyerek harcamaya zorlanmazlar. Devletin okulları, anababaları yanlış biçimdeki çaydanlıklara inanmayı tercih eden çocukları okul sisteminin dışında tutmaz. Çaydanlığa inananlar, çaydanlığa inanmayanları ya da çaydanlık kâfirlerini veya çaydanlık sapkınlarını hatta çaydanlığı inkar edenleri ölümüne taşlamaz. Anneler çocuklarını, bir değil de üç çaydanlığa inanan çaydanlık-gâvuru eşlerle evlenmemeleri için uyarmaz. Önce sütü koyanlar, önce çayı koyanların dizlerini parçalamaz.

hani diyorlar ya insanlık maymundan geldi peki ilk maymunu kim yarattı ?

Şu anda dünyadaki ve evrendeki sistem ve düzen bir akıl tarafından sistemli bir şekilde ortaya çıkarıldığını çok açık gösteriyor. ister kozmik bilinç de ister tanrı ister yehova ne dersen de var işte

"Allah yoksa neyi inkar ediyorsun orospu çocuğu?" diye örneklendirilebilir.

akşamki real madrid-wolfsburg maçı n'olur diye birkaç atayize sordum. hayret bunu da bilemediler. bunlar da hiçbir bok bilmiyor amk.

Bunların alayı cahil herşeyi bilirler bunlar.

öncelikle bilmekten kasıt ne değip felsefeye kaçmayacağım ama " ol dedi oldu" gibi bir kelime bir açıklama değildir.

şimdi bir tanrı vardı cankoşlar, bir an sıkıldı, kendini kötü hissetti booom.

big bang oldu.

peki nasıl oldu?

"ol dedi oldu"

ee bir sürü gezegen var hayat olmayan onlar neden oldu berke?

demek ki ona da olma demiş.

bu tür şeyler bir açıklama değildir yani. berke örneğinde de gördüğünüz üzere, böyle bir şey olamaz.

birader sen hayırdır yaa?
bırakın cevabı o düşünsün.

çok zekice sorular olduğundan cevap verilemeyenlerdir.

"insanlar maymundan geldiyse ilk maymunu kim yarattı?"

zeka fışkırıyor amk.

Emekli, dul ve yetim maaşlarına
%3 zam verenler kime inanıyor.