bugün

ikisinin arasında dağlar kadar fark olması ve bunu anlayamayan insanların durmadan tartıştıkları konu.
bir tür ikileme.
(bkz: dinci fethullahcı)
anlatım bozukluğuna yol açan (bkz: gereksiz sözcük kullanımı).
(bkz: aydınlanmanın böylesi)
(bkz: her gün yeni bir troll)
ateist kemalist'ten başka bi alternatifi yoktur. müslüman kemalist diye bişey olamaz. ha ateist ha kemalist aynıdır.
allah'a inanmayan ve kemalist görüşü benimseyen kişidir.

başka sözlükten kopyaladım şu yazıyı. kemalist ve kemalist olmayan herkesin okuması gereken bir yazı gibi.

selamlar ey halk,

“hayatta en hakiki rehber bilimdir, fendir. bilim ve fen dışında rehber aramak gaflettir (vurdumduymaz) cahilliktir.”.

bu yukardaki cümleyi daha önce hiç duydunuzmu? hiç sanmıyorum.
çok azınız belki duymuştur ama çoğunluğunuz duymamıştır.
nee? “imam hatip okulları hariç; diğer okullardaki atatürk büstlerinde mi yazıyor?
nee? okulda tarih derslerinde de mi okudunuz?
olabilir ama bu koskoca ata’nın sözlerini duyabilmek herkezin harcı değildir. isterseniz bin kere okuyun yinede duyamazsınız.
zaten bazılarının asla duyamayacağını da bildiği için o sözlerin içine “vurdumduymaz” kelimesini de sokuşturmuş benim sevgili dahi atam.

ben şimdi sizlere bu sözleri duymanıza yardım edeceğim, ama yinede duyamazsanız, bu defa hem atamızın yukardaki cümlesindeki vurdumduymaz küfürünü yemekle kalmazsınız, aynı zamanda da ata’mız sizin de atanız olmaktan çıkar.
yani notamatik tarafından, otomatik olarak atatürkçülük’ten afaroz edilirsiniz.

önce atamızın bu sözleri niçin sarfettiğini anlamınız için şu iddiaya bir dikkat edelim:
iddia:
yûnus sûresi/57:
ey insanlar! işte size rabbinizden bir öğüt, kalplere bir şifâ ve inananlar için yol gösterici bir rehber ve rahmet olan kur’an geldi.

cevap:
efendiler!
dünyada her şey için, medeniyet için, hayat için, başarı için en hakiki rehber ilimdir, fendir. ilim ve fennin dışında rehber aramak gaflettir, (vurdumduymaz) cahilliktir, doğru yoldan sapmaktır.

şimdi tam burada istemeden atamızın sözlerini yarıda kesip, notamatik olarak notalarımın arasına bir es koymak zorundayım.
malum! anlamayanlar yada vurdumduymazlar çok.
tek ümit kademe kademe nefes aldıra aldıra anlatmak.
şimdi:
kuran ne demiş? “bu kitap insanlara doğru yolu gösteren bir rehberdir” demiş.
atamız ne cevap vermiş : “en hakiki rehber bilimdir”.
siz dinciler şimdi dersinizki; “atamız kuran’ı düşünerek bunu söylememiştir.”.
ilkönce; o sizin gibi dincilerin atası değildir, “atamız” diyerek ağzınıza almayın.
ayrıca bakalım kuranı düşünmedenmi söylemiş yoksa kurana karşı cevap olarak mı söylemiş görelim.
ilkönce şu cümleye bir dikkat çekelim: “en hakiki rehber bilimdir”.
bunu söyledikten sonra başka birşey söylemeye gerek varmıydı acaba? yeterince anlaşılacak gibi değilmiydi de ardından da şunu ekleme gereği duymuş?:

“ilim ve fennin dışında rehber aramak gaflettir, (vurdumduymaz) cahilliktir”

şu yukardaki “dışında” kelimesine dikkat edin.
atamız gibi bir dahinin, kuranın insanlar tarafından rehber olarak alındığını unutması mümkünmüdür acaba?
atamız kuran’ın insanlar tarafından rehber edinildiğini bildiği halde “bilimden başka rehber aramak cahilliktir” demesi neye işaret eder sizce?
üstelik yukarda da dediğim gibi; amacı sadece bilimi övmek olsaydı, sözlerinin ardına “bunun dışında rehber aramak cahilliktir” cümlesini ilave etmeye gerek duymazdı herhalde.

yetmedimi?
yetmez tabiki sizin gibi dincilere.
atamız demiş zaten size vurdumduymaz diye, daha ne desin.

devam edelim:
atamız bununlada yetinmemiş, “hitap ettikleri” mutlaka anlasınlar diye, devam etmiş.
cahil dedikten sonra ne demiş? “doğru yoldan sapmaktır.”.
oysaki yukardaki kuran ayeti ne diyor: bu kuran yol gösterici bir rehberdir
atamız ne diyor bilim dışı rehber için: “doğru yoldan sapmaktır.”.

işte bu yüzden, bizim atamız kendisine inananların atasıdır, arapların ve arapçıların atası değildir.

bittimi? bitirirmi benim güzel atam hiç, iyice hıncını almış sizin gibi araplardan.
yetmemiş devam etmiş:

“yalnız, ilmin ve fennin yaşadığımız her dakikadaki safhalarının gelişimini anlamak ve ilerlemelerini zamanında takip etmek şarttır.”.

yani 1400 yıl önceki arapın bilim saydığı kitabı rehber gösterip “tamam işte bak bende bilimden yanayım diyerek satma” demiş.

devaaam, daha bitmedi. susturamamış sizin ümmetiniz atamızı.

“bin, iki bin, binlerce yıl önceki ilim ve fen dilinin çizdiği kuralları, şu kadar bin yıl sonra bugün aynen uygulamaya kalkışmak elbette ilim ve fennin içinde bulunmak değildir.”

hevesin kursağında kaldı dimi dinci baba dinci?
kuranı gösterip “buda bilimdir” diyecektin dimi?
o cühela aklınla, koskoca atamı mat edeceğinimi sandın sen? senin ne diyeceğini bile 80 yıl öncesinden tahmin etmiş benim sevgili atam.
sen hala anlamamazlıktan gel ama benim canım atamın dahiliği bitmezki; senin anlamayacağını bildiği gibi; ben ve benim gibilerin anlayacağını da söylemiş.
devam:

“çok mesut bir duygu ile anlıyorum ki hitap ettiklerim (hitap ettiklerim) bu gerçekleri anlamışlardır. mutluluğum artıyor. öğretmenlerimiz, eğitim ve öğretiminden sorumlu oldukları yeni nesli, gerçeğin ışıklarıyla donatılmış bir şekilde yetiştireceklerine söz vermişlerdir. bu hepimiz için onur verici bir durumdur.”
atatürkçülük (birinci kitap) s.63″

şimdi ordan bir cühela daha çıkar “ama atamız dinimiz için şöyle şöyle de demiştir.” der.
ben en iyisi atamın yaptığı gibi şu cühelaların bütün yollarını tıkayayımda boşuna viyaklamasınlar.
önce: yukarda söylemiştim “atamız” diyerek ağzınıza almayın, “atanız” deyin.
sonra: atamız kaç kere güzel birşey söylemiştir sizin dininiz için?
bir iki dimi?
o kadarını mecbur kaldığım zamanlarda kafirin en önde gideni olduğum halde ben bile “mecburen” söylüyorum.
daha geçen gün bir cenaze namazına katıldım ve namaz kılarmış gibi yaptım.
böyle dinle yatıp, din ile kalkan ülkelerde, dinsizliğini belli edersen, başına gelecekler malumdur.
kaldı ki; o zamanki cahil halkın dinden başka anladığı bir dil yokmuş bile. dinsiz bir adamı kendilerine önder yapıp arkasından giderlermiydi sizce?
işte bu yüzden atamız açık açık dinsizliğini belli etmeyip akıllılık yapmıştır.

arkadaşlar, dostlar, kardeşler!!
siz bu dincilere inanmayın.
atamızı bunların eline bırakırsanız, onu hacı da yaparlar, hoca da yaparlar.
bunlarda utanma denen birşey yoktur.
nasıl ki elin hristiyan gavurularını müslümanlıkla alakaları bile olmadığı halde, “müslüman oldu” diye yalanlar uyduruyorlarsa, aynı şeyleri atamız için de uyduruyorlar.
örneğin kaptan custo ve neil amstrong asla müslüman olmadıkları halde, onlar hakkındaki yalanlarını hala utanmadan sürdürüyorlar.
atamızı da ele almış bu utanmaz arlanmazlar. özellikle harun yahya denen, adı bile sahte olan, 7 ayrı devlet hastahanesinden 7 kere şizofren raporu verilmiş olan ve kamuoyunda gerçek adıyla; “cinci hoca adnan oktar” olarak bilinen şahıs, atatürkçülük yoluyla genç beyinleri din karanlığına batırmak için atatürk’ü dindar gösteren siteler yapmış.
inanmayın siz bunlara; siz burdaki çok değerli yazarımıza ve bu notamatik’e inanın.

yukarda atamızın bir dinsiz olduğuna size bir sürü deliller sundum ama bunlarda yetmediyse bakınız dahada çarpıcı deliller var:

1- atamız yüzlerce bina yaptırmıştır fakat bir tane bile cami yaptırmamıştır.
2- içki içerken bir çok resimleri olmasına rağmen namaz kılarken çekilmiş bir tane bile resmi yoktur.
3- bu amaçla yapmasa bile latin alfabesini getirerek, kuran okunmasını zorlaştırmıştır.
4- din çağırıştıran birçok kıyafet çeşidini yasaklamıştır.
5- din eğitimi amaçlı bir çok kuruluşu kapatmış fakat din eğitimi veren hiçbir kuruluş açmamıştır.
6- islamda cuma olması gereken tatil gününü pazar gününe almıştır.

öte yandan;
“medeni bilgiler ve atatürk’ün el yazıları ” adında bir kitap var.
bu kitap atatürk’ün manevi kızı, türk tarih kurumunun kurucusu olan ve yakın zamanda vefat eden, sayın prof.dr afet inan tarafından yazılmıştır.
bu kitabı hiçbir kitapçıda bulamazsınız, bilirsiniz böyle kitapları satmakda, almakda cesaret ister.
ama bu kitabı türk tarih kurumu 7,5 ytl bedelle satıyor.
oradan temin edebilirsiniz.
onlar satıyor çünkü türk tarih kurumu zaten sayın afet inan’ın eseridir. satmaya mecbur gibiler yani.
gidin o kitabı alın ve atamızın din hakkında kendi eliyle yazdığı yazıları görün, bakalım notamatik’mi doğru söylüyor yoksa bu arap milliyetçileri mi?
şimdi bir geri daha çıkar “afet inan yalan söylüyor” der.
afet inan o kitaptaki atamızın yazılarını kendisi yazmamıştır. atamızın “kendi el yazısıyla” yazmış olduğu dökümanların üzerinden fotokopi çekmiştir.
ona da inanmıyorsanız, baristik büro denen birşey var. gidersiniz orada o fotokopilerin atamızın el yazısı olup olmadığını kontrol ettirirsiniz.

iyice köşeye sıkıştınmı üsküdarın dincisi?, gönlümün birincisi?
sen bir kere gül, üsküdar senin olsun. bana kadıköy yeterde artar bile.
ama tee üsküdardan uzanıp; göztepe parkıma cami yapmaya da kalkma.

türk, ermeni, yahudi, laz, kürt, çerkez, her kim varsa; tüm türk milletime en güzel sevgilerimle.
araplar hariç.

http://islamiyetgercekleri.wordpress.com/...