bugün

sobalı evde büyüyen, pikniğe gittiğindeyse çalı çırpı toplamak için yarışan ve o topladığı çalı çırpıyı ateşe atmayıp, tek tek her sopanın ucunu yakan, ''acaba şu ağacı yaksam bütün orman yanar mı?'' diye düşünmeden edemeyen, yerde karınca bulsa hemen ateşe atıp kızarmasını izleyebilitesi tavan yapmış, anne ve babasının gözetimi altında tutulmadığı sürece çevresine maksimum düzeyde zararlı olabilecek çocuktur.

bu çocuk ki, evde yalnız kaldığı vakitlerde defter yaprağından en az 4-5 adet kopararak mutfağa girer ve hemen kibrit arayışına koyulur. çakmak değil ha, özellikle kibrit. zira kibrit kokusuna** mest olur bu manyak çocuklar. topladığı defter yapraklarını ya bir tencerenin içine ya da da lavaboya depiştirir. hatta o kadar az kağıttan tatmin olmaz, evde kaç tane işe yaramayan kağıt parçası varsa(ki bu daha ödenmemiş elektrik faturası da olabilir) hepsini bir bir dizer. geri dönüşü yoktur, o ev yakılacaktır! pis bir gülüşten sonra yatak odasından tuvalete kadar heryere kibrit için bakılır ve en sonunda bulunur. eğer iki adet dolu kibrit kutusu bulduysa, bunlardan birini haybeye yakma isteği uyanır. içinden bir çöpü çıkartıp, diğer kibritlere değdirerek yanmasını zevkle izler. odadaki işi bitmiş, mutfağa doğru yönelmiştir. allah kahretsin ki musluktan kağıtlar üzerine su damlıyordur! hay böyle şansındır! ıslanan kağıtların yerini yedekler alınarak işe koyulunur. ilk kibrit çöpü yakılmış, kağıtların üzerine atılmıştır. en üstteki kağıt yavaş yavaş tutuşmaya başladığından dolayı çocuğun suratında salak ve anlamsız bir gülümseme ifadesi oluşur. tutuşan kağıdın üstüne altta olan kağıtlar getirilerek alev dahada büyütülmeye çalışılır. 5 dakika bile sürmez, ateş hakikaten çocuğun istediği kıvama gelmiştir. ama o da ne!? yükselen ateş yüzünden rafta duran bez parçası da tutuşmaya başlamıştır. işte o an çocuğun götü aynı yaktığı kağıtlar gibi tutuşmuştur. zira akabinde anne vardır, terliği vardır, oda hapsi vardır. oluşturulan ateş musluk yardımıyla acilen söndürülmüştür. bardağa doldurulan su aracılığıyla bez parçasınnın da işi biter. çocuk rahat bir nefes alır ama daha büyük bir sorun vardır.

mutfakta uçuşan küller her yere dağılmış ve sulu olan her maddenin üstünde siyah noktalar oluşturmuştur. anne gelene kadar bu nasıl temizlenir!? yapmadan düşüncektin lan ibnetör... ayıkla bakalım pirincin taşını şimdi. aceleyle tek tek küller temizlenmektedir. ama farkedilmemiştir ki temizlerken ve ateşi söndürürken çocuğun üstü sim siyah olmuştur. fazla farkedilmeyecek gibi her yer düzenlenmiş, yusuf yusuf sesleri eşliğinde anne beklenmeye başlanmıştır.

ve anne gelir.
kapıyı açan oğlunun suratına 1-2 saniye bakakalır. ''o surat ne'' der. çocuksa ''ne varki? bişey mi olmuş suratıma'' der.. anne kişisi aynaya gidip bakmasını, kendisinin de yemeği hazırlayacağını söyler. çocuk aynaya bakar ve yüzündeki izlerken bayağı şaşkındır. tam o esnada mutfaktan bir çığlık sesi gelir... masa örtüsü, rafı süsleyen bezler ve plastik sürahi yanmıştır. bu sefer telik te değil, bildiğin oklavayı alınıp ''evlat kovalama seansı''na geçilir. 1 hafta dışarı çıkma yasağı, 2 hafta harçlık yasağı ve televizyon izlememe yasağı ile çocuk terbiye edilir.

çocuksa ağlaya ağlaya odasına girer, sabah yediği bokun aslında iyi birşey olmadığını düşünmeye başlar.