bugün

bir sorudur. fakat öyle doluşup öhöö gafamıza vurdu namaz gılmayın dedi gibi mal mal şeyler yazmayın. ciddi bi soru bu, atatürk bu ülkeye toprak bakımından, askeri bakımdan ne kattı? osmanlıyı yıkması onun sabit fikrimiydi?
Degildi kendisi de bir Osmanli Paşasiydi.
Osmanli kendini batiya kendisi yiktirtmiştir. Balta Limani ile Osmanli ekonomisi açik pazar haline geldi. 2.Mahmud Misir Valisi Kavalali Mehmed Ali Paşanin yardimiyla Mora'da isyan bastirtmiş, ardindan Kavalali ayaklanmiş. Bakin duruma, Fransizlar Ali Paşayla gorusup ikna etmişler. Mehmet Ali Paşa Adana'ya kadar ilerlemiş hatta daha ilersiydi su an aklimda degil. Rusyadan yardim istendi ve bir antlaşmayla 2.Mahmud doneminde Osmanli Rus usakligina soyundu bu sefer. Burada anlatmak istediğim koskoca Osmanlı öyle bir durumda ki Osmanlı valisi Saltanata ayaklanıyor ve Girit gibi sancakların kendisine verilmesini diretiyor. Saltanat da kabul ediyor. bu ilk değil patrona halil isyanı da bu şekilde. zor zanaat 1.mahmud temizlemiştir patrona destekçilerini.

Ardindan malum iç sebeplerle Tanzimat ilanlari ortaya cikti ve mutlak monarşi zayifladi. Bu sirada Türkleri takan yok. Cunku Turkler kurucu unsurdur. Ardindan Jon Turkler ittihatci altinda birlesip 1908'de Bab-i Ali baskini ile yonetimi ele aliyorlar. Bu sefer Alamanci hayranligi bas gosteriyor. 31 Mart 1912de ise buyuk 31 Mart olayi sonrasi(Burada yanilmiyorsam Manastir ve Selanik ittihatcileri arasinda bir hoşnutsuzluk sonucu catismalar cikiyor) ulkeyi bir arada tutmaya calisan Gok Sultan Abdulhamid tahttan indiriliyor. 1914'te zorla savasa sokulan Almanci tavirli osmanli karsisinda Kemal Paşa Türkçü bir yapiyla alman nufuzunu reddediyor. Çanakkale'de ki tavir ve onerileri buna ornektir. 18 Mart 1915 buyuk Canakkale Harp Zaferi ve Kemal Pasanin Anafartalar muharebesi buyuk yanki uyandiriyor. "Hasta adam" denen Osmanlida bir nebze umit yeşeriyor. Bu sefer çikagelen Vahdettin ingiliz yardakciligi yapiyor. 1917-18'de Kemal Paşa Talat Paşaya "Derhal Anadoluda hat olusturmali ne kadar Turk askeri varsa Anadoluya kaydirilmali ve derhal ingilizlerle antlasma yapilmali" seklinde beyanette bulunuyor.(Arsivimde bulursam bu beyanetin aslini atacagim.) unlu 1918 Filistin çekilişi meydana geliyor. Limon Von Sanders geri cekiliyor kaciyor ve Kemal Paşa ise Haleb hattinda savunma savasi veriyor. Cunku anliyor Arap yarimadasi coktan elden cikti Anadoluya bakalim. Enver Pasa anlar mi ? Hayir. Turanciligi yuzunden 1915 Sarikamis hezeyani yasaniyor. israrla bir pasaya" Ne olursa olsun Filistin ve Hicaz geri alinmalidir." diyor hatta " Bu Kemal Pasayi kursuna dizdirecegim" diye içerleniyor. 1918 savas bitimi Mondros mutarekesiyle oluyor. Bu antlasmaya ismet pasa bile olunlu yaklasiyor ancak Kemal Pasa icerleniyor. Antlasmaya gore asker terhis edilecek, gerektigi vakit istenilen yer isgal edilecek hatta Kafkas ve iran osmanli askerinden temizlenecek deniyor. Bu sirada Azerbaycan bu yuzden eldrn cikiyor. Ancak Kemal Pasa diplomatlarla Azerbaycanla baglantiyi koparmiyor. Derler Azerbaycani niye satti Kemal Pasa diye. Mondrosun 11.inci maddesini unuturlar...
1919 19 mayisinda Vahdettinin fahri yaveri olarak ordu mufettisligi gorevince Samsuna cikiyor. Nutuk'ta anladığıma göre, Anadoluda her bir yandan kolorduların durumunu istiyor. Hatta padişaha "izmir işgalini milletimiz ve askerimiz üzüntüyle karşıladı" şeklinde telgraf çekiyor.

Saltanat ve o dönem ki hükümet, kemal paşanın isyankar tavırları karşısında onu göreden alıyor ve idama mahkum ediyor. 1919-20 arası kongrelerle halk örgütleniyor, teal-i islam cemiyeti gibi bir cemiyet çıkıp o sırada "izmir işgaline karşı koymak saygısızlık." gibisinden laflarla Kuvay-i Milliyeyi aşağılıyorlar.

1918'de istanbul işgaline, 1919'da izmir işgaline göz yuman saltanata rağmen 1922'de oralara TBMM yönetiminde Türk askeri giriyor. işte en çarpıcı yararı budur.

1920 son Mebuslar Meclisinde Misak-i Milli kabul ediliyor. Sırf ingililer rahat etsin diye istanbul mebuslar meclisini fesh ediyor. hükümet damat ferit ve mustafa sabri gibi itler arasında gidip geliyor. Can alıcı nokta, Sevr Antlaşması 1920.

Sevr yürürlüğe giremiyor. Osmanlı toprağı sadece kuzey orta Karadeniz gösteriliyor.

23 Nisan 1920 meclis açılır. 1920 gümrüde ermenilerle antlaşma yapılarak doğu garantiye alınır. bazıları diyor kuvay-i milliyeye niye yardım etmedi Kemal Paşa. Organize görevi yürüttü. Ortada asker terhis edilmiş. Düzenli ordu kurulamamış tam olarak. Mahalli direnişler kurulmuş. Ki Güneye yardım gitmese orada politik etmen TBMM olmasına halk tepki gösterirdi. 1921 Ankara antlaşmasını Fransa TBMM'yle yapıyor. Güney sınırı da garantiye alınıyor.

Milli hareketi sonradan dizayn edebilen son Osmanlı kurucu unsuru Türkler Gazi Paşanın organizasyonuyla ayaklanmışlardır. isteyen olursa pdf olarak dönemin telgraflarının hepsini atayım tek tek okuyun.

Bu durumlara bakarsanız, 1920 Sevr'inden 24 Temmuz 1923 Lozan'ını karşılaştırırsanız, Anlarsınız nasıl bir faydası olduğunu. Osmanlıdan kalan Musul sorunu, Ermeni sorunu ve Kapitülasyonlardan asla taviz verilmemiştir.

Peki ekonomik olarak nasıl oldu ?

1929 Ekonomik buhranından önce devletçilik ilkesiyle Keynes'ten önce görmüştür durumu. izmir iktisat Kongreleriyle devletin ekonomi planı ortaya konmuş.
Ortada Osmanlı'nın borcu kalmış, Lozan'da Osmanlı ardılı devletlere borç dağıtılmış yük bir nebze azaltılmış, hem istikrarlı ekonomi kurulmuş sıfırdan 0 enflasyonla hem de osmanlıdan kalan borç ödenmiş. Bir sürü fabrika kurulmuştur. Yerli burjuvazi dizayn edilmiştir. Uçak satacak dereceye kadar gelinmiştir. Ne yazık ki ABD'yle gizli ikili antlaşmalar yapan AKP'nin eski hali DP döneminde özelleştireceğiz diye alayı satışa çıkarıldı.

1928 Harf devrimi ile Türkçe ses özelliklerine uygun bir alfabe dizayn etmiştir. Okuma yazma oranı %5-7 iken devrim sonrası bu sayı %20'lere fırlamıştır. Bazıları eleştirir, yok işte neden 600 yıllık alfabe sildin atamızın yazılarını okuyamıyoruz vs. 2.Abdülhamid'in bile bu yönde çalışma yürüttüğünü ilber ortaylı belirtir. Ha bir de 1920-21 Sovyet işgaline uğrayıp alfabesi Kril yapılan Azerbaycanlılar 1991'de bağımsızlığın hemen sonrası hiç düşünmeden Latin harflerine geçmişlerdir. Onlarda tarihlerinin 70 yıl parçası olan yazıları okuyamıyorlar şimdi zaten...

1925'le şapka inkılabı yapıldı. 2.mahmud nasıl fesi getirip memur kıyafeti düzenlemesi sonrası "gavur" lakabı yediyse, kemal paşa da öyle eleştri yemiştir. bu normal bir şeydir.

Ve son olarak bana göre, Atatürk'ün bu ülkeye katkısı; Türk ruhu aşılamasıdır. Türk ocakları gibi kurumlar kurup milli bilinci uyandırmasıdır.

"Türk ve Türkçülük karşıtlarını ezeceğiz." şeklinde beyanetleri olmuştur.

Atatürk demek; Türk demektir. Atatürk'e sövmek demek kusura bakmayın bu olaylar sonucu, Türk'e küfür etmek demektir. O yüzden her Türkçü aşırı şekilde Başbuğu sever.

Atatürk, Türklerin son başbuğudur. O Kür Şad gibi bağımsızlık ruhlu, o Tonyukuk gibi bilge, o Kül Tegin gibi erdemli ahlaklı savaşçıdır.

-----

ha biz neden Türk'ün türkten başka dostu yoktur diyoru biliyor musunuz ?

Orta Asya'dan kalkıp 2000 atla Kırgızlar istiklal Harbi için geldiler diye. Ayrıca Azerbaycan Türklerini bir nebze bile düşünmeden yardım etmeleridir.

"Mustafa Kemal Paşa, 3 Mayıs 1920 günü Doğu Cephesi Komutanı Kazım Karabekir Paşa’ya yazdığı bir mektupta;
Devlette hiç para kalmadı. Şu anda içeride para temin edebileceğimiz bir kaynak da yok. Başka kaynaklardan para temin edinceye kadar Azerbaycan hükümetinden borç para alınmasını temin etmenizi rica ederim diyordu.
Kazım Karabekir Paşa, isteği Azerbaycan hükümetine iletti.
Bu istek, Azerbaycan Sovyet Sosyalist Halk Cumhuriyeti ile Ankara Hükümeti arasındaki ilk resmi temastı.
Azerbaycan’dan Türkiye’ye uzanan kardeş eli…
1921 yılı içinde Nerimanov’un şahsi emri ile Azerbaycan Dışişleri Bakanı Mirza Davut Hüseyinov, kazanılan Birinci-ikinci inönü Savaşları münasebetiyle çektiği telgrafta;
Kazanılan bu büyük zaferlerden dolayı Türk halkını Azerbaycan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti adına kutluyoruz. diyor ve bu büyük zaferlerin şerefine;
Azerbaycan halkının yardım için 30 sistern petrol, 2 sistern benzin, 8 sistern kerosin gönderdiğini bildiriyordu.
Aynı yılın Mayıs ayında Azerbaycan devleti, TBMM hükümetine 62 sistern petrol gönderdi ve bundan sonra savaş bitinceye kadar aynı değerde petrol ve üç vagon dolusu kerosin göndermeyi taahhüt etti.
Bu taahhüdün dışında 1922 yılında Batum yolu ile Azerbaycan dokuz bin tondan fazla kerosin ve 350 ton benzin gönderdi.
Mustafa Kemal Paşa 1921 yılında Nerimanov’a bir mektup yazarak borç para talep etmişti.
Bu mektubu 17 Mart 1921 günü büyükelçi Nerimanov’a ulaştırdı.
Nerimanov, derhal 500 kg altın gönderdi. Bunun 200 kg’si devlet bütçesine, kalanı ise mühimmat ve silah için kullanıldı.
Daha sonra Nerimanov rusya’dan aldığı 10 milyon altın rubleyi Ankara’ya gönderdi. Bu yardımlarla savaş içindeki ülkenin durumunda belirgin bir düzelme oldu.
23 Mart 1921’de Azerbaycan hükümeti talep etmediği halde Türkiye’ye Azerbaycan halkının hediyesi olarak 30 sistern petrol, 2 sistern benzin, 8 sistern yağ gönderdi.
Nerimanov, Mustafa Kemal Paşa’nın yazdığı mektuba yazdığı cevabi mektubunda her gün kazanılan başarılarla Türk halkının emperyalizmden kurtulma günlerinin yaklaştığını, bu yüzden kahraman Türk halkını kutladığını yazıyor ve sonra ilave ediyordu;
Paşam, bizim Türk milletinde kardeş kardeşe borç vermez. Kardeş, her zaman kardeşinin elinden tutar. Biz kardeşiz, her zaman elinizden tutacağız ve tutmaya devam edeceğiz.”
(A. Şemseddinov, Kurtuluş Savaşı Yıllarında Türkiye-Sovyetler Birliği Alâkaları, shf.66)
"
Dirltti desek yeridir. Ama yaptığı belli başlı hatalar da vardır.
En büyük katkısı şüphesiz ki memleketi gavurdan arındırmasıdır.
saymaya başlasan sonu gelmeyecek kadar uzun olan devlete, millete faydalı hareketlerdir.
Cok olan katkilardir saymakla bitmez ve ayni zamanda Osmanlinin yikildigini sanan, turkiye cumhuriyetinin osmanli devami oldugunu bilmeyen yazar beyanlaridir. Oglum bilmiyorsaniz yazmayin birsey rezil ediyorsunuz kendinizi.
bir katkının olabilmesi için ülke olması gerek elde dimi ! hehhh işte o ülke varsa atatürk sayesinde var... sayısız katkısını saymaya gerek yok çok uzun sürer...
buraya yazmakla bitmeyeceği aşikar fakat öncelikle bir ülkenin var olmasını sağlamıştır. böyle onursuzca, gurursuzca değil. ilkelerle, şeref ile.
ahlak, güzellik, iyilik, harikalık,özgürlük ve kimse islamı sevmek zorunda değil.
Atamızın ülkeye katkılarını yazılacak şeylerden çok daha öte şeyler yeni bir ruh , yeni bir devlet , küllerinden , molozlarından tekrar olan bir halk.
Surda ataturke laf edenler de turk ya icim aciyor ulan adam yoktan var etti ulkeyi siz ordan gotunuzu kasiya kasiya laf edin ataturke ne bicim turksunuz siz. Ve ulkenin bu hale gelmesini saglayanlarda ataturke laf atanlarin ta kendisidir siz türk olmaya layık degilsiniz
güncel Önemli Başlıklar