bugün

kendisi için her zaman büyük bir eksiklik olan mevzudur. dünya çapında olduğu söylenen ve dünyanın her bir yanından methiye mektupları alan bir kişinin diplomatlarla tercümanlar vasıtasıyla görüşmesi gayet olumsuz bir durumdur.
yanlış bir bilgi. fransızca biliyordu.

bu da kanıtı:
http://www.youtube.com/watch?v=WA5lV0OXzFA
http://www.vidivodo.com/2...aturk-fransizca-konusuyor

düzenleme: ulan neyi eksiliyorsun. adam fransızca biliyor dedim sadece. bu kadar mı hazımsızlığınız?

aylar sonra gelen düzenleme: Anıtkabir'deki müzenin kütüphane bölümünde ingilizce, arapça, türkçe, fransızca, almanca ve osmanlıca kitaplar bulunuyor. çoğunun üzerinde atatürk'ün almış olduğu notlar mevcut.

kaynak
öğrenmeye vakti olmamasından ileri gelir. senin gibi klavye başında boş vakit öldürmüyodu o be hey dürzü. vatanı kurtarıyoduuu.
yanlış bir bilgidir. aksine çok iyi fransızca biliyordu.
almanca ve fransızca bilir. bazılarının ki de savunduğu kürtlerin dilini bilmez, yalnızca türkçe bilir. işte öyle bir şey.
o zaman anıtkabirde gösterilen fransızca kitap üzerine aldığı fransızca notlar ne oluyor diye sorulası durum.
haa bir de:
(bkz: dostum o bilgilerin hepsi anüsünden mi çıktı)
(bkz: boşalan boşluğu doldurmak)
mustafa kemal fransız tarihini fransızca okumuştur, azizim. ziyaretçilerle tercümanlar vasıtasıyla görüşmesi, ziyarette bulunan yahut ziyarette bulunduğu politikacıya ya da askere bazı mesajlar vermek amaçlıydı. annadın?
one minute ten fazlasını bilir.
(bkz: insanın kendini bilmemesi)
(bkz: şakacı seni)
1.külliyen yalandır; fransızca ve almanca bilirdi.
2.bilmediğini varsayarsak bile bu birini geriyor ise acilen doktora görünüp hazım problemini tedavi ettirmesi gerekir.
3.ulan eşek kafalı 2010 yılında bu ülkenin başbakanı bırak yabancı dil bilmeyi "minute" kelimesini bile doğru telaffuz edemiyor, sen daha neyin peşindesin.
one minute!

dünya lideri olmak dil bilmekle alakalı değildir, yaptıklarınla alakalıdır. adam bir milleti kurtarmış, yeni bir vatan armağan etmiş. bundan daha evrensel bir dil var mı?
(bkz: one minute)
bazı ermenizanların zoruna giden durumdur. sanane lan bilmiyorsa? hem bilmediğini kim söyledi, adam fransızca, almanca ve ingilizce konuşuyordu.
gayet akıcı fransızca bilir. yobazlara anıtkabir de atatürk ün kütüphanesini ziyaret etmeleri tavsiye olunur.
(bkz: götüyle entry yazanlar)
taraf tutmak ya da laf sokmaktan uzak bir niyetle, gayet naiv bir biçimde söylüyorum, gerek görmemiştir belki adam? ayrıca lozan'da fransızca bilmesine rağmen ısrarla türkçe seans da yapılmasını talep eden inönü'ydü. adamların bir amacı varmış demek ki.
(bkz: polemik yaratıp kaçmak)
fransızca, osmanlıca, arapça, farsça ve türkçe biliyordu. mors alfabesi denilen şeyi de. cahil cahil konuşmayın ya!

edit: bazıları demiş ki; tercüman ile yapıyordu siyasi ggörüşmelerini. bu burokrasiden kaynaklanan bir durum. devlet büyükleri konumlar itibariyle, o dili bilseler dahi görüşmeler herzaman bir tercüman ile gerçekleştirilir. bu da siyaset bilmeyen ama çok konuşan insanlar için gelsin.

bu arada; anlaşabilecek kadar ingilizce ve anlamcası da varmış. şuan öğrenmiş oldum.
fransızcayı bu başlığı iddaa edenlerin konuştuğu türkçeden daha iyi konuşuyordu. ayrıca tüm dünyaya hakettiği dilde cevabını vermiştir. burda olsaydı o da sana cevabını verirdi ama yok diye cevapsız kalıcan sanma onun izinden gidenler burda.

(bkz: mustafa kemaller ölmez)
akıcı şekilde yabancı dil konuşan liderlerin yapmadığını yaptı Atatürk,türk ulusu için yeni bir dil YARATTI,yoktan var etti.
bazı malların yanılgısıdır. kendi dillerini konuşamayıp - hoş, o dili de bok attığı atatürk ülkeye armağan etmiştir - klavye basında mastürbasyon yapan vatan hainlerinin kendini avutmasıdır. siz gidin de dizine secde ettiğiniz büyüklerinizin dillerini öğrenin. size o yakışır.

(bkz: senden ve senin gibilerden nefret ediyorum)
fransızca bildiği bilinmektedir.

atatürk' ün tek eksiği, hak ettiği hayatı yaşayamamasıdır!
ülkesine yaptığı onca şeyin yanında denizde bir kum taneciği kalır dikkat edinde o kum tanesi boğazınıza kaçmasın.
atatürk hem fransızca hemde almanca bilmekteydi. Çünkü Osmanlı döneminde subayların o zamanların dünya dili fransızca zorunlu olmak üzere en az iki dili anadilleri gibi konuşmaları zorunluydu. Atatürk'te fransızca'nın yanında büyük ihtimalle birinci dünya savaşı müttefiki olmamızdan mütevellit almanca'yı seçmiştir.

Burada asıl acı olan 100 yıl önce en düşük rütbedeki subaylar bile en az iki dil bilirken, günümüzde ne paşalar ne siyasetçiler tek bir yabancı dil bile bilmiyor.
anlayana sivrisinek saz anlamayana davul zurna az! şeklinde bir atasözümüzü yazıya dökücem ama bazıları yetersiz türkçeleriyle anlamakta güçlük çekicek olsun ama. hayır çamur at izi kalsın dicem bu yapılan onun paçasında toz etkisi dahi yaratmaz, anüsten uydurdum yükleniyorum durumu desek e böyle anüste yoktur artık çıkarmakta zorlanır insan. he düşününce daha niceleri çıktı bu ve buna benzer anüslerden şaşırmamakta gerekir. ama diyorum ki gelin daha fazla zorlamayın.