bugün

Mustafa Kemal Atatürk ün, 5 Şubat 1933 günü Bursa'da yaptığı öne sürülen konuşması neticesi ortaya çıkan görüştür.

Atatürk ün Bursa da yaptığı konuşma aynen şu şekildedir:

Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir. Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır.

Polis gelecek, asıl suçluları bırakıp, suçlu diye onu yakalayacaktır. Genç, Polis henüz devrim ve cumhuriyetin polisi değildir diye düşünecek, ama hiç bir zaman yalvarmayacaktır. Mahkeme onu yargılayacaktır. Yine düşünecek, demek adalet örgütünü de düzeltmek, yönetim biçimine göre düzenlemek gerek.

Onu hapse atacaklar. Yasal yollarla karşı çıkışlarda bulunmakla birlikte bana, başbakana ve meclise telgraflar yağdırıp, haksız ve suçsuz olduğu için salıverilmesine çalışılmasını, kayrılmasını istemeyecek. Diyecek ki, ben inanç ve kanaatimin gereğini yaptım. Araya girişimde ve eylemimde haklıyım. Eğer buraya haksız olarak gelmişsem, bu haksızlığı ortaya koyan neden ve etkenleri düzeltmek de benim görevimdir.

işte benim anladığım Türk Genci ve Türk Gençliği!
yanlış bir tez olup odun kafalı düşüncesidir.

anarşiye teşvik ediyor diyerek atatürk ün söylediklerine her zaman ki gibi art niyetli yaklaşılmıştır.

Bu konuşmayla ilgili olarak Prof. Dr. Ahmet Taner Kışlalı, Kemalizm, Laiklik ve Demokrasi adlı kitabında şu yorumu yorumu yaparmıştır : Tarihte bu sözleri söyleyebilen bir başka devrimci çıkmış mıdır? Başında bulunduğu devletin bile zaaf içinde olabileceğini düşünen, geleceğin siyasal iktidarlardan kuşkulanabilen, ama gençliğe böylesine sınırsız bir güven besleyen, böylesine çek veren, gençliği böylesine son çare olarak gören bir devrimci yoktur! Ve Atatürk, hem gelecek iktidarlar hem de gençlik konusunda yanılmamıştır.
nasıl görmek isterse öyle bakan kişinin iddiasıdır.

içeriğe, amaca, sonuca falan değinmeyeceğim fakat aralara birkaç eski kelime serpiştirilseydi daha inandırıcı olurdu be..
atatürk'ün ağzından veya kaleminden çıkan hiçbir şeyi okumamış bir kimse tarafından, bugünün türkçesi ile yazılmış ve sığ ifadelerle acemiliği kabak gibi gözüken bu konuşma, şu haliyle buna inanmaya yatkın kesimi bile inandırmaktan uzak vaziyette.
her şeyi götünden anlamak diye ben buna derim. adam 77 yıl önce bugünü tasvir etmiş. götten beyinliler hala anarşi diyor teşvik diyor. saygı duyup dua edeceğinize ölüye saldırıyorsunuz. atam anarşiye teşvik ediyorsa bir bildiği vardır. izindeyiz atam.
şimdiye kadar hiç bir gencin bu teşviki dikkate almamasıyla neticelenmiştir.

"olur mu ama deniz gezmiş, mahir çayan vardı" diyen dingiller olacaktır muhakkak. doğru, kesin bu vatandaşların bir numaralı motivasyonu olsa olsa bursa nutku'dur. o yüzden biri "yaşasın marksizm, leninizm" diyerek gebermiştir, diğeri de sivilleri katlettikten sonra jandarmayla çatışırken.
bu nutuk un atatürk' e ait olup olmadığı muammadır. eğer aitse bile sözleri sadece komünistlerin üzerine alınıp, yıllarca sisteme karşı mücadele vermesinin de ilginç bir durum olduğunu düşünüyorum.
atatürk ün gençliğe hitabesi ile arasında pekte bir fark görmediğim konuşma sonrası bu günlere değin süre gelen tartışma.

bu konuşmayı hiçbir zaman yapmadığı yönünde de iddalar mevcuttur. Fakat atatürk ü iyi tahlil etmiş genç, atatürk ün böyle bir konuşma yapabilme potansiyeline sahip bir lider olduğunu anlar.

hadise şöyle cereyan etmiştir:

Şubat 1933'ün ilk günlerinde Bursa Ulucami'de toplanan 100 kadar kişi camilerde Türkçe ezan okunmasına karşı bir ayaklanma girişiminde bulunurlar. Ayaklanma kısa sürede bastırılır. Atatürk olayın hemen ardından Bursa'ya gider. Çekirge yolu üzerinde bulunan bir köşkte akşam yemeği yenildiği sırada bir kişi Atatürk e ayaklanmayla ilgili olarak şöyle diyecek olur: "Bursa gençliği olayı hemen bastıracaktı, fakat zabıtaya ve adliyeye olan güveninden ötürü...". Atatürk ün hemen konuşmakta olan kişinin sözünü kestiği ve günümüzde "Bursa Nutku" diye anılan konuşmayı yapmıştır.
(bkz: beni bir sen anladın sen de yanlış anladın)
metne ilk bakıldığında, mustafa kemal'in o etkileyici üslubu fark edilemese bile tarihe bursa nutku olarak geçen konuşmasından alındığı söylenen bir bölümdür ve bursa'da swiss otel'in yanında bulunan atatürk köşkü'nün girişinde duvara asılı bulunmaktadır.

Doğan Avcıoğlu tarafından çıkarılan Devrim Gazetesi'nin 23 Aralık 1969 tarihli onuncu sayısında Dev-Genç in ünlü lideri Deniz Gezmiş, verdiği demeçte aynen şu ifadeleri kullanmıştır.

'' Tutucu güçler tertipleriyle gençliği, ordunun karşısına düşürmek hedefine ulaşamadıkları gibi devrimci gençlik eylemi, Mustafa Kemalci zinde güçler ile saflarını birbirlerine kenetlemiştir. Mustafa Kemal adı, geniş öğrenci kitlelerinde daha fazla ağızdan ağza dolaşır olmuş, forumlarda Bursa Nutku ve Gençliğe Hitabe tekrarlanmış ve bunlar uygulanmıştır. ''
gençleri şiddet eylemlerine yönelten (şiddet ve anarşi denkliği manasızdır yoktru öyle şey; zinde güçlerin anarşizmi karalamak için attıkları yalandır şiddet ile olan aynı anlamlılığı); herneyse gençleri şiddet eylemlerine yönelten onlara saldıran kanlarını akıtan başka bir yol bırakmayan emperyalist maşası hükümetler ve amerikan kucağı sevicisi ülkücü harekettir.
güncel Önemli Başlıklar