bugün

tatlı su demokratlarının demekrosiden ne anladıklarını bile bilmeyen hede höde. dünyada bir parti gösterin ki elinde bulundurduğu ikitidarı, o dönemin şartlarında yedi düveli yenmiş bir ülkenin iktidarı olarak, kendisine alternatif bir parti kurulmasına izin vermiş. ama her zamanki gibi din bezirganları rahat durmamış, emperyalistlere domalan halifelik makamını bahane göstererek ortalıkta siyaset yapıp "demokrat" isimleri altında hep türemişlerdir.

kim inanır. kadir miydi?
tartışılmaktan korkulup kaçınılan anlayıştır.
(bkz: aferin iyi düşünmüşsün)
(bkz: troll)
( terakkiperver diyen dillerini yiyeyim senin. ayrıca geliştin lan biraz kendinizi. hep aynı muhabbet. en cahiliniz fener-cimbom muhabbbeti yapar, yarım yamalak bi şey okuyanınız atatürk'e saldırır, abaza olanlarınız kızlara bok atar, kafa tasçı olan modelleriniz kürt-türk muhabbeti yapar. sıktı artık. en son biri engellilere geydirmişti. iğrençti falan ama hiç olmazsa yaratıcıydı.yazık siz de o da yok.)
dediğim dedik , çaldığım düdük.
(bkz: terakkiperver fırka gelsin başımı yesin)
(bkz: senin götünü kurtaran adama götünü dönmek)
boğulmaktan kurtardığın hatuna tecavüz etmeyi üzerinde hak görmek gibi birşeydir.
son zamanlarda moda olan kudurmuş atatürk düşmanlarının yeni saldırı modu.
demokrasiden bi haber olan ve atatürk düşmanlığı ile kuduran yobazların veya komünist bebelerin atatürk'e yeni kin kusma teorileri.
demokrasi bizim için araçtır deyip, elini sıkmayan adamlara bile hapis cezası veren akp'ye tek ses etmeyen bu andaval sürüsü ne hikmetse 100 yıla yapılacak devrimleri 10-15 yılda yapmış birine bok atmayı büyük bir iş gibi görürler.

apoyu paşa yapalım diyen mide bulandırıcı zihniyetle zerre farkları yoktur bunların.
d
devletin kurtarıldığı .. savaş verildiği bir dönemden sonra, yıllarca mahrum ve cahil bırakılmış bir halkın halifeyi kurtarmadı diye atatürke oy atmaması ne doğaldır. kürt ve dinci ayaklanmaların çıktığı, genç cumhuriyetin ortaçağdan kalma beyinlerle sarsıldığı bir dönemde Ata gerekeni yapmış ve insanlığı, bilimi bunlara tepeden indirmiştir. doğruda yapmıştır. aksi halde başa geçirilecek göbekli bir halifenin ve yine ingiliz mandası olmuş bir osmanlıya geri dönüşü sağlaması mümkün olabilirdi. gerçi bu gericiler çok partili döneme geçildikten sonra yine allah kitap edebiyatı yaparak halkın temiz duygularıyla oynayarak cumhuriyet devrimlerini yıkmış ve ülkeyi amerikan emperyalizmine teslim etmiştir ya neyse. bunların kızdığı kemalizm ülkeyi ancak atatürk döneminin sonlarına kadar yönetmiştir... birazda ismet paşa. ya sonra? sizin mübarek menderesleriniz 6. filoları, amerikan üslerini getirmedimi? kendi uçağını üreten fabrikalar kapatılıp amerikadan alınmadımı bunlar? yerli sanayi öldürülmedimi? sonra mübarek çok dindar özallar amerikaya iyice sokulmadımı ? demireller çillerler gümrük birliklerine girmedimi... kemalizmin 16 17 yılda kurduğu devleti, devrimleri, sanayiyi bu güruh 70 80 yılda yemedimi. ama yooook çok dindar çok vatanperver zak partiyi başa getirdik bunlar yetmez gibi. oda kalanları sattı. terörü yasallaştırdı . orduyu rezil etti. ordu- millet anlayışını zayıflattı . ermeniye şuna buna savaşıp yenilmişiz gibi haklar verdi. ama yoook kemalizm kötü onuncu yıl marşındaki ileri gitmek bağımsız olmak düşüncesi kötü. insan dediğin ya şıhının dizinin dibinde oturacak ya da sömürge bir ülkede yoz ve boktan bir hayat sürecek...
ozamanlar da arapçıların ve kürtçülerin ihanetleriyle boğuşan genç cumhuriyetin dinamikleri nedeniyle demokrasiden çok totaliter bir tavır gösterir. tek çaredir.
o zamanın şartları edebiyatı yapmadan yüz yüze gelinmesi gereken anlayıştır. malesef yoktur öyle bir anlayış. atatürk demokrat değildir. zamanının faşist devletlerini örnek almayalım. zira iki yanlış bir doğru etmez.
ali şükrü bey'in topal osman eliyle çeşitli entrikalarla katledilip sesi gür çıkan birinci meslisin dağıtılıp yerine chp zihniyetinden müteşekkil tek partiden devam edilmesi ve sonrasında darbelere teslim olmamız güzel özetliyor bu anlayışı.
o zamanın şartları edebiyatı'nı yapmadan zamanın şartlarına objektif olarak bakılırsa belki bir şeyler görülür. tabi ya hatta 1. dünya savaşından yeni çıkmış ve nufüsu 13 milyon olan bir ülkede neden acaba eşçinseller için hiç bir açılım yapılmamış önce onu sorgulamamız lazım bence. ne diyelim allah kimseyi düşünce özürüyle sınamasın.
şeriat ya da komünist rejim isteyenlerce 'eleştirilmesi' komik olan anlayıştır.
(bkz: demokrasi amaç mı araç mı)
birilerinin burada bunları konuşabilmesini sağlayan demokrasi anlayışıdır.

sen şeriatın demokrasi anlayışını bilir misin genco?
rahmetli sevmezdi demokrasiyi. dönemin avrupa'sına çok özenirdi. dönemin avrupası ise o zamanlar , monarşiden kendini sıyırmış totaliter rejimlerdir. almanya, ispanya, fransa, italya vs.. hepsinin halkı şapka takıyordu çünkü müslüman değillerdi. ama başlarında diktatörleri vardı.
Atatürkün lügatine hiç girmemiş bir kavram olduğu için öyle bir anlayıştan söz edilemez, ama illaki bahsetmeye çalışırsanız atatürkün demokrasi anlayışsızlığı diye bahsedebilirsiniz.
ata'yı hanımın çiftliği'ndeki muzaffer bey zanneden ergenlerin anlamak için kasmaması gereken anlayış. cumhuriyet dönemindeki sosyal yapıyı bülent arınç'ın demokrasi anlayışı ile çözmek isteyen herkesi lütfi kırdar kongre ve sergi sarayına davet ederim bu vesileyle, karpuz sergisi bir başka güzeldir azizim.
fazla geniş olan anlayıştır.
"bunlar demokrasiden falan ne anlar Atam? Şeyh götü yalamayı bilirler ancak" denilebilecek anlayıştır aynı zamanda.
yeterince geniş olan anlayıştır. kendi partisinin aleyhinde parti açılmasını bile olumlu bir gelişme olarak gören, kadınlara seçme ve seçilme hakkı tanıyan bi anlayıştır.
parti kapatma geleneğini başlatan anlayıştır.
(bkz: teşkilat ı mahsusa)
(bkz: derviş mehmet)
(bkz: kubilay tezgahı)
(bkz: topal osman olayı)
(bkz: dersim katliamı)
(bkz: yeşil ordu cemiyeti)
(bkz: selamet i umumiye komitesi)

yeraltından çıkmayan bir anlayıştır.

daha sonra;

(bkz: milli birlik komitesi)
(bkz: özel harp dairesi)
(bkz: seferberlik tetkik kurulu)
(bkz: susurluk)

görüldüğü gibi anlayış devam ediyor.

ha bir de şu var;

(bkz: atma hamidiye atma)

dikkat ederseniz darbelere hiç değinmedim zaten. 90 bin askeri tek kurşun atmadan katledenlere de gelmedim.

edit: imla.
son zamanlarda tsk ve atatürk'e nasıl iftira atarım, nasıl söverim, nasıl yediğim kaba pislerim histerisinde olan omurgasız zihniyetin anlayamayacağı bir demokrasi anlayışıdır.
eğer atatürk ve izinden gidenler demokrat bir anlayışta olmasa idi şuan şu başlığı açan ve bu başlık altında utanmadan geçmişine ve atasına hakaret edecek kadar zavallışanlar şuan burada asla olamazdı.!

pkk'ya laf edersin faşist olursun, dtp'li teröristleri taşlarsın faşist olursun, tsk dersin cuntacı olursun, ne mutlu türküm dersin ırkçı olursun, balkonuna bayrak asarsın kafatasçı olursun ama atatürke hakaret ve iftira atarsan demokrat olursun, pkk denen terör örgütünü özgür milisler dersen kahraman olursun, apoya özgürlük dersen özgürlükçü bir insan olursun, teröristler ölmesin/tsk kahrolsun derken insan hakları savunucusu olursun.

eğerki bu kin kusanlara göre demokrasi 2.kıstastaki ise ben almayım o demokrasiyi.
ne mutlu faşistim der, onurumla entry'imi bitiririm.
tam olarak asla anlayamayacağımız, atatürk ü anlamak diye birşeyin olamayacağı çünkü kişileri değil, onların fikirlerini bir yere kadar anlayabileceğimizi, o da tam anlamıyla olamayacağı için yorum yapabileceğimiz daha kısıtlı bir alana inmek istiyorum. atatürk ve demokrasi dersek daha derinlemesine olabilecek (yine de tam anlamıyla değil), daha sağlıklı sonuçlar elde edebiliriz. o olmasaydı sen şimdi burda yazabiliyor olmazdın angut şeklindeki sığ düşünceleri de geçelim. bu şekilde bir yere varılmadığı; sadece yarım yamalak bilgileriyle ve sabit fikirleriyle birbirine ayar vermeye çalışan bir çok insanın sözleri arasındaki bir çöplükte hissederiz kendimizi. atatürk, türk milletinin kurtuluşunun avrupacılığa dayandığını hissetmiş olabilir. ki avrupa ülkelerinin çoğunun sadece sömürgeciliğe dayanarak muasır medeniyetler seviyesine(!) yükseldiğini biliyoruz. atatürk ün demokrasi düşüncesi sadece kendi milletine karşı iyi niyetli olmuştur büyük ihtimalle. türkiyenin de bu şekilde gelişebileceği, zenginleşebileceği * kanısına varmış olabilir. yani görünüşte medeni, temelde yozlaşmış, fakat bunun farkında olmayan bir toplum biçimi. (bkz: amerika) bu şekilde insanları kendine bağlamak daha kolaydır. ki atatürk ün tek adam olduğu zamanlar da bunun kanıtıdır. tek adam varken de demokrasiden bahsetmek safça olur. ama türkiye halklarına bakacak olursak bir çok hastalıklı düşüncenin, insanların beyninde önemli bir yer kapladığını görebiliriz. bu yüzden atatürk ün tüm gücü elinde topladığı ve buna göre toplum açısından sağlıklı kararlar vereceğini düşünmesini mantıklı bulabiliriz. evet şeriata, teokrasiye, saltanata karşı çıkmıştır ve bunda sonuna kadar haklıdır. fakat avrupacılık düşüncesi de sadece görünüşte demokratik bir düşüncedir ve temelinde asla demokrasiden söz edilemez. gerçekçi olmak gerekir ki, avrupalı olma düşüncesi oldukça romantiktir ve gerçekten uzaktır. bu anlamda atatürk ün demokrasi anlayışının sadece ''avrupa gibi olmak'' olduğunu söyleyebiliriz.
fransız modernleşmesini örnek alan liderlerden, üçüncü dünya liderlerinin demokrasi anlayışından farklı değildir. tabii ki farklılıkları vardır, sonuçta farklı kişilikler. ancak bu demokrasi o zamanda da, şu anda da gerçek anlamda bir demokrasi olmamıştır. o zaman tek adam yönetimi vardı, belki şartlar öyle gerektiriyor idi, belkide değil idi, şu anda da yargımız sağolsun anayasal suç işledi.

anayasa da belirtilen hiç "kimse düşüncelerini söyletilmeye zorlanamaz" ibaresini bile bile işledi bu suçu. dtp pkk ya terör örgütü demiyor dedi; söylesene lan adam dediler, söylemediler tabii haklı olarak, ve dtp yi kapattılar. ne güzel demokrasi bu böyle, yakında beni de alacaklar içeri, pkk ya pekeke diyorum diye sözlük. böyle vatansever* demokrasi ister* güzide insanlarımız olduğu sürece sırtmız yere gelmez.

eh bekliyoruz o idealize edilmiş demokrasiyi, dört gözle.