bugün

içler acısı, ibretlik bir hadise. bir de bunu okullarda övüne övüne, gurur ve onur ahvali içerisinde anlatan hocalarımız vardır, onları hatırlıyorum da, hakikaten garip bir milletiz biz.

düşünsenize, komutan size ölmeyi emrediyor.
ilginç. çok ilginç.

edit: emri verdikten sonra atatürk cephede savaştı mı çok merak ediyorum.
bu emri vermesini bir baskasi emrettiyse dunyanin en buyuk cinayetidir.

edit: yine bir kemalist seviyesizligi ile karsi karsiyayiz.
şehadet mertebesinin ne olduğunu bilmeyen deyyuslar anlamaz bu emiri.vatan millet ezan onlara emanetti.ölmeden emanetlerine sahip çıkamayacaklarını anlayınca geri dönmekten vazgeçtiler.atatürk analarımıza bacılarıma gevurlar tecavüz etmesin diye o emiri vermiştir ama sözlükte açılan başlıkları görünce arada anaları bacıları hoplatılmış yazarlar olduğunu görmekteyiz.
komutandan beklenende budur. askerlerine iyi gaz vermesi gerekir. vatan için ölmek en büyük onurdur. bu onuru yaşama emrini alan asker ölmeye hazırdır. bunun farkında olan komutanda büyük komutandır.

(bkz: savaşarak ölmek)
elbet bir bildiği varmış demek bugünlere gelebildiğimize göre.
o emir verilmeseydi, senin yedi ceddini seveceklerdi. belki de deden ingiliz olabilirdi. bir dk, siz ingilizleri zaten çok seversiniz.
(bkz: cumhuriyet dönemi isyanları)
(bkz: kurtuluş savaşı dönemi isyanları)
(bkz: piyon olmak)
edit: savaş zamanında atılan ingiliz tohumları tutmuş sanırım.
size yaşamayı emrediyorum deseydi şuanda şakirt bile olamayacaktınız. diye haykırılası bir başlık.
o askerler oldukten seneler sonra da yurtta sulh dunyada sulh diyerek kemal kilicdaroglunun bugunku politikasi hakkinda o zamanlardan bize gonderme yapan atamizin emridir.
ileri gorusluluk boyle bir sey olsa gerek.
motivasyonun tavan yapmasını sağlamak için verilmiş emirdir.

+ çavuşum, komutan ölmeyi emrediyor, ne yapacağız ?
- ya delikanlı gibi çarpışıp adam gibi öleceğiz, ya da ibne gibi teslim olup sözlükte başlık sıçacağız !
+ bir bildiği varmış da ondan emrediyormuş desene.

(bkz: çocuğunun ismini satılmış koyan aile)
bizim ordu tarihinde siklikla rastlanan bir emirdir. en buyuk kaybi verdigimizde hucuma cikariz. kanije'de, plevne'de oldugu gibi. ilber ortayli kurtulus savasinda turk ordusunun ilk defa duzenli bir sekilde geri cekilmeyi-ricat-basarabildigini soyler!

edit: canakkale savasinda sunguye cikildiginda siklikla alay sancagi acilmistir. askerligini yapan arkadaslar bilir, sancak alay komutaninin oldugu yerde acilir.
(bkz: verin pistolümü sıkayım şu trollün kafasına)
embesillerin anlayamayacağı şey olabilir.
aslinda cevaba cok yaklasan ama tam kenarindan donen kisinin aklina takilan soru isaretidir.

ataturk un olmeyi emrettigi kisiler gercekten de ataturk un askerleri miydi?
askere ne emredilebilir ki başka, dedirten cümle. düşman saldırıyor, gidin mıntıka temizliği yapın mı deseydi.
18. dubleden sonra mümkün.
Atatürk' ün ne büyük bir komutan olduğunu gösteren olaydır. Kimi dinciler cinciler buna da bok atabilir oysa o emrettiği kişiler ölene kadar yerlerine yeni askerler gelecektir ama onlar kaçarsa geriden gelenler de onlarla ölecektir. Peki sonra ne olacak? Gerideki o askerlerin anaları bacıları, bizim ninelerim yunan askerlerinin önüne mi atılsındı. işte ne kadar vatan sever namusuna önem veren insanlarsınız ki bunu yadırgıyorsunuz... Namus için ölmesini bilen insanlardı o askerler, saygı duyun!
motivasyonun da savaşın kazanılmasında önemli bir unsur olduğunu gözardı eden bir yazarın rahatsız olduğu durumdur.
ancak yazarımız burada bu unutkanlığına ilaveten "başka kahramanlıklarımıza bakalım" demekte ve bu kahramanlıkların daha da geçmişimizde aranmasını istemekte.

kendisinin selçuklu devletine sempati ile baktığını düşünüyor ve alparslan'ın üzerindeki beyaz elbise ile ilgili "bu beyaz elbise kefenim olsun" sözünü hatırlatmak istiyorum.
bir komutan, ordusunun başında bulunurken kendisinin şehit olmasını ister mi? bu bir sorumsuzluk değil midir?
düz bir şekilde yaklaşırsak evet böyledir. ancak alparslan'ın bu sözleriyle hem kendisini hem de sayıca düşmandan az olan ordusunu nasıl motive ettiği ve sonucunda aldığı şanlı zafer ortadadır.

bununla birlikte yazarımız bir şeyi daha gözden kaçırıyor ve atatürk'ün kendisi meydanda savaşmış mıdır diyor. yazarımız burada mustafa kemal atatürk'ün derne-tobruk-bingazi'de yerel direnişçileri örgütlediğini ve bizzat çatışmalara girdiğini unutuyor.
bununla birlikte yalın kılıç savaşları ile ateşli silahların icadı ile ortaya çıkan savaş anlayışının farklı olduğunu da görmüyor. eğer görmüş olsaydı genelkurmay başkanımız fevzi çakmak paşa'nın da, kazım karabekir paşa'nın da komuta ettiği savaşlarda cepheye girip kurşun atmadığını hatırlardı.

sonuç olarak:
çanakkale zaferi bir milletin yeniden dirilmesini sağlayan zaferdir ve hiç şüphesiz ki mustafa kemal paşa da bu zaferin inşasında taş taşıyan kahramanlarımızdan biriydi.
kendisi ile ilgili eleştiri yapılacaksa daha mantıklı ve daha geçerli temelleri olan bir zeminde , bir konuda yapılmalı. eğer varsa tabi...
tarihteki ilk olmeyi bayilmak sanmak vakasidir.
o aralar ingiliz şeyi yalayan dincilerin zoruna giden onur cesaret yürek olayıdır.
türkiyeyi dinsizlerin kurtardığına inanan insanların tepkisini çekmiştir. *
bir dincinin ölümü sevmesi lazımdı. bu bağlamda, ölümü emreden bir komutana laf demezdi. ölüm onlar için kurtuluştu hani. sevgiliye kavuşmak misali. ha pardon o dindar insanlardı. uza lan.
strateji yerine ölüm. ilginç tabii. büyük komutan mustafa kemal.
atatürk'ün o emri vatanını canı pahasına çok seven aslan gibi kahraman ve mert evlatlara verdiği kesindir.bu emrin muhatabının başlığı açan zihniyet olmadığı aşikardır.
realistliktir. neticede kan dökülmeden zafer kazanmak güç bir hadise. atatürk o denli sevmiş ki bizleri bir çoğumuz henüz yokken, uğrumuza, bu toprakların uğruna kendinin ve ordusunun ölümünü göze almıştır. bir komutanın bunu dillendirmekten kaçınması için hiçbir sebep yoktur.
ingilizlerin rahatsız olduğu emirdir.Vatan toprağını canından kutsal sayan komutanın verdiği ve kahraman mehmetçiğin bir an düşünmeden uyguladığı emirdir. bu emir çanakkale destanını doğurmuştur.
(bkz: genç ingilizler rahatsız)
(bkz: Çanakkale destanı)