bugün

boş bkz'dı kendisi.

ama gördüğüm an etkilendim doğrusunu söylemek gerekirse. romalı düşünür senecâ'nın sevdiğim bir sözü vardır ''halk yalnızca kralın yaptıklarına katlanmak zorunda kalmaz, aynı zaman da onları övmelidir de'' düşünüyorum da bir söz ancak bu kadar güzel ve ihtişamlı olabilir. geçmişi incelediğimizde genellikle halka kan kusturan hükümdarlar kendileri hakkında kötü bir söz ya da eleştiri duymamak için kanunlar ve yasaklar koyarlardı. biraz daha güncele yaklaşırsak saddam döneminde ıraktaki evlerin hepsinde saddam resimleri asılmak zorundaydı. sevsen de sevmesen de asacaksın yani kurtuluşun yok. halka kendini tam manasıyla sevdiren hükümdarlar/padişahlar ya da adına her ne derseniz kesinlikle ne kendi döneminde ne de kendinden sonraki veliahtları tarafından ''kanunlar'' aracılığıyla koruma altına alınmamıştır. kısa bir mantık yürütelim ve rica ediyorum objektif olalım:

halkı için onca iş yapmış, bir ülkeyi küllerinden yeniden ortaya çıkarmış bir insanı neden yasalarla koruma altına alma zorunluluğu hissedilmiştir size? acaba bunu yapan insanlar halkın ''atatürk'' sevgisinden şüphe mi duyuyordular? neden özgürce sevme yolunu seçtirmek yerine zorla ve kanunlar aracılığıyla sevdirilme yolu seçilmiştir?

minicik zehirli bir iğne daha batırayım, benim dünyamda benim ülkemde sadece bazı şeyleri yanlış yapmış bazı çevrelerin canını yakmış insanlar yasalar aracılığıyla korunur.

evet duyamıyorum, yanlış mıyım? kesinlikle doğruyum.
(bkz: benim sidiiim onunkini geçer)
insan hayatını yasalarla korumak gibidir. oysa ne gerek vardır insan hayatını yasalarla korumaya de mi? herkes bilir ki insan hayatı kutsaldır ve dokunulamaz.

öff be; ne tespit yaptım ben şimdi!
yine kendi sözleriyle açıklanabilecek bir zorunluluktur....

"hürriyet kayıtsız şartsız serbest olmak demek değildir... onun akitleri şartları vardır... şartsız serbest olmak ormanlardaki hayvanlara mahsustur... ilmi esaslara göre ferdin hürriyeti başkasının hürriyetinin hududları ile sınırlıdır. Bir başkasının hürriyet hakkını tanımayan kendi hürriyet hakkını da tanıtamaz!!! Siyasi anlayış sahibi olan hakiki ve zeki inkılapçılar bu lekeden masundurlar. Onlar ne vakit şiddet, ne vakit yumuşaklık göstereceklerini bilirler. Milletlerini hürriyet ve adalete doğru yürütürler...." *
Bir zorunluluk olduğu bugünlerde görülmektedir. Birde yasalarla korumasaydık halimiz ne olurdu acaba?
memlekette tarihini, atasını ,en önemlisi haddini bilmezlerin olduğuna delalettir.
vatan toprağı için ölmekten bahsedenler , okuyup ülkesine yararlı insanlara dönüşürlerse bunların köküne kibrit suyu dökülmüş olur.
bu aynen evinde evladına huzurla yaşama şansı veren babanın evlatlarından yasalarla koruma altına alınmak zorunda kalması gibi utanç vericidir.

önem: neden eksilendi anlamadım. boktan yazılara birşey demiyorsunuz. (bkz: boka basmak)
niye?????????????
ataturk'un dusuncelerini anlayamamaktir. ataturk'u fiziksel olarak degil, dusunsel olarak korumaktan bahsedilmektedir, ama ataturk'u korumak icin yapay kanunlar cikartarak acaba dusunce ozgurlugunun fitilleri ateslenmis midir. yandim anam.
(bkz: yasaya gerek yok biz varız)
nedenini yobazlara sormamız gereken gerçek.
bu memlekette yobaz çok ise; bu şanlı tarihi kim yazdı? övündüğümüz kurtuluş savaşını kim verdi? yok az ise; zaten bişey yapamazlar. götünüzden element uydurmayın. ota boka yobaz demekle çağdaş olunmuyor. *
(bkz: çekilin ben avukatım)
temelinde sevgi olmayan sosyal gelişmelerin sosyal çöküntüye yol açacağı gerçeğini bildiklerinden anayasal zorunluluk haline getirilmiştir. atatürk'ün yaptığı devrimlerin tamamı ithal edilmesinin yanı sıra tepeden inme dayatılmıştır. bu halde batıya rota çizilmiş ve yapılanların garanti altına alınması adına geçmişte olan herşey tu kaka edilmiştir. yapılanların yeni amentüleri ve mitleri üretilmeye başlamıştır. türk dili tezi, ergenekon, şamanizm vs. tarzı içi eski olandan bir yandan boşaltılırken, sözde daha eski efsaneler üretilmeye başlamıştır. atatürk olanların farkındaydı ki "bizi karşılayan bu halk, taşlamasını da bilir" derken önlemini de yasalarla, idamlarla ve korku yönetimiyle almıştı. fransa'nın neredeyse bir asır süren devrimi bizim ülkemizde on yıla sığmış olmasını bazı sığırlar "bu büyük başarı" olarak değerlendirse de insanlar zihinsel kansere uğramıştı. şimdi çıkan bir komutanın "atatür'e laf eden çarpılır" konuşması aslında toplumun bir kesminin özeti gibidir ve onlar için atatürk minik bir tanrıdır. bir diğer taraf için de ne yazık ki deccal olarak görülür. bu ülke kurulduğunda demokrasi değil kemalist bir diktatorya mevcuttu. atatürk'ün halktan desteği alırken "saltanatı korumak adına" propaganda yapması sonrası yaptıkları halkı hiç önemsemediğinin başka bir göstergesidir. şu anda ise eğitim sisteminin daha doğrusu endoktrinasyon sürecinin sonucu olarak hepimiz gizli şekilde de olsa kemalistiz aslında. her ergenin yaşadığı çıkmaz dönemlerde kimileri "ulan sen kürt değilsin, kimliğini göster" dönemi, kimileri de "atatürkçü olunmaz atatürkçü doğulur" dönemi yaşamıştır.(ki ben her ikisini de yaşadım) eğer ki tanrılaştırmadan ve hakaret etmeden konuşabildiğimiz takdirde toplumsal olgunluğa ulaşırız.
demokrat partiye sorulması gereken sorudur. mustafa kemale değil.

bu ülkede kendisi tarafından değil, kendisinden sonra gelenelr tarafından kendi iktidarlarını korumak adına yaratılmış bir atatürk-tanrı kültü vardır. bu kült kah kapitalime geçiş sırasında karşı gelen konuşan devrimcileri ezmek için kullanılmış kah ülkeyi amrikanya çizgisien çekmek isteyen paşalarca kullanılmıştır. bugün de o kült ençok akp nin işine yarar. keza kültü yaratanlar iktidarlarını korumak arzusu içerisindeydiler. iktidarın yapısını tanımlamadılar ama koruayacak çerçeveyi belirlediler. ve sonrasında gelen her iktidar o çerçeveyi kullandı kendi iktidarı için. bu 12 eylül anayası için de geçerli, dokunulmazlıklar için de geçerli, seçim yasası içinde geçerli.

o sebeple mustafa kemali hiç sevmese de belki akpli, akp iktidarı o kültü çok sevmektedir ve yıkmak için hiç bir şey yapmyacaktır. hem kemalistlerin hem islamcıların bilmesi gereken bir şey bu böyle.
yanlıştır. doğrusu, "halkı atatürk ün yasalarla korunmak zorunda olduğuna inandırmak" olmalıdır.
Atatürkü anlatamayıp, atatürkçü gençler yetiştiremeyip Atatürkü kanunlarla korumak zorun da kalmaktır. Önce aynaya bakılmalı sonra siz niye böylesiniz demek yerine biz nerde hata yaptık diye düşünülmelidir.
her politikalarını atatürk'le süsleyen iktidarların eleştiriden kaçmak için bulduğu güzel bir araçtır bu. kim bilir, atatürk yaşasaydı sanırım onun da hoşuna giderdi bu yöntem.
yere tükürmek yasaktır ve cezası vardır. ama çağdaş ülke vatandaşlarının bunu yapmaması ceza korkusundan değildir çünkü adamlarda beyin var. bizde hem kanun var hem beyin yok. hayatlarında karşılarına çıkan ve tek özelliği 3 kelimeyi bir araya getirmek olan adama şaşıp taparcasına itaat eden zihniyet kendi beyni olduğunu hatırlasa buna gerek kalmazdı. tartışılan yasa değil gurur yasamız olurdu.

her ulusa nasip olmaz mustafa kemal atatürk...
demokrat parti, gibi liboş beyinlerin yaptığı iştir efenim
kendi kirli ellerini, feodal kafalarını, temizleyecekler güya!...
Atatürk yaşasaydı bu yasa hakkında ne derdi sualini akla getiren yazar söylemi. Bir düşünün yav, adam kendimi koydu yasayı. Tamam yasa bir saçmalıktır, fakat günümüz siyasetcileri de aynı yasalarla kendilerini çok rahat koruyabilmektedirler..
mit müsteşarını yasalarla korumaktan daha tuhaf olmayan durumdur.
güncel Önemli Başlıklar