bugün

Gündelik yaşamda dilimize pelesenk olmuş bir çok atasözü kullanıyoruz. Halbuki atasözleri tamamen egemen olan sınıf, cins, ulus ve dinlerin çıkarlarını gözeten bir yapıdadır.
Mesela, “yuvayı dişi kuş yapar” atasözünün üzerinde düşündüğümüzde gerçeklikten yoksun olduğunu anlayabiliriz. Bir kere insan kuş değildir. Böyle bir benzetme baştan tezattır. Ayrıca, doğada kuşlar arasında dişilerin yuva yapması çok nadiren görülen bir durumdur. Yuvalar, kuş türlerinin hemen hemen hepsinde erkekler tarafından yapılmaktadır. Pekii hal böyleyken ne amaçla söylenir bu söz? Erkek egemen zihniyeti üretmek ve sürekliliğini sağlamak amacıyla yine erkekler tarafından söylenmiştir. Bu söz özünde “kadının yeri evidir” algısını yaratır. Kadın, yüklenen bu rol ile eve hapsedilir. Ondan beklenen sadece ev işlerini yapması, kocasına hizmet etmesi ve çocuklarına bakıp büyütmesidir. Toplumdaki erkek algısı ise “evin reisi” yani, eve ekmek getiren olduğu yönündedir. Halbuki günümüzde kadın da eve ekmek getirmektedir. Erkek, işten geldiğinde ayaklarını uzatıp televizyonun başına geçer. Aynı şekilde işten gelmiş kadın bir yandan erkeğe çayını hazır etmekle diğer yandan da bulaşık veya çamaşırları yıkamakla meşguldür. Gece saatine dek ev işlerini halleden kadın dinlenmek için fırsat bulduğunda ise erkek tarafından “kadınlık” görevini yerine getirmesi beklenir. Erkek kadının yorgun bedeninde tepinirken kadının tek dileği “lütfen çabuk bitsin” olur. Görüldüğü gibi dişi kuş evi yaparken, sefasını ise erkek çeker.
Veya, “tarlayı düz al, kadını kız al” atasözünü ele alalım. Açıkça diyor ki, “bakire kadın al.” Kadın alınıp satılacak bir eşya değildir. Bakire olup olmaması da kadının kötü olduğuna işaret etmek için gerekçe olarak gösterilemez. Halk dilindeki adıyla kızlık zarı bilimsel adıyla hymenin görevi bellidir. Bilmeyen araştırır öğrenir ya da biraz beynini kullanarak sonuca ulaşabilir. Bunlar hep ataerki işte. Kadına bir insan, özgün bir birey olarak bakamaz bu eril atalar.
Bir başka örnek, “on beşinde kız, ya erde gerek ya yerde” sözü ise bir kız çocuğunun 15 yaşına geldiğinde evlendirilmesi gerektiği, evlendirilmezse de orospu olabileceğini, maazallah babasının itibarını zedelemesindense ölmesinin daha iyi olacağını vurgular. Yani bu atalara göre çocuk gelin meşrudur.
Niyetimiz, atasözlerinin sadece egemen sınıf demagojisi olduğunu ve bu demagojilere pabuç bırakmamak gerektiğini vurgulamaktır. Çünkü, atasözlerinin yaşam içerisinde ezilenin gerçeğine hitap ettiğini söylemek mümkün değildir. Öyle ki, bazı insanlar bilinçli veya bilinçsiz şekilde “atalarımız bile böyle demiş” diyerek bu tür cinsiyetçi ve ırkçı bütün söylemlerini sanki atalar bilimsel bir deney ile bunları kanıtlamış edasında meşrulaştırmaktadırlar. Halbuki hepsinin birer saçmalık olduğu açıktır.
güncel Önemli Başlıklar