bugün

(bkz: asıl sorunun devlet-vatandaş ilişkilerinin değişmesi gerektiği)

Osmanlı ve Türkiye Cumhuriyet'i her anlamda birbirinden farklı iki devlettir ve fakat bizdeki tarihi, geleneksel "devlet" imgesi zerrece değişmemiştir. En cahilimizden, en entelektüelimize...

Devlet vatandaşı için vardır, vatandaş devleti için değil.

(bkz: toplum sözleşmesi)
sorunlar dönemlerle ilgili değildir. sorunlar sabittir. isimleri değişir.
servet i fünun zamanında bile bu çatışma vardı. şimdi adı değişti.
biz şimdi halk olarak bu köylü olma konusunda hassasız. bi adama köylü desen kavga çıkar. çoğumuzda da aman havalanmış, kendini beğenmiş demesinler diye bu kelimeyi dikkatli kullanma eğilimi vardır.
halbuki köylülük bir yaşam tarzıdır. ne iyi denebilir ne de kötü. tarzdır sadece. tıpkı kentli olmak gibi ya da şehirli olmak gibi.
herkes yerindeyken hiç bir sorun olmuyor. bu gerçek. köylü köyünde, şehirli şehrinde yaşarken her şey süt liman. ne zaman köylü kente, kentli köye giderse sorunlar başlıyor. sonra dallanıp budaklanıyor ve asıl sorun yani ikisinin çatışması arka planda kalıyor.

iktidar savaşlarına bakın. muhakkak gerçek kentlilerin oy verdiği bir parti ile gerçek köylülerin oy verdiği bir parti çekişiyordur ama her iki partininde programlarında buna dair bi konuya değinilmez. bunun yerine asıl sorunun dallanıp budaklanmış bölümlerinden bahseder ve onları çözeceğini vaad eder.

bana hiç bir sorun söyleyemezsiniz ki köylü kentli çatışmasına bağlaya mıyayım. hepsi oraya çıkar.