bugün

ülkemizde malesef ama malesef uzun yıllardır vuku bulan durum. bu şekilde tanımımızı yaptıktan sonra gelin bir faşizm tanımı yapalım. faşizm; italyan ırkçılarına verilen isimdir, ancak bu isim günümüze kadar çeşitli haller değiştirmiş ve sadece ırk kavramı gözetmeksizin, insanı millet, din, görüş hatta ülkemizde futbol takımları da dahil olmak üzere kendi olduğu ya da düşündüğünün karşısında tutkulu bir duruşa sahip olmak şeklinde tanımlanabilir.

şimdi ise gelelim dünya'daki faşist hareketlere. örneğin almanya'daki nazi yönetiminde beyaz alman ırkından olmayan, vücutlarında doğuştan gelme çeşitli engeller veya hastalıklar olan insanların yaşama hakları haince ellerinden alınmıştır. şimdi burada herkesin aklına gelecek bunun sol ile ne alakası var diye; cevabını vereyim kesinlikle yok. devam etmemiz gerekirse insanlara ırklarından dolayı çeşitli soykırımlar yapılıyor ve bugün buna faşizm adı veriliyor ve gösterildiği kısım ibrenin sağ bölgesi. almanya savaşı kaybediyor, kazanan tarafta iki büyük devlet amerika ve rusya. amerika şimdinin konusu değil ama bir taraf doğuyu bir taraf batıyı temsil ediyor. ve doğu bloğuna geldiğimizde karşımıza şöyle bir sonuç çıkıyor, sert devlet adamlarının ağızlarında bir söz var, komünizm. yazılan, söylenen haliyle halka refah getirecek, ama bunun yerine ölüm getiriyor. düşünceleri komümizm çerçevesinde olmayan insanlar bir bir kesiliyor, köyler yakılıyor bir bir balkanlar'da ve orta asya'da. günümüzde deniyor ki stalin aslında gerçek bir komünist değil o stalinistti. komünizm aslında bunları söylemiyor ancak stalin deliydi o nedenle bunları yaptı. başka bir tarafta ise bir stalinist var ve bizzat kendisinden alıntımdır: "e abi adam tabi öldürecek sen orada bütün dünya'yı karşına alıyorsun böyle bir rejim kurarak, bu rejimi de karşıtlarını savunmadan öldüremezsin." ve aynı kişiye sorulan herhangi bir faşist katliamda küfürlerle birlikte faşizme lanetler. burada faşizm zaten savunulacak bir olgu zaten değil, özellikle insanların öldürmesini savunmak zaten bir insanın düşeceği en aşağılık yer ancak tabi aynı şey başka bir isimle sunulunca ona tapmak daha çok riyakarlık gibi geliyor bana.

gelelim başka bir faşizm örneğine; din faşizmi yoğun olan ülkelerde mesela yazılan kitaplar sadece kendi görüşüne veya kendi inançlarına aykırı olduğu gerekçesiyle başka hiçbir görünen sebebi olmadan toplanıyor ve yasak getiriliyor. ve bu halkın okuyan ve entellektüel olarak gözüken kesmi tarafından çok büyük tepkiyle karşılanıyor haklılar ancak bir yerde hata var. hataya geldiğimizde şu anda dünya üzerinde olan, destekçilerinin sosyalizm olarak değil de komünizm olarak nitelendirdiği tek ülke, küba. aynı şeyin küba'da olduğu sorulduğunda ise adamların dünya'da son kale olduğu, herkesin refah içinde yaşadığını söyleyip kitap konusuna ve bu uygulanan sansüre değinmeden geçiştirdikleri görülüyor. işte olan hata sadece burada, aynı yasak başka bir rejimde olunca sansürcü rejim olurken, senin rejiminde yönetenlerin hakkı oluyor.

en son vereceğim örnek ile konuyu kapatma görüşündeyim. çok uzakta değil futbol maçlarında yapılan ırkçılık, olanları hep birlikte ve her gerçekleştiğinde lanetledik, çünkü olan o kişinin özellikleriyle alakalı olarak aşağılanması ve toplumun çizgisinin altında görülmesi idi. ancak bunu yapan insanlar aynı zamanda sağ görüşü savunan insanlara karşı özellikle sözlükler olmak üzere birçok mecrada bir karalama politikası uygulamaktadırlar. toplumdaki elit kesimi sadece sözde starbucks sosyalistlerinden oluşturmak istemektedirler. sağ görüşlü insanların hepsini kandırılmış veya satılmış olarak göstermektedirler.

bana kalırsa şu ana kadar verdiğim örneklerdeki bütün insanlar faşizm kategorisine girmektedir. ve ben faşizmi uygulayarak kesinlikle böyle bir demeçte bulunmuyor ki her solcu faşisttir. her solcu kesinlikle faşist değil ancak faşizm sağa yönelik bir ideoloji de değildir. faşizm her düşüncenin içinde bulunabilecek birşeydir. bu neden sağ görüşü savunan insanları sadece faşist veya muhafazakar olarak değerlendirmek çok yanlıştır.

edit: okumadan eksiyi basan faşist kardeşe selamlar.
solcu mu solcu ne arar la türkiyede.
faşizm radikal, otoriter ve milliyetçi bir ideolojidir. bunlardan bir tanesi olmazsa var olan rejim faşist sayılmaz. ancak her radikal ve otoriter rejim "faşist" olacak diye bir kaide yoktur, çünkü milli ya da ulusal homojen bir kimlik yaratma derdi olmayabilir. evet stalin ve diğer diktatör rejimlerin otoriter ve radikal oldukları su götürmez bir gerçektir; yani parti programlarını dikkate almasan ortada hapsedilen, öldürülen ve süründürülen insanlar var, rakamları reddetmek kimsenin haddine düşmez. devlet eliyle rejim uğruna telef edilen insanları da yok "savaş ortamı" yok "zaiyat" diye geçiştirmeyi de insanlık yutmaz. diktatörlük diktatörlüktür, devlet baskısı devlet baskısıdır, sovyet rusya, komünizm, din, sosyalizm ve hatta demokrasi başlıklarını almak bir rejimi kurtarmaya yetmez, sonuca ve insan maliyetine, insan özgürlüklerinin gaspedilmesine bakacaksın.

ancak "faşizm" diğerlerinden daha değişik bir ek öge içerir: "milli kimlik", "ulusal birlik" ve insanların bu çerçevede sınıflandırılması. bu nedenle faşizm sadece tarihte bir defa italya'da veya almanya'da görülmüş bir hadiseden çok daha ciddidir. eğer bir ülkede milliyete aşırı vurgu yapılmaya, insanlar milletler üzerinden değerlendirilmeye başlanırsa faşizm çanları çalmaya başlar. çünkü milli kimlik tantanası bir toplumu en hızlı ele geçirebilecek zehir türüdür ve bir anda bütün ülkeyi, rejimi, insanların bilincini ele geçirebilir. toplum kelimenin tam anlamıyla delirir ve herkes kimin hangi milletten olduğuna göre tavır takınmaya başlar. popülerliği çok kolay yayıldığı için iktidar olan ve olmaya çalışan tüm kesimler milliyetçi söylemi sömürmeye çabalar, ortam bir anda tanınmaz hale gelir. başka milletlere ait olduğuna inanılan insanların arkasından devlet güvencesi çekilir, malları ve canları hiçbir rasyonel adalet ve hukuk anlayışına dayandırılmaksızın saldırıya uğrar. gözler karardığı için toplum kendini yiyip bitirene kadar kimse olan biten deliliği durduramaz.

faşizm belki tek otoriter, baskıcı veya radikal rejim olmayabilir, ancak millet fantezisinden gaz almış bir sosyo politik ortamın ulaşacağı özel bir adrestir. ve diğerleri ile karıştırılmaz. daha doğrusu kelimelerin altını boşaltarak milliyetçiliği masum göstermeye çalışmakla, ya da milliyetçi unsur taşımadığı halde başka bir ideoloji veya dinden beslenen otoriter ve baskıcı rejimlerle aynı potada eritilmekle faşizm görülmez ya da tanınmaz hale getirilmez: sen insanların hak ve özgürlüklerini bağlı oldukları milli bir kimliğe göre mi tanımlıyorsun? sen faşistsin arkadaş: götünü yırtıp başına giysen, milyon tane üfürükten bahaneler de sıralasan, senin anladığın düzenin ismi faşizmdir. ve neden diğerlerinden daha tehlikelidir bilir misin? çünkü diğer otoriter rejimler bir diktatör değiştirmekle, bir devrimle, bir müdahale ile akşamdan sabaha ya da birkaç ayda tarih olur, kimsenin içinde artık o eski korkulardan ve anlamlardan eser kalmaz, bunun örnekleri sovyetlerden arap baharına kadar bulunabilir. oysa milliyetçi bir bakış açısı, ülke yok olsa bile zihinlerde kalır, ülkesini ve herşeyini faşist bir zihniyete kurban verdiği halde geriye kalan insanlarda hala diğeri diye tanımladıklarına karşı nefret devam eder; mezara kadar, ve bazen de gelecek nesillere de aktararak.

nasıl bazı kimyaları gelişigüzel karıştırmak tehlikelidir ve ölümcüldür, nasıl bazı maddeler vücudu geri dönülmez bir biçimde bozar, nasıl herşeyini kaybettiği halde hala kumara veya eroine sadık kalan insanlar bulunabilir; işte milliyetçilik ve bu zihniyetin toplum rejimi olan faşizm de fikir aleminde aynı tehlikeli etkiye sahiptir. insanlığınızdan olursunuz, garantilidir...