bugün

askerlik vatan borcudur şöyleki;

benim atalarım zamanında vatanımız emperyalistlerin sömürgesi olmasın ,çocuklarımız özgür olsun diye canlarını feda etmiş ve şehitlik mertebesine ulaşmışlardır.

ey türk gençliği seninde vazifen ulu önder atatürk ve silah arkadaşlarının bize bıraktığı mirası canın pahasına mühafaza ve müdafaa etmektir.

vatanımız ırak gibi afganistan gibi olmasın diye, yeni nesilde senin gibi yurdunda özgürce yaşasın diye bu işi bir borç bilip, gerektiğinde canını ve malını bu uğurda harcayacaksın.
hukuki tanımı eksik borçtur.
dünyaya yön veren bir ekonomimiz olmadığı için.
türkiyede bütün kamu kuruluşlarında yanlış işler yapılır .lakin bunu bahane edip askerlik aleyhinde propaganda yapmak yanlıştır. zira bu komutana çalışan kısım askerlerin küçük bir kısmıdır. ve bu durumu düzeltmek için adım atılmaktadır.
vatan borcudur çünkü; bu vatan üzerinde anne babamız, kardeşimiz, sevgilimiz yurttaşlarımız vs. yaşamaktadır ve bu vatan ciddi bir tehlike altındadır.

(bkz: emperyalizm)
(bkz: ittihatçı gelenek)
romantik ulusalcı bakış açısıyla yanıtlamaya kalkmazsanız yerinde bir soru.
türk ordusunda 155bin askerin rütbeli hizmetinde olduğunu göz önüne alınız.
ne yapıyor bu insanlar? patates soyuyor, komutanın köpeğine bakıyor, gazinoda boşalan kadehleri dolduruyor..
bu insan kim? sen, ben, biz.. kimi doktor, kimi avukat, kimi öğretmen, kimi mühendis.. ya da herhangi bir meslek.
bu insanların hayatının en verimli döneminde uzunca bir süre zorla içki servis ettirerek geçirmeleri vatan borcu mudur?
cevabınız evetse çakayım ben böyle vatan borcuna.

bu 155bin insan zavallı gibi görünebilirler,ama şanslılar. çünkü diğerlerinin durumu daha da kötü.
devletin üretip beslediği bir savaş için ölmekte, kollarını, bacaklarını kaybetmekteler..
neden ölsün, sakat kalsın? siyasilerin 3 kuruşluk hesapları için mi?

velhasıl kelam, aklıyla düşünen insan için yerinde bir sorudur.
üzerinde durmak, düşünmek, sorgulamak gerekir.
farklı uzuvlarını kullananlar ilkokuldan beri kendilerine öğretilenlerle idare etmeye devam etsinler.
kendilerini yormasınlar..
askerliği vatan borcu olarak görmemenin başka bir boyutuda galiba ölmekten veya sakat kalmaktan korkmak.

dünyaya kazık çakmaya çalışmak, bir gün bu gençliğin ve hayatın elden gideceğini unutmak veya inkar etmek.

ateist düşüncenin bir sonucu olarak askerden kaçmak, aslına bakarsanız mantıklı çünkü sen bir rastlantı sonucu varoldun ve ortalama 70 yıl sonra toprak olacaksın neden bu 70 değilde 20 olsun veya kalan 50 seneyi sakat olarak geçiresin ki oda garanti değil .

islami düşünce tarzında şu şekildedir; vatanıma hizmet ederim, başıma bişey gelirsede vatan sağolsun , yaradan bana dünyadaki sefil hayatım yerine sonsuzluğu vadetmiş .
eğer gerçekten elinde silah vatanı savunmaksa veya beyin gücüyle devlete faydada bulunmaksa evet kesinlikle vatan borcudur.
ancak, patates soymak veya komutan ın ayaykkabılarını bağlamaksa değildir.
Şerefle, vatana bağlılık duygusu ile askerliğini yapan insan, askerlik vazifesini yapmış olmakla her zaman haklı olarak onur duyar ve övünür.
bu ulusal ödevi yerine getirmek, insana yaşamı boyunca Onur verir.
götümüzü korumak için.
çünkü 3.dünya ülkesiyiz. yurttaşının açlıktan nefesi kokuyorken eline silah verip, ölüme göndermenin başka bi açıklaması varsa bilen beri gelsin.
ha bi de dış mihrakları unutmamak lazım. hepsi biricik vatanımızı bölmek için yarışıyorlardı demi.
anan baban vatanı düşünmediğini görüp üzülmesinler diye borçtur.
anladık borçta, borcumuzu komutana viski götürerek mi ödüyoruz? çöp toplayarak mı? komutana viski götürdüğüme mi yanayım? yoksa giden aylarıma mı? o halimle savaşa girsem ilk saniyede nakavt olurum.
şu şartlar altında askerlik borç filan değildir.

ayrıca vatani görevini sadece askerlik sanan andavalları gördükçe iyice soğuyorum bu askerlikten. belki ben vatani borcu mu dürüst, ahlaklı, birikimli, eğitim seviyesi yüksek bir çocuk yetiştirerek ödeyeceğim? sonuçta o da bu ülkede yaşayan bir birey olacak.
20 yaş altı aklıselim yazarların üniversite biterken cevabını bulacakları sorudur. devlet, birey, insan hakları kavramlarının yanında ne için öldürüldüklerini; iş bulmak, hayatını kurmak için hangi saçmalıklara boyun eğmeleri gerektiğini güzelce kavrarlar.
"nerde bu devlet" diye soranların sorularının cevabına karşılık doğan borç.
vatan borcu der gidersin ama koruduğunun vatan değil egoları tavan yapmış rütbelilerin olduğunu anlarsın.
(#11013819)
bir borç olabilir ama o kadar da büyük bir borç değildir, inkar etmeyelim.
sanki öyle büyük öyle büyük bir borç ki, askerden çıkınca vatana tüm borç ödenmiş gibi.

ekmek yere düşünce öpüp kaldırırız da pasta düşünce üstüne basılır ya, o hesap. orada ekmek yiyecek manasındadır. askerliğin vatan borcu olmasında da vatana her türlü hizmetin borç olduğu söylenir.

askerliği yapan borcunu bitirip öyle takılınca ülke ya ergenekoncunun ya da cemaatçinin eline kalır işte.
askere gidildiğinde yalan olduğu anlaşılır. ne vatan borcu amk dağı taşı bekliyorsun günde 8 saat nöbet adı altında. sonbaharda ormanvari bir alanda yaprak toplarsın vatan borcu diyerek. çam ağaçları vardır bölük komutanın canı çam fıstığı ister çam fıstığı toplarsın vatan borcu diyerek. gececi olursun yatarsın sabah yarım saat sonra ayağa dikilirsin x komutan gelecekmiş diye vatan borcu diyerek.

askerlik vatan borcu değildir ben bunu bilir bunu söylerim.
(bkz: çünkü eşşeğin zikinden dolayı)

napiym, bayılıyorum...
bu vatan şehitlerin kanları ile sulandığı için askerlik vatan borcudur.