bugün

muayene ile uzaktan yakından ilgisi olmayan, "iyi misin?" sorusuna verilen "iyiyim" cevabından ibaret olan eylemdir..
askerlik yapacak kişiyi askerlik psikolojisine sokan , daha birinci dakikada geren, sıkan, küçülten olaydır. 30 kişi bir çadıra alınarak çırılçıplak soyunup bakılır. sonra da askerliğe elverişli olanlara elvirişlidir diye rapor verilip askere yollanır. muayenden sonra siz artık eski siz değilsinizdir.
pembe teskerelik adaylar yüzünden herkesin kaba etine kadar bakılan ve nedense askerlik anılarını anlatan amcaların es geçmek zorunda kaldıkları muayene çeşididir
orasından burasından gerine gerine bahseden, erkekler tuvaletinde hiç çekinmeyenlerin karşılaştıklarında neden bu kadar büyüttüklerini anlayamadığım askerlik öncesi yapılması gerekli muayene.
17 yaşında, yapılan bir yanlışlık yüzünden çaığırıldığım olaydır. o zamanlar, savaş çıkıyor heralde çok asker lazım 17 likler çağırıldığına göre diye düşündürmüştür.
sanırım her askerlik şubesinin kafasına göre yaptığı, askere gideceklere yapılan muayene. insanları anadan doğma soydukları yetmiyormuş gibi, eş cinsellik kontrolü için, "dön, eğil*" gibi iğrenç laflarla karşılaşılabilecek saçmalık. doğru düzgün bir şekilde herkesin hastenede muayene olması varken, öylesine uygulanmaktadır bunlar işte.
" arkadaşlar üst kısmınız çıplak kalacak şekilde soyunun " sözleri ile başlayan ve 10 kişilik asker aday grubu eşliğinde devam eden bir muayenedir. " aranızda ameliyat olan, kronik rahatsızlığı olan var mı? " sözlerinin muayenenin yüzde 95'lik kısmını oluşturduğu ve " vucudu dövmeli ve façalı arkadaşlar kenara ayrılsın " sözleri ile son bulan, bolca zaman harcanmasına rağmen bu muydu lan diye insanı çileden çıkarandır.
hem zorla alıyorlar hemde kontrol ediyorlar, almayın lan o zaman askere.
askerliğin ne olduğunu ve mantığını orada anlarsınız...
lise mezunlara askeriye avlusunda üzerinde sadece don bırakılarak yapılan, lisans mezunlarının ise seribaşı girip, gömleğinin yakasını bile açmadan geçeceği muayene. hiçbir şekilde bu sırada ukalalık yapılmaması, şiddetle önerilir.
bugün tecil babında maruz kaldığım işkence. her askeri muayene böyle mi oluyor malumatım yok ama siz sevgili okurlara bir temsil olması açısından kendi muayenemi aktaracağım. bize söylendiği gibi saat 14:30 da tugayın nizamiye bölümünün kapısına gittik ve kimlikler ve telefonları kapıya bıraktık. bu işleme kayıt adını verdiler. daha sonra kışla içi ring otobüsünü beklemeye koyulduk. koca zırhlı tugayda bir adet mi otobüs olur onu bilmiyorum ve nöbetçi uzman çavuş da bir bilgi vermedi bu konuda. tam 1 saat 10 dakika nizamiye kapısında yaklaşık 60 kişiyle muayene için revire gitmek üzere otobüsü bekledik. revir nizamiye kapısından yaklaşık 5 km imiş. neyse geçen zaman sonunda otobüs geldi ve hınca hınç revire yol aldık. revire varınca her birimiz sevk kağıtlarımızı bir askere teslim ettikten sonra beklemeye başladık. bir yarım saat daha bekledikten sonra altışarlı gruplar halinde doktorun odasına girdik. doktor bizlere; ' elinde veya ayağında eksik fazla parmağı olan, önemli bir rahatsızlığı olan, ilaç kullanan var mı' gibi sorular sordu. herkes olumsuz yanıt verince bu grubun muayenesi bitti ve yeni altılı grup içeri alındı. herkesin muayenesi bittikten yarım saat sonra sevk kağıtları imzalı ve mühürlü olarak ve üzerinde ' askerliğe elverişlidir' notuyla iade edildi. aradaki ince detayları atladım ama böyle son sistem muayenelerde olur böyle.

ps: bu bir son yoklama muayenesidir ya da daha önce muayene olmayanlar için yapılmış bir muayenedir.
sabahın erken saatlerinde iş güç bırakılarak askeri hastahaneye gidilir.. zaten koridorlarda fazlasıyla ciddilik dolaşmaktadır.. baska bir hastanede rastlayabileceginiz bagrıslar, haykırmalar askeri hastanede yerini asırı ciddi topuk seslerine bırakmıstır.. oncelikle danısma tabipliğine gitmeniz soylenir.. gidersiniz.. doktor yüzünüze bakmadan '' boy kilo'' der.. soylersiniz.. '' herhangi bir rahatsızlığın var mı'' .. hayır yok dersiniz.. ''tamam buradan genel cerrahiye gideceksin'' denir.. piuuuuu işler ne güzel ilerliyor.. sabahın korunde beni bunun için mi buralara getirttiniz diye iç gecirilir.. bu dusunce seansı hemsirenin ''al'' diyerek kagıdı uzatmasıyla kesilir.. gidilecek odanın yeri sorulur ve alınan cevap dogrultusunda odaya gidilir.. işte o an akla gelmeyen basa gelir.. orada olması gereken doktor orada yoktur.. bir saat edasıyla işleyen bu sistem gozunuzde ilk ''error'' u verir..neyse denir ve evrak içeri verilir.. doktorun gelmesi beklenir.. 1 saat beklenir ve sonunda doktor bey tesrif eder.. beserli gruplar halinde içeri alınırsınız.. '' arkadaslar içinizde fıtık, apandisit, kıl donmesi, kasık ameliyatı olanınız var mı'' diye bir soru gelir.. o derece yarım agız bir sorudur ki 5 kişiden birinin hayır demesi bile yetmektedir.. doktor tamam cıkın ben evrakı verecegim der.. cıkarsınız.. kısa bir bekleyişten sonra evrak elinize verilir ve baska bir yere yonlendirilirsiniz.. denilen yere gidilir.. basit bir yazım işlemi için 1 saat sonrasına randevu verilir.. yine beklersiniz.. beklersiniz.. 1 saat sonunda gorevli isimleri okur ve evrakınızı alırsınız.. üzerine bakarsınız '' askerliğe elverişlidir '' yazar.. gorevi yerine getirmenin rahatlığıyla hafifce bir tebessum edersiniz.. sonra yeniden gercek hayata donülür.. sabah 9 da gidilen hastahaneden 11,30 da cıkılır.. toplam muayene süresi 15 dk kadar sürmüştür.. geri kalan süre ise bekleme ile gecmiştir.. sonuc mu:

bürokrasi:1
mianke:0
bugün itibariyle yaptırdığım hadisedir. samsun askerlik şubesinin bahçesinde kurulan bir çadırda sadece don kalana kadar üzerimde ne varsa cıkardım. sonra çadırın 20 metre ötesinde 5 adet tahta masa ve 1 adet paravandan oluşan muayene alanına geldim. heyet bayağı sağlamdı: 1 albay, 1 tabip üsteğmen ve 3 at hırsızı kılıklı memur. elimde evraklarla masa masa dolaşmaya başladım. sivil memurların bürokrasi işlemlerinden sonra tabip üsteğmen herhangi bir sağlık problemimin olup olmadığını sordu. astım hastası olduğumu, ilaç kullandığımı söyledikten sonra beni paravanın arkasına davet etti. höst demeye kalmadan donunu indir komutunu aldım. emrederseniz komutanım edasıyla anında görüntü malzemeyi üsteğmene gösterdikten sonra imzalar atıldı, askerliğe elverişli olduğumu ve arızalarım olduğunu bildiren* belgeyi de son memura teslim ettim. demek ki neymiş soyuyorlarmış.
er kişinin askerliğe elverişli olup olmadığına karar verildiği muayenedir. başımdan gün itibariyle geçen olaydır, şöyle ki: evrakları tamamlayıp askerlik şubesinin yolunu tuttum. belgeleri karizmatik askerlik şubesi başkanına imzalatıp nizamiyenin revirine gittim. bir doktor "nassın yaa iyi misin" dercesine bir rahatsızlığın var mı diye sordu. "yok" cevabını verip belgeyi imzalattım fakat belgede boy kilo kısmını doldurmayı unutmuş, askerlik şubesinde ki bayan memur tembih etmişti hatırlattım, başka bir odaya yönlendirildim. rütbeli biri * sen boyunu kilonu bilmiyor musun dedi. biliyorum dedim o sırada içeri giren er'e emir verildi "boy/kilo ölç asker" askerle komutan kanki midir nedir asker laubali şekilde "komutanım hemen ölçeyim göz kararı 176 cm" dedi. komutan bir süre gülümsedi sonra "hadi ölç hemen" dedi. neyse çok uzattım sözlük velhasıl-ı kelam aldık belgeyi tekrar gittim askerlik şubesine bayan memur birkaç dakika beklememi istedi, bekledim sonra karizmatik askerlik şubesi başkanı bir imza daha çaktı. işlem tamam
Acemiliğe ilk gidildiğinde grup olarak aynı anda olunan muayenedir.Üst kısım çıplak kalır Döve si olan façası olan varsa ayrılsın denilen.Bu sorulara cevap verilirken aynı zamanda her iki kolundan 3 adet iğneyi eşzamanlı olarak soktukları askerlerı veteriner edasında kontrol ettıklerı durumdur.
muayene sırasında göte çomak sokulduğuna dair efsane vardır.
özellikle kadın doktorlar önünde zor anlar yaşayabileceğiniz ilginç bir muayenedir.

zorunlu bir prosedür olmasıda ayrı bir konudur ayrıca .. illa görecekler küheylanı ...
komando muayenesinde de tekrarlanır aynı işlem. *

-eğil, ayır olum
-komutanım kem küm
-ayır ulaaann. * *
çok zor bir olay değildir de, içinde bir erkeğin kendini en kötü hissedebileceği anları içerir. bir anı paylaşmak isterim sizlerle dostlar...

10 tane asker adayı yan yana dizilmiş, külotları indirilmiş halde beklemektedir. doktor teker teker rutin soruları sorar. sıra anadolu erkeğinden birine gelmiştir:

- bir hastalığın var mı oğlum?
+ yok komutanım.
- daha önce ameliyat oldun mu hiç?
+ hayır komutanım.
- boynundaki o leke ne?
+ bilmiyorum komutanım.
- başını bi sağa çevir bakıyım?
delikanlıda hiçbir hareket olmaz.
- sağa çevirsene oğlum başını?
delikanlı penisinin başını tutar sağa çevirir.
- zuhahahahahahaha
yaşanmış bir mevzudur. askerlik şubesine gittigimde, muayne olacaklar şöle geçsin dediler, ve albay tek tek sorular sormaya başladı yanımdaki adama medeni durumunu sordu cevap: valla komutanım gördügün gibi demesi...
bir hastalığınız var mı?

*evet *hayır *bilmiyorum

(bkz: ben bugün bunu gördüm)
komik olaylara sahne olan muayenedir. muayeneye gitmeden önce iç çamaşırıyla ortalıkta dolaşacağımı biliyordum. sadece donla kalınıyormuş. böyle bir şeye maruz kalmayı asla istemezdim. kendi çapımda önlemimi almam gerekirdi. donumu giymeden şort mayomu giymiştim. abim o şortu çıkarırlar adam gibi git dediyse de dinlemedim onu.

şubeye gittim ve bir sürü adam orada don paça sıraya girmişler. kendimden emin bir şekilde pantolunumu çıkardım ve sıraya girdim. sıradan erler işlerimizi yapıyordu. rütbelilerin önüne gelince biraz tırstım.

- bu heybetli adamlar soydurur bu şortu kalırım ortada mal gibi, keşke don giyseydim; diyordum içimden. don giymenin maksadı testislerin olup olmadığını anlamakmış. benim şortum tabiki bir şey belli etmiyordu. kısaydı ama boldu.* * * * *
ancak korktuğum başıma gelmedi. asker yüzüme uzunca baktı ve geçti. bu korkulu anlar geçtikten sonra odadan çıkan er e seslendim.

- amma da korkuyorsunuz komutandan. biz burada don paça komutanın karşısındayız sen robot gibi selam çakıp duruyorsun.

dedim bütün terbiyesizliğimle. orada duyanlar güldü tabi askerin kendisi de.

- seni de göreceğiz askerlikte

uyarısını aldım, üzerimi giyindim ve oradan uzaklaştım.*
yarın gidip olacağım muayene. duyduklarım pek iç açıcı değil." başçavuş ağzına alıyomuş" diyen bile var. *
yoklama babında 5 sene evvelsi başıma gelen hadisedir.

liseyi bitirip üniversiteyi derhal kazanamadığım içün "neme lazım kaçak olmayalım, yakalanır dersane filan dinletemez alırız soluğu kışlada" diyerek ve biraz da pederin ittirmesiyle gitmiş bulundum bağlı olduğum askerlik şubesine. nizamiye kapısı önünde 15-20 kişi pinekliyor, ben görmedim onları tabii, gittim nöbet tutana dedim " dostum ben yoklama için geldim, yoklayın beni hadi"...nöbetçi ters adam, "nah karşıda bekle" dedi. o 15-20 kişilik güruhu işaret ederekten. biz ciğerci kedisi gibi bir yarım saat bekledik kapıda. sonra nöbetçi çağırdı gelin, yaklaşın. ellerinizi kaldırın cepleri kapatın. haydee,,siyasi mahkumlar gibi tek sıra eller havada girdik içeriye. girerken elimizdeki kağıtları verdik bir astsubaya, (o ara ellerimizi indirdik tabii) sonra bi yarım saat daha bekledikten sonra (bu arada bize kağıt bardakta çay verdiler, aptes suyu gibiydi ama olsun, düşünmeleri bile bir şeydir. ) işte sonracığıma prefabrik bir binaya çağırdılar hepimizi gittik elbet. içeride yaklaşık 10 memur-asker, ikisi kadın! bizi ayrı bir odaya aldılar, başımıza bir onbaşı koydular, herifte silah bile vardı he. dedi ki bu hede: "donunuz kalsın gerisini soyunun, çorapları dahil. ayakkabı dahil". beş dakkada cıbıldacık olduk hepimiz. sonra yine tek sıra, ayaklar çıplak, kıçımızda renk renk don, sıra sıra oturmuş ikisi kadın hey'etin önünden geçtik. kimi bişiler sordu, kimisi hiç bişi sormadı. he boyumu kilomu neyin ölçtüler yazdılar. en son bir astsubaya geldim, askere gidip gitmeyeceğimi sordu. tecil ettireceğimi söyledim. tamam dedi, giyinip gidebilirsin.

giyindim, nizamiyeden çıktım gittim. artık herkes bedenimi görmüştü, eski namuslu günlerim çok uzaklardaydı, kirlenmiştim.

hafif bir yağmur iniyordu dar kaldırımlara.
buradaki yazılanlardan da anlaşılacağı gibi belirli bir formatı yok. yani en azından ayrıntı bazında. mesela bazıları çıplak, bazıları donla bırakıyor bazıları çok çeşitli yerlere bakıyor bazıları sorunun var mı deyip geçiyor. tecil ettirecekseniz sadece boyunuz kilonuz ölçülüyor en azından benim öyle olduyudu.