bugün

askerliğin ilk günü hissedilen kötü düşüncelerdir.
mutsuzluk ve çaresizlik olmalıdır.
askerde son gün hissedilenlerin tam tersidir.
üzüntü, bunalım, çaresizlik, bilgisizlik, korku, yalnızlıktır.

edit: askerliğimi yapmadım daha sadece bir öngörü.
banada bir yatak düşer mi acaba gibi enteresan hislerdir.
bu kadar abazan herifin içinde ne işim var. kokanı, pisliği ortaya karışık.
neredeyim ben amk.
"nasıl geçecek bu kadar gün" şeklindedir. Son gün, sabah uyanıldığında ise koğuşun penceresinden doğan güneşe bakılır ve yanınızdaki arkadaşa "güneş bugün bizim için doğuyor" denilir.
çaresizlik, özlem. daha da kısalsın ulan askerlik süresi kırkbeş gün olsun.
kendini güvensiz hissetme durumu.
gerçek türkiye'ye hoşgeldin amk duygusu. pisuara sıçanların en azından buna kalkışanların yaşadığı bir eğitim düzeyine dahil oluş. kendi kendine kara kara "sen bir hiçsin, burdan nasıl canlı çıkılır" gibi düşünceler.
yorgunluk.

Arkadaşlar his ile düşünce farklı şeylerdir. His vücutla, düşünmek beyinle alakalıdır. Buraya çoğu düşüncesini yazmış.
kamuflajı giyene kadar yabancılık ve huzursuzluk, giydikten sonra yarağı yemişlik.
Isparta'nın soğuğunu yedikten sonra pek hissiyat kalmamıştı gerçi bende. Ama ilk olarak "Ben nereye düştüm ulan" şaşkınlığı yaşanır.
şimdi şöyle efenim..

nizamiyede sizi teskereciler karşılar genelde, yada uzman çavuş filan. hatta otogarda az(s)iz abiler enseler (bana öyle oldu)

nizamiye den içeri girersiniz, hiç silah, top, tüfek, tank görmediyseniz yakından olay şöyle gelişir.

-vooovvvv silahlara bak, ooo yeee tank, hey adamım çok iyi yaaaa bunlar bizim dimi şimdi?

-lan mınakoduuuumm siktir git kamuflajını giyin patates soycan lan it.

ondan sonra hissedilenler kişiye kalmış bişey, hadi kolay gelsin.
Eğer refakatçiniz muvazzaf bir tuğgeneralse çok kral olan hislerdir.
güncel Önemli Başlıklar