bugün

geçen gün gerçek müslüman bir arkadaşla hasbihal ederken, fikir teatisi yaparken sohbet sırasında borges, baudelaire, prost, joyce gibi herkesin bişey sandığı meşhur kafirlerden söz ediyorduk o sırada arkadaşım bu tiplemelerin arasına fark ettim ki "rimbaud"u da katıyor. orada bi titredim ve arkadaşımı da aynı vecd ile sarstım dedim "sen ne diyorsun be adam rimbaud ölüm döşeğinde allah kerim demiştir önce bi ne konuştuğunu öğren sonra gel karşıma" dedim o da üzüldü, ağlamaklı oldu "en iyisi ben bir pişmanlık namazı kılayım" dedi gitti. ayran içtim biraz tuzluydu garsonu çağırıp uyardım allah için tuzsuz ayran yapın artık dedim. sonra tesbih post seccade dost dedim kalktım ufuk çizgisinde allah yazısı belirdi... göz yaşlarımı da cebime doldurup "o gemi gelecek elbet bir gün gelecek" dedim.
anlattım anlamadılar anlamamaları mesele değildi de ben anlıyordum sorun oradaydı sustum. susmaya da devam ettim.
cevabı evetse memnun edici olacak olan bir sorudur. bu arada,

(bkz: çakma hbbia sendromu)
entel dantel muhabbetleriyle ironi yaratmaya çalışmanın vasatlığında akla düşen sorudur. inanmamakla saldırmak arasındaki derin uçurumun bile kapatamadığı bir cehalet ve öfkeden bahsediyoruz. hastalıklı modernizm algısının yarattığı pitbullar gibi saldırmaktalar biteviye inananlara. allah böylelerinden insanları korusun. canlı bomba gibidir bu tarz düşünce sahipleri, kökü kendileri ve düşüncelerine bağlı olmayan öfkelerinin ve manupüle olmuş dimağlarının bütün ifrazatını hınçla kusmaktan kendilerini alamazlar. ah bir de serde ergenlik olmasa di mi.
afrika'da müslümanlar arasında islama dair bazı şeyler öğrenmiştir. ölürken son sözü de "allah kerim" olmuştur. ama müslüman ölüp ölmediği hakkında net bilgi yoktur.

müslümanlar o yüzden temkinli konuşurlar hakkında...

hayatında işlemiş olduğu günahlar mı?

dedikodusu bize düşmez!