bugün

Diyanet işleri başkanlığında çalışmış görevli. Ancak daha sonra eski inançları araştırıp dinsiz olmuş insandır. (bkz: Kuran ın kökeni) (bkz: muhammed ve kurmayalarının hanımları) (bkz: Sümerler den islam a Kutsal Kitaplar ve Dinler) kitaplarının yazarıdır.
kendisine ait olan kuran'ın kökeni kitabında hz.muhammed'in kadın düşmanı olduğunu hz. ömer'in orucunu cinsel ilişkiyle açtığını iddia eden fitneci. allahın laneti iftiracıların üzerine olsun.
kitaplarında peygamberi alelade bir çobanken, hatice ile evliliği sonucu zengin olan ve bundan sonra sosyal olarak statüsü yükselen birisi olarak tanımlamaktadır.

sadece bu görüşü bile ne kadar yanlı ve subjektif yazdığının kanıtıdır.

edit: sanırım biraz açmak gerekiyor. ateist görüşlerinden dolayı eleştirmedim. 600'lerin başında mekke'de hatice gibi varlıklı bir kadınla, hiçbir varlığı olmayan alelade bir çobanmış gibi gösterdiği peygamberin evliliğinin gerçekten bu sınıf farkına rağmen gerçekleşebildiğini iddia etmesi yüzünden bu eleştirim. öyle bir sınıf farkı olsa, peygamber gerçekten bir çoban olsa hatice'nin bütün kabilesi bu evliliğe karşı çıkar ve gerçekleşmesine izin vermezdi. ayrıca peygamberin çocukluk ve gençlik yıllarında amcası ebu talip ile şam'a ticarete gittiği, kervanları olduğu ve kureyş'in ileri gelenlerinden biri olduğu bilinmektedir. bu evlilik iki zengin aile arasında yapılan bir güç birleştirmedir. yoksa peygamberin hatice olan evliliğinin ona güç kattığı doğrudur.
bilinmeyen yönleri ile hz. muhammed'in ölümü ismi kitabı çıkmış yazardır.

sünni kaynaklardan can alıcı örnekler vermesi güzel, hoş. fakat yine de şia'lığa has bir hz.ömer ve hz.ebubekir düşmanlığı var sanki. gerçi adam ateist, en başta peygambere karşı orası ayrı dava.

3 halife ile ilgili çok somut örnekler veriyor hadis kitaplarından fakat nedense hz.ali ile ilgili bu kadar acımasız davranmıyor. daha mazlum ya da masummuş gibi gösteriyor. örneğin peygamberin cenazesinin 3 gün yerde yattığını ve bu sırada ebubekir ve ömer'in hilafet peşinde koştuğu için cenazeye bile zar zor katıldıklarını söylüyor. peki bu arada hz.ali ne yapıyormuş sorusuna ise sadece "cenaze işleri ile ilgileniyordu" diye cevap verip çok fazla üstünde durmuyor.

ayrıca ibni kesir'in bidaye-nihaye isimli eserinden de çok önemli bir alıntı yapmış. kitaba göre ibni mesut harfi harfine şunları söylüyor.

"bana teklif edilse ki ey ibni mesut; sen yemin içer misin ki muhammed katledilmiştir diye? ben de derim ki değil bir kere; dokuz sefer bu konuda rahatlıkla yemin içerim ki muhammed suikaste kurban gitmiştir. ancan bana , yemin içer misin ki muhammed bormal eceliyle ölmüştür diye teklif gelse, bu konuda tek bir sefer bile yemin içmem."

neden bu örnek üzerinde durdum. çünkü gerçekten en önemli hadislerden biri. bir sahabe peygamberin suikast ile öldürüldüğünü söylüyor. merak edip kaynağı bir başka yerden buldum ve orda da bu hadis aynen şöyle aktarılıyor.

"beyhakî, abdullah b. mesudun şöyle dediğini rivayet etmiştir: «rasûlullah'm öldürüldüğüne dair dokuz kez yemin edişim, onun öldürülmediğine bir kez yemin edişimden daha çok hoşuma gider. çünkü allah, onu peygamber ve şehid olarak seçmişti.»"

bu da kaynak. 5. cilt 7. bölümde aratarak bulabilirsiniz.

aynı anlama geliyor iki ifade fakat yazarın eklediği ifadeler olmamış tam. ya da arapça orjinali üzerinden kırık meal vererek yaparsa daha iyi anlayacağımızı umuyorum.
bakınız burada bir konudan bahsedeceğim bu kürt veya kürtlere asla hakaret olarak algılanmasın. nick ismim kürt düşmanlığı yapmak değildir vatansever kürt kardeşim iyi bilir zaten onlarda bu "dış" orjinli kürt şeyhlerinden uzak dururlar. bu konuyu atsız güzel özetlemişti "çocuklarınızı kürt şeyhlerinden uzak tutun." atsız istemden de olsa islam'ı savunan bir beyanat vermiştir. şimdi şöyle bir bakalım, araştıralım boş konuşmayalım ağalar.

turan dursun imamken dinsiz olmuş bir adam ve bu turan kürt şeyhlerinden öğrenmiş dini imanı ayrıca okuma ve yazmayı 15'inden sonra öğrenmiş,

arif tekin o da diyarbakır doğumludur zaten doğal olarak o da kürt şıhlarından öğrenmiş bu dini imanı ayrıca turan gibi okuma yazmayı sonradan öğrenmiş,

bu iki yerli oryantalistin ortak noktası kürt şeylerinden dini eğitim almaladır öbür yandan pkk'ya bakın orada da aile baskısıyla dini eğitim aldırılır ama adam iki materyalist kitap okuyunca dini imanı mürekkep gibi uçar gider ve dağa çıkar eşkıyaya katılır. sizce burada bir sorun yok mu arkadaş? neden edip yüksel, ali şeriati v. s bunun gibi toplumlarındaki dinci molla sınıfına baş kaldırmış adamlar dinsiz olmuyorlar daha doğrusu olmadılar. bunu sorgulamak lazım sorgulanmamış hayat hayat değildir. biz doğuda çok sorguladık ben vatani hizmetimi orada yaptım. neden ülkemizde kardeş kanı dökülür diye... taa ki durumu sonradan çaktım. ister inanın ister inanmayın başbuğ kemal atatürk islam'a en büyük hizmet vermiş liderdir. zira bu kürt şeyhlerinin bir kısmı said gibi dış orjinlidir, ya ingiliz ya mossad ya cia olmadı kgb'nin adamlarıdır. öyle kur'an muran bildikleri yok bu iblislerin yetiştirdiği adamlar ya turan ve arif gibi dinsiz oluyor ya perwer gibi dağa çıkıyor ya da yobaz olup islam diye başka bir inanca tapıyorlar. halbuki kur'an bunları yalanlıyor. ancak turan ve arif gibi salatalıklar bu işe uyanamıyorlar.

sümer meselesine gelince yahu bırakın şu ayakları artık, gülünç olmayın. bu tengri nasıl ki türk'ün, arabın, frenk ve germenin tengrisi ise sümerlerin de tengrisi değil miydi? sümer kavmine elçi göndermedi mi? kur'ana göre gönderdi zira çin, hint, japon mitlerinde de nuh tufanı geçer. sümerlerde bunun adı gılgamıştır kur'anda ise nuh tufanıdır. eğer sümer metinlerinde veya diğer mitlerde bunlar geçmiyorsa işte o zaman ben kitaplardan şüphe duyarım. alın sümer diyordu biri göbeklitepe de tapınak bulundu, demek oluyor ki din kainatın yaratılış nedenidir. mısır mitlerinde de bunların hepsi vardı. neden bu din düşmanlığı nedendir bu kadar saptırma insanları aldatma. tabi ki arkalarında güç olmasa bu arif, turan gibiler konuşamazdı. bunları kullandılar turan'ı evinin önünde kurşunlattılar. kullananlar yaptı bunu.

birde şu açıdan bakın: bu adam imamlık yapmış imamken "muhammed tengri'nin elçisidir, ahlak abidesidir" diyordu lakin bir dönüş yaşıyor bu zevatlar sonra " muhammed psikopattır" diyorlar. ben senin samimiyetine inanır mıyım aslan? akıllı ol, efendi ol milleti kandırma sen ve senin yobaz şeyhlerinde aynı kafada merak etme. bu kitaplar mantık hatalarıyla doludur, ister okuyun ister okumayın lakin bu safsataları okuyacağınıza deli marx'ı okuyun hiç olmazsa bilgi sahibi olursunuz...
Harun tekin familyasından. şaka bi yana Klasik materyalist bakış açısıyla din yorumlayanlardan biri Turan dursundan farkı şekil olarak saygıda kusur etmiyor hz falan diyor. onlara göre herkes art niyetli herkesin bir çıkarı var. Bu tip adamların tek yaptığı kafa bulandırmaķ Bi bitmediniz amk. o yüzden kuranın mealini baştan sona okuyun anlamadiginiz yerlerde alttaki tefsire bakabilirsiniz diyanet mealinde ama bu tefsirler de kesmezse sakın ola internete bakayım demeyin dini bilgisine güvendiğiniz bir yakininiza sorun. internetteki bilgi birazdan okuyacaklarınız gibi insanı dinden soğutur demedi deme. Bu zevat da bilinmeyen yönleri ile hz. muhammed'in ölümü adlı kitabında şunları yazabilmiş:

hz. muhammed mekke'den medine'ye geçip orada sistemini kurunca, asıl yerlileri olan yahudileri çeşitli bahanelerle dağıtmaya, kovmaya, katletmeye yönelir. örneğin; beni nadir, beni kaynuka, beni kurayza ve daha sonra da hayber yahudileri gibi. tabii ki islami kesim burada şunu savunur: yahudiler hz. muhammed'e karşı olup mekke müşriklerini destekledikleri için onlarla savaşıldı... benzer savunmaların hiçbir şekilde haklı tarafı yoktur. çünkü medine onların yurduydu, hz. muhammed ise ya bancıydı: mekkeliydi ve onu orada rahat bırakmadıkları için medine'ye hicret etmişti. burada haklı olarak şu söylenebilir: madem iddia edildiği gibi onun arkasında tanrı vardı, o zaman niye mekke'de ona yardım etmedi, neden medine'ye gelip bu insanların da istirahatını bozmaya neden oldu, o kadar savaşlar, katliamlar oldu? (beni nadir, beni kureyza, beni kaynuka, hayber, fedek gibi bunların hepsi yahudi ve hepsi de hz. muhammed tarafından ortadan kaldırıldılar.)

hz. muhammed'i bu konuda haklı çıkaracak hiçbir gerekçe olamaz: başka bir ülkeye gitmek ve oranın insanlarını, beni dinlemiyorlar diye katletmek gibi bir anlayış, eşyanın tabiatına aykırıdır. bugünkü tabire göre, onun medine'de oturma izni yok. bunu hangi ülke kabul eder: gel bir, iki yıl bir ülkede kal, ondan sonra yönetimi ele geçir, oranın halkıyla da kavga et, onları katlet, yurtlarından eyle. bunun örneği dünyanın hiçbir yerinde yoktur!

hz. muhammed ve yandaşları, hayber kalesini ele geçirince, ölümden kurtulanlar ona şu teklifi sundu: biz bu toprakları sizden daha iyi işleriz. çünkü yıllarca ekip biçtik, deneyimimiz var. o yüzden bizi öldürmeyin, sürgüne de göndermeyin, biz burayı ekip biçelim, gelirini paylaşalım derler. hz.muhammed de bu teklifi kabul eder ve hayber toprakları bu anlaşmadan sonra bu şekilde işlenir. zaten esir düşen hayber sakinleri için bunun dışında alternatif de yoktu.

hayber'den sonra hz. muhammed'in kendilerine yöneleceği bilgisini alan fedek halici bu pazarlığı duydu. onlar da hz. muhammed'e aynı teklifi sundular ve önerileri kabul edildi. işte fedek savaşsız alındığı için, kur'an'daki haşr suresinin 6-7. ayetlerine göre bu köy (fedek) 'fey' sayılırdı. yani ancak allah'a ve muhammed'e ait olacaktı; diğer ganimet malları gibi müslümanlara dağıtılmayacaktı. sonuçta muhammed fedek köyünü kendine ayırdı; ancak hayber'i hazine malı olarak arkadaşları arasında paylaştırdı. savaşın kısa durumu bu.

hz. muhammed'in bu baskın sırasında yediği zehirli yemeğe gelince; hayber yahudilerinden sağ kalan haris kızı zeynep -ki selam b. meşkem'in hanımıydı- soruşturuyor, acaba hz. muhammed hangi yemekleri çok sever, diye. etin kaburga kısmını çok sevdiğini söylüyorlar kendisine. bu arada zeynep bir koyun pişirip içine zehir doldurarak muhammed'e ikram ediyor, tabii ki hz. muhammed'in sevdiği kısma daha fazla zehir bırakıyor. hz. muhammed yemeğe başlayınca, onun arkadaşlarından bişr b. bera, acele edip ondan önce ağzına alıyor ve orada yığılıp can veriyor. hz. muhammed ise henüz arkadaşı kadar fazla yemediği ve bu arada onun da durumunu gördüğü için, artık yemekten vazgeçiyor. sonra o yemeği hazırlayan kadını çağırıyor: "neden buna gerek duyup bizi zehirlemek istedin?" diyor. kadın da, "sen bizim başımıza neler getirdiğini iyi biliyorsun. babam haris'i, kocam selam b. meşkem'i, amcam yaser'i, kardeşim merhab'ı ve diğer yakınlarımla hayber yahudilerini öldürdünüz, kalanları da esir-cariye yaptınız. bunun için ben de kendi kendime dedim ki, bu adamı zehirleyeceğim: peygamberse, tanrı ile irtibatı varsa, zaten vahiy alır bu etten yemez; ama yalancıysa yemeğe devam eder ve ölür. dolayısıyla biz kalanlar da ondan kurtulmuş oluruz. o yüzden böyle bir plan kurdum" diyor.

burada şunu eklemek isterim: peygamber olup olmaması bir kenara; bir kere onlardan bu kadar insan öldüren bir muhammed, nasıl olur da safça, tedbirsiz bir şekilde kalkıp bir yahudi kadının hazırladığı yemeği cesaretle yiyebilir? şunu da kabul etmek lazım ki, kadın çok yetenekli ve aktif biriymiş. bu plan, her babayiğidin işi değil. yineliyorum: hz. muhammed'in kendileriyle savaştığı ve çoğunu katlettiği insanların kalanlarından birinin hazırladığı yemeği yemesi çok yanlış bir şey; bu kadar tedbirsizliğin açıklaması olamaz. ben, madem tanrı arkasındaydı neden haber vermedi sorusundan ziyade; normal bir insan düşman olan kesimin yemeğini nasıl bu kadar rahatlıkla yiyebilir diye hayret ederim.

bazı islam tarihçileri, “muhammed bu olayda kadını affetmiş.” gibi açıklamalar yapmışlarsa da, bunun inandırıcı bir yanı yoktur. muhammed bu olaydan dolayı o kadını orada öldürüyor. hatta bazı islami kaynaklarda muhammed'in talimatıyla o kadın işkenceyle, çarmıha gerilmek suretiyle infaz ediliyor. (3) ha reklam için affetmiş, ha katletmiş bu o kadar önemli değildir. önemli olan, kendileriyle savaştığı insanların ikram ettiği yemeği yemek, bunun sakıncalarını göze almamak. bu önemli bir yanlıştır. bazı kaynaklara göre bu zehirli etten sadece bişr adındaki şahıs değil; birkaç kişi ölmüş diye farklı bilgi de var.(4)

bu olayda yediği zehirli etten dolayı muhammed'in bedeninde yıpranmalar oluştuğu ve ölene kadar da sıklıkla (hecamat denilen yöntemle) vücudundan kan aldırdığı bir gerçek. mesela ebu hind, ebu tayyip adlarındaki şahısların ondan kan aldıkları kaynaklarda geçiyor. hatta bunun karşılığında muhammed'in ebu tayyib'e ücret olarak iki sa' hurma verdiği bile yazılı. yine ibni mace'nin aktardığı rivayette, onun eşlerinden ümmü seleme'nin kendisine, "bakıyorum sen o zehirli etten sonra gitgide olumsuz etkileniyorsun" dediğini ve ara sıra onun da muhammed'den kan aldığını aktarıyor.

buhari ve müslim'de, "bazen hac için ihramda iken, bazen oruçlu iken kendisinden kan aldırıyordu" şeklinde hadisler var. yani kan aldırma, hayber'de yediği zehirli etin etkisiyle oluşan hastalıktan dolayı oluyordu...

şu not da önemli! enes b. malik, "o yemekten sonra muhammed'in ağız bölgesinde bozukluklar oluşmuştu" diye bilgi veriyor. bu enes b. malik, muhammed'e on yıl yaverlik yapan bir sahabi ve onun bu hadisi en başta buhari ve müslim'de geçmektedir.(5) bu açıklamalara göre hz. muhammed'in bu suikastta darbe aldığı kesin; ancak bu olaydan sonra üç yıl daha yaşıyor. acaba bir zehir bu kadar zamana yayılır mı veya o zaman bu kadar güçlü bir zehir var mıydı? tabii ki bu ancak uzmanların bileceği bir iş.

inananlar açısından hz. muhammed'in bu suikastta öldürülmemesi bir mucize olarak iddia edilebilir: hani arkadaşları öldü de o ölmedi, diye. ama yersiz bir savunma. bir kere muhammed'in bu olayda kurtulması gayet normal bir şeydir: dünyada her eylem başarıyla sonuçlanır diye bir kural yoktur. bu yoruma karşı şu rahatlıkla söylenebilir: mademki onda bir mucize vardı, neden önceden haber vermedi? haber verseydi, en azından arkadaşları ölmezdi. bir de allah koruduğu için ona bir şey olmadı diyelim, peki sağlam hadislerde anlatılan, yediği zehirli etten dolayı dudaklarında, ağzında ve yüzünde neden yaralar oluşmuştu, bu zehirli yemekten dolayı zaman zaman vücudundan kan aldırdığı bir gerçek. hani en azından bu zehirli etten ötürü kendisinde rahatsızlıklar oluşmuş. o halde ölmedi diye bundan pay çıkarmak yanlıştır.

ancak burada hz. ayşe'ye mal edilen bir hadis var: muhammed hasta iken bir ara, "ey ayşe! kaç yıl önce hayber'de yediğim o zehirli etten dolayı içim yanıyor, artık dayanamam." şeklinde bir ifade kullandığı söz konusu. bir kere muhammed'in hayber'de yediği zehirli et olayını enes b. malik, ebu hureyre gibi birçok sahabe anlatıyor; ancak "hayber'de yediğim o zehirli etten dolayı içim yanıyor, artık dayanamam." sözünün arkasında yalnız ayşe var. (6) tabii ki bu ölüm konusunda ayşe töhmet altında; bunu zaten anlatacağım. o yüzden ayşe'ye dayalı benzer hadislerin hiçbir değeri yoktur.
edip yükselin tarif ettiği duygusal ve sünni ateistlerden biridir.kitaplarında atalarının dinini eleştirir.işte kuranı hadislerle açıklamaya çalışırsak karşımıza turan dursun,arif tekin gibiler çıkar.o yüzden yahudi uydurması hadis ve rivayetlere inanmayın diyoruz.

kuran da hiç bir ayet tesadüfi değildir.bir neden üzerine inmiştir.kuran,o dönemin yozlaşmış ve kutuplaşmış cahil bir toplum olan arap toplumuna inmiştir.
kuran da mitoloji v.s gibi masallara yer yoktur rabbın dediği gibi her sözü haktır ve gerçektir.

ancak arif ve turan gibiler medresede öğrendikleri hezeyanlara karşı felsefi altyapıları olmaması sebebiyle batılıların uydurduğu felsefe olan materyalist kitapları okuyup maalesef dinden çıkmışlardır.

iş bu kadar basit değildir,ben teoloji okudum yurtdışında az çok ilkel dinleri bilirim.ilkel dinlerde tevhidin saptırılmış ritmikleridir.eski inançlara bakıp islamı eleştiremezsin çünkü bu ne kurana nede tevhide uygun olmaz.bakınız sümer sümer diyorlar iyide kuranda diyor ki "yeryüzünü dolaşmadılar mı eski kavimlerin hallerini bilmiyorlar mı" bu gayet açıktır.kuranda geçen bazı kıssalar elbette o dönemin toplumunun yabancı olmadığı olaylardır.vu kıssalar öğüt vermek için kullanılan meteorlardır.

misal:kuranda iki adem vardır.ilki evrimleşme sonucunda meydana gelen modern insan olan adem,mecazidir.ikincisi bir topluluğa gönderilen ilk insan adem.bu peygamberdir,ilk insan değil ilk peygamberdir.

kuran,arap toplumuna indiğinden ötürü o toplumun geleneğinde olan,o toplumun bildiği olayları benzetme ve kıyaslama vurgusuyla anlatmıştır ki bu çok doğaldır.diğeri ise kitabı mukaddesin tahrifi sonucunda uydurulan kıssaların doğrusunu anlatarak yahudi ve hıristiyanlığın hak din olmadığını göstermektir.kuranda peygamberler sana bildirdiğimiz ve bildirmediğimiz olarak ikiye ayrılır.demem o ki arif burada aklını değil duygularının sesini dinlemiş olmalı ki eski inançlara aldanarak islam işte bu diyebilmektedir.

muhammedi eleştirmesine gelince muhammed soylu bir aileden gelmektedir.hatice ile evlenmesi v.s bunlar magazindir ve bu ne akla ne mantığa nede bilimin ahlakına uygun bir durumdur.madem muhammedin hayatını bilimsel olarak inceleyip anlatıyorsun objektif olacaksın.

bir kere muhammed,ne dini ne mitoloji nede sosyoloji,tarih,fizik,kimya,biyoloji,antik yunan eserlerini biliyordu.bilmiş olsaydı foyası o dönemde çok kolay biçimde ortalamaz mıydı,anında yok ederlerdi hem müşrikler hem yahudiler.muhammedin hocaları diye kitabı var bu zevatın okudum safsata...işte hep bu uyduruk rivayetlerden kaynak edinmiş,siyer kitaplarına güvenmeyin diyorum boşuna mı diyoruz...

ateist olabilirsin lakin dersin ki muhammed çok dahi,ileri görüşlü,elinde teleskopu çölde gökleri inceleyen bir adamdı ona bir sözüm olursa namerdim.ama yok muhammedin hocaları,yok sümer herzeleri v.s işte senin beynini yakanlar sana bu dini yani sünniliği dayatanlardır.tufan olayı,yaratılış olay v.s sadece sümerlerde değil bu kavme çok uzak olan hobilerde yani kızılderelilerde,türklerde,hintlilerde,mısırlılarda,çin ve japonlarda hep geçer ve hepsi aynıdır.

ama,bak bakalım arif bilim teknik kitaplarına sonra bu mitlere sonra kitabı mukaddese...en sonunda ise kurana bak bakalım lakin seni dinsiz eden hadisleri karıştırmadan bak bakalım kurandaki yaratılışa...

bilim diyor ki insan evrelerin sonucunda bugünkü halini aldı.

islam yani kuran diyor ki allah sizi bitki olarak bitirdi,sizi aşama aşama,tavır tavır yarattı ki tavır evre demek arapçada.

işte böyle dostlar,lütfen kuranı doğru okuyun,uyduruk menkıbelere,hadislere inanmayın.hadis ve rivayetler peygamberimizin ölümünden 200 yıl sonra devrin siyasal çıkarları için üretilmiş masallar bütünüdür.

suç arif tekin ve turan dursun da değil suç onları bu inkar ve küfür bataklığına sokan aşağılık şirkperestlerdedir.
islam'a sallayan her şahıs gibi ateistler tarafından islam'ın en yetkin alimi olarak nitelendirilen eski imam.
Eski bir Diyanet çalışanı olan şimdinin nonteisti büyük bir dava ve fikir adamı. (bkz: Kuran ın kökeni), (bkz: muhammed ve kurmaylarının hanımları), (bkz: sümerler den islam a kutsal kitaplar ve dinler), (bkz: zerdüşt ten kuran a) gibi kitapların yazarıdır. Bu kitapları mutlaka okuyun ve okutturun ki insanlar, islam'ın gizlenen gerçek yüzünü görsün...
ilgili link: https://youtube.com/watch?v=g8fvH3XQ3Zs
ilgili fotoğraf:
görsel