bugün

büyük usulsüzlüktür.

bölümün saygıdeğer! hocaları kendi elemanlarını işe almak için kadro açıyorlar. sonra aptal yerine koyarak herkesi, mülakata davete diyorlar. adam tekirdağ dan çanakkale den vana sivasa gidiyor. cebinde beş kuruşu yokken. borç alarak gidip geliyor ama gariban nasıl bilsin ki zaten kadronun sahibi var!

bir de kadroya yerleşmek isteyenlerin büyükleri var tabi, bir telefonla oraya telefon açıp adamım geliyor diyenler... olan alan bilgisi yüksek kaliteli bilim insanlarına oluyor..
şeref tanımına sığmamaktır.

adaletsizliktir

beni almayan üniversitenin yetkililerine sesleniyorum biricik genç kızlarını sandala atıp ruhunda hicranını söylettiklerimsiniz hepiniz!
şunu biliniz ki eyyy torpilciler;

ahım kalır bu topraklarda

ben gider ama adım kalır sizin oralarda

üniversiteniz baki kalmaz benden sona...
cv'de imam hatipli yazmıyorsa "araştırma görevlisi" olman çok zor.

edit: sen ölü götüne pamukta tıkayamazsın.
uydur uydur söyle.

ön değerlendirme: ales yüzde 60, yds yüzde 40

ardından açılan kadronun 10 katı kadar kişi sınava girer ve: ales yüzde 30, diploma notu yüzde 30, yds yüzde 10, bilim sınavı yüzde 30

usulsüzlük dediğin ancak ve ancak 'bilim sınavı'nda yapılabilir. onunda toplam puana etkisi ortada. saçmalamayın mk.

görende sanacak ki profesör 'gel seni seçtim pikaçu!' diyor ve olaylar gelişiyor...

ek: yds 50 ve ales 70 barajı da cabası.
yazıklar olsun böyle düzene.

bundan sonra artık

bayram gelmiş neyime,

kan damlar yüreğime...
Türkiye şartlarında nedense şaşılmaması gereken durumdur.
bizim bölüme kadronun minik minik verilmesi de insafsızlık burdan yetkililere sesleniyorum hadi inşallah olacak.
Oy verirken düşünseydin şimdi ağlamazdınız.
allahhım bu ne acı bir şey

derdimden ölmek üzereyim

tanrım yardım et....
ayrılsaaaak ölürüz biz

bir beden de bütünüz biz

ellerde ölürüz biz

heyhaaat!
Klasik akademideki durumdur. Kadro almak bugünlerde hocalarla olan ilişkinize kalmıştır. Sizin kaç dil bildiğiniz hangi çalışmaları yaptığınız çoğu zaman fayda etmemektedir...
Öyp kalkmayaydı daha adaletliydi en azından.
(bkz: beşik uleması) Eğitim ve öğretim alanlarında yapılan usulsüzlükler toplumun genelini etkilemektedir. Bu sebeple referans olaylarını bitirmek için gerekli çalışmalar yapılmalıdır. Bunlardan biri belki de mülakat sistemini kaldırmaktır. Bir de yapılan sınavın cevapları paylaşılmalı ve kurum şeffaf olmaya zorlanmalıdır.
Belki birkaç örnek vardır onun haricinde "liyakat" prensibi ülkemizin hiçbir yerinde olmadığı gibi akademik kadrolarda da yoktur.

Yurtdışından tez indirip çevirenler mi dersin çeviri tezlerin aynısını sadece eş anlamlı kelimeler kullanarak yeniden verenler mi dersin, bu işi parayla yapanlar mı dersin her çeşit herzele var. Bu işin zaten intihal boyutu.

Onun haricinde kopya skandalları, bürokrasinin dışarıya adam vermiyoruz anlayışı..

Cidden içimi bir umutsuzluk kaplıyor evet direnelim evet savaşalım ama neyle, nasıl bir yöntemle bu karmaşa birçok insanı pasif bırakıyor pek tabii bu da eğitim sistemimizin bize armağanı. Korkun ulan diyorlar, korkun.
Kontağı kapatmaya yakın sadece geriye bakıp kendimize bir şey soracağız: neden?

Ezcümle; kadrolaşmanın akademik versiyonudur.
Kişinin, gerekli şartları taşımadığı, yahut dikkate alınan kriterler itibarıyla daha layık olan birileri bulunduğu halde bazı kimseleri aracı kılarak hak etmediği bir yere gelenleri esefle kınıyorum. Bu kişiler tepeden inme olduklarından dolayı havalarından da geçilmiyor. Burdan usulsüzlük yaparak araştırma görevlisi alacak yetkililere sesleniyorum. Günahtır, şerefsizliktir, hırsızlıktır, ahlaksızlıktır. Bile bile başkasının hakkını yemektir. yapmayın lütfen.
ben bu dertten ölürüm ey ahali