bugün

1. dünya savaşında araplar türklere karşı büyük zaferler kazanmıştır. araplar cephede türklerle göğüs göğüse çarpışmıştır. türkleri bozguna uğratmışlardır. türkler arkalarına dahi bakmadan kaçmıştır. lawrence'ın günlüklerine bakılarak buna dair imdb top 250 listesine girmiş arabistanlı lawrence adında mükemmel bir film çekilmiştir.
Laga luga.
40 kişiyle saray mı basmışlar ne yapmışlar diye düşündüren saçma bir tez..
cesaretlerini bilmem ama hainlik konusunda en üstün millet oldukları kesindir.
O yüzden iç savaştan milyonlarca Suriyeli ülkesinden kaçıyor.
Türkler boktur. Neyse snra knsrz ok by.
Cesurluk sırttan vurmaksa, cesurluk ananı bile paraya satmaksa, cesurluk ingiliz için dinine ihanet etmekse; evet araplar türklerden daha cesurdur.
verilen eksilere ve mesajlardan gelen tehditlere rağmen entryimi silmiyorum, ışid denilen şeriatçı arap örgütü bile türkiyenin 30 yıldır yenemediği pkk'ya kök söktürmüştür.
emevi zihniyetinin son ürünü.
ingilizlere filistin'i rahatça teslim edenler mi cesur?
araplara hakaret etmiyoruz ancak tespit abartılmış ve boş.

madem cesur yüz milyon arap 5 milyon museviye neden yeniliyor.
yılın en komik 5 şakası arasındadır. doya doya gülün!
yarı arap kökenli olduğum halde kıçımla güldüğüm önerme.

Suriye'nin yarısı burda amk,
çok cesurlar evet..

(bkz: kafan çok güzelmiş güle güle kullan)
Türklerin dünyanın en savaşçı en cesur millet olduğunu beyan eden Dünya tarihinden bihaber olan bir arkadaşımızın ortaya attığı bir tez. Sizin gibi arkadaşlarımızı rencide etmek yerine Türkler harici yazılmış Türk tarihi anlatan yüzlerce kitaptan birkaçını elinize tutuşturmak gerekir. Ayrıca bu saçma tartışmanın ortada sadece soğuk ırkçı rüzgarlar estireceği gerçeğini göz önünde bulundurursak diğer arkadaşlarımıza da Türk, Arap insan olsun adam olsun deyip sözlerimi burada sonlandırıyorum.
araplar türklerden cesur olsalardı bu başlığın sonunda ''gerçeği'' gibi bir ispatlama sözcüğü olmazdı.
insanların şu hayatta bilmediği ne çok "gerçek" varmış. bsg dedirten iddia...
Onlar mıydı Çanakkalede en güÇlü devletlere kafa tutan, mermiye kafa atan, 40 kişiyle saray basan?
sen içme arap bokunu çıkarıyorsun amk dedirten düşüncedir. (bkz: hülagü han)
evet kesinlikle kendileri bizden daha cesurdurlar, bu yüzden türklerin selçuklu döneminide sayarsak 700 yıla yakın huzur içinde elinde tuttuğu kudüsü 50 yılda yahudilere kaptırmışlardır. Ve yine nüfusları yahudilerin 10 katı olmasına rağmen 50 senede kudüsü geri alamamışlardır.
Anca sen sünnisin ben şiiyim diye birbirlerini patlatsınlar.
evet kesinlikle kendileri bizden daha cesurdurlar, bu yüzden türklerin selçuklu döneminide sayarsak 700 yıla yakın huzur içinde elinde tuttuğu kudüsü 50 yılda yahudilere kaptırmışlardır. Ve yine nüfusları yahudilerin 10 katı olmasına rağmen 50 senede kudüsü geri alamamışlardır.
Anca sen sünnisin ben şiiyim diye birbirlerini patlatsınlar.
son yıllardaki türk milleti için söylüyorsak doğrudur.
arap taşşağı yalamaya doyamayanlarin iddiasıdır.uzun uzun yazmaya gerek bile yok kısaca, hastir oradan lombak.
suudi arabistan ın ışid den korunmak için sınırına bilmem kaç bin kilometrelik duvar örmesiyle bile çürütülebilecek gerçektir. daha doğru gerçek değildir. oysa ki bakın türkiye sınırlarına, var mı efenim duvar muvar? delikanlı gibi bekliyor askerimiz.
1. dünya savaşında ingilizler osmanlı türkleri ile savaşmaya korkarken ve sıcak çölü bile geçmeye korkarken, araplar türklere karşı savaşmış ve kesin zaferler almıştır. türkler arkalarına dahi bakmadan kaçmışlardır. bugün pkkya karşı mücadele edemeyen türkiye, arap ışid sayesinde pkkdan da büyük oranda kurtulmuştur, lawrence'ın günlüklerinden yola çıkılarak arapların türkleri yendiği arabistanlı lawrence filmini izleyebilirsiniz. bu filmde bütün gerçekleri gün yüzüne çıkıyor.
Türklerin cephe gerisine süvarilerle sarkarak ingilizle savaşan askerleri vurmuşlardır. Lawrence bile arapların silahsız Türk askerlerini çıplak elleriyle parçalamalarını izleyemediğini yazmıştır. Gelin görün ki, bu kahraman(!) araplar kıç kadar israil karşısında 48,67 ve 73'te çok ağır bozgunlar yaşamışlardır. Şimdi de ırak ve suriye özel kuvvetleri bile işin uzmanları tarafından savaşmayı bilmemekle suçlanmaktadırlar.
Turgut Özakman"ın "Diriliş" isimli belgesel romanını okuyunca bir kez daha anladım ki, Arapların ihaneti ve Arapların Çanakkale savaşlarındaki pozisyonları konusunda hiç de yanılmamışım! Turgut Özakman romanında konu ile ilgili olarak şunları söylüyor:

"... 57. Alay 180 yükseltili tepeyi, 27. Alay da Kırmızı Sırt"ın büyük bölümünü geri aldı. Ama sol kanattan haber gelmiyordu. Buraya yollanan 77. Arap Alayının, 27. Alayın soldaki taburuyla birlikte düşmanı denize doğru sıkıştırıyor olması gerekmekteydi. Anzakların denize süpürülmesini bu baskı sağlayacaktı. M. Kemal cepheyi siper siper denetleyip askerinin ateş altındaki durumunu inceleyerek, gün doğarken Kocedere"ye gelecek, çok üzücü, çok şaşırtıcı bir olayla karşılaşacaktı. Çanakkale"de bir daha yaşanmayacak bir olayla...(12).

Gün ağarıyordu... Telefon bağlanmadan, 77. Alayın 1. Tabur Komutanı Binbaşı Hacı Mehmet Emin Bey geldi. Gözleri ağlamış gibi kıpkırmızıydı.
-"Efendim" dedi, "... Utanç içindeyim. Ne yazık ki, alayımız çil yavrusu gibi dağılarak savaş alanından kaçmıştır..."
- "Ne diyorsunuz?"
-"... Alay komutanını bulamadım. Sizin buraya geldiğinizi duyunca bilgi sunmak için koşup geldim."

Mustafa Kemal bu dürüst askeri Trablus"ta sömürgeci italyanlarla savaştıkları günlerden tanıyordu. Yanında kol komutanlığı yapmıştı. Gece sol yandan neden bilgi gelmediği, Anzakların niçin denize sürülemediği anlaşıldı. Savaş alanından kaçmak, bağışlanabilir suç değildi. Hacı Mehmet Emin Bey"e, "Alayı Kocadere"nin batısında toplayınız..." dedi, "...Yine kaçan olursa vurunuz!"

Arap askerlerinin bazı halleri, tavırları, alışkanlıkları, tümende bulunan Türk askerlerini şaşırta gelmişti... Ama en çok da bu adamların çoğunun silah arkadaşlarını ateş altında bırakıp kaçmalarına şaştılar. Bambaşka bir milletin ve çok farklı bir toprağın çocukları olduklarını yaşaya yaşaya her gün biraz daha iyi ve derinden anlamaktaydılar"(13).
Turgut Özakman, olayları anlattığı 4. bölüme ait dipnotlarda şu bilgileri de veriyor:

"77. Alay dağılarak hem olumlu gelişimi engelledi, hem 27. Alayın sol yanını boş bırakarak, o kadar kan pahasına alınan Kanlısırt"ın terk edilmesine yol açtı. Üstün düşmanla savaşan 19. Tümen bir alayının dağılması üzerine zor durumda kaldı. Yardıma gelecek bir birlik de yoktu. 77. Alayın iki taburundaki Araplar, daha tabur savaş hattına yaklaşırken, ormanlık ve fundalık arazide, ayrılıp saklanarak, usul usul geride kalarak birliklerinden kopmaya başlarlar. Bir bölümü filonun ateşi altında kalarak erir. Kaçanlar arkadan ateş ederek 27. Alayın birliklerine zarar verir. Kaçmayanların büyük kısmı da geri çekilirken dağılırlar. Fahrettin Altay bazılarının, cephede kan gövdeyi götürürken, gerilerdeki çadırlara saklanıp nargile çektiklerini yazıyor.

Şefik Aker diyor ki; "Eğer bu Arap erleri yerinde bunlarla değiştirilen Türk erleri olsaydı, tekrar edilecek saldırışlarla, esasen gündüzden sarsılmış olan Avustralyalıların o gece vapurlarına çekilmek mecburiyetinde kalmış olacaklarına hükmolunabilir. ATASE, Çanakkale 2, bütün Arapların kaçmadığını, bazılarının Türklerle birlikte kaldığını açıklıyor... Bazıları dövülür, üç elebaşı kurşuna dizilir..."(13).