bugün

Türkler'de adı bilinen en eski şairdir.şiirleri alman arkeolog albert von le cog tarafından bulunmuştur.
ilk türk şairi olan aprın, 750 yılında yaşanan dandanakan savaşından 23 yıl önce kutlu şehir semerkand'da dünyaya gözlerini açmıştır.

uygur alfabesi üzerine kendini çok geliştiren aprın ilk önce roman dalında çok çaba harcamış ve katıldığı savaşlarda askerin motivasyonunu artırmak için şiir yazmaya başlamış ve şiirde kendini daha yetenekli bulduğu için tonyukuk tarafından toy ilan edilmiştir.

göktürk ve uygurların milli marşlarını da kaleme alan aprın bundan aldığı ödülleri ve kazandığı altınları talas savaşında şehit düşen er ve erbaşlara (onluk sistem metehan)bağışlamıştır.

manas destanında da ismi geçen aprın, kırgız devleti tarafından üstün hizmet madalyası ile onurlandırılmıştır.

''şehname'' isimli şiir kitabını 791 yılında tamamlayan aprın 801 yılında hakkın rahmetine kavuşmuştur.

daha sonraları 1981 yılında malatya'da başlatılan arkeolojik çalışmalar esnasında sandık içinde bulunan aprın çur tigin'in ''şehname'' isimli şiir kitabını 1987 ylılında günümüz diline çeviren bedirhan gökçe'dir.

54 farklı dile çevrilen şehname, halen amerika ülkeleri (özellikle abd, peru ve şili) liselerinde müfredatta bulunmaktadır.

şehname'nin en meşhur şiiri ise şu şekildedir;

Mektubunda sıcaklık var
Elinden mi geçti söyle?
Ya bu sevgi, biricik yar
Dilinden mi geçti söyle?
Hayal kurmak oldu işim
Saadettir suyum , aşım.
Sana uçan gönül kuşum
içinden mi geçti söyle?
Gül de gönül de senindir
Gel de bu hasreti dindir.
Sözlerin gönlünün bin bir
Telinden mi geçti söyle?
Sevginin rengi pembe mi?
Senin de gönlün bende mi?
Bende esen aşk meltemi
Yolundan mı geçti söyle?

kaynak: aa
Aprınçur Tigin Ünvanına bakılırsa alelade bir şair değil hanedandan bir Türk soylusudur. En bilinen sevgili şiiri MS. 750 tarihlidir. Tarihe özellikle dikkat çekmek isterim. Romantizmin, aşkın dünyada ismi esamesi yokken bir Türk şairi sevgisini satırlara döküyordu.

Sevgili

kasınçığımın öyü kadgurar men
(sevgilimi düşünüp dertleniyorum.)

kadgurdukça
(dertlendikçe)

kaşı körtlem
(kaşı güzelim)

kavışıgsayur
(kavuşmayı özlüyorum)

öz amrakımın öyür men
(Kendi sevgilimi düşünürüm ben)

öyü evirür men ödü/…/
(çün düşünürüm düşünürüm de… [mısra kopuk!])

öz amrakımın
(kendi sevgilimi)

öpügseyür men
(öpmek isterim ben)

barayın tiser
(Kaçıp gitsem)

baç amrakım
(güzel sevgilim)

baru yime umaz men
(gene de gidemem ki ben)

barsakım
(merhametlim!)

kireyin tiser
(Sokulayım desem (sana)

kiçigkiyem
(Küçücüğüm)

kirü yime urnaz men
(gene de kavuşamam ki ben)

kin yıpar yıdlıgım
(güzel kokulum!)

yaruk tengriler
(Işık Tanrılar)

yarlıkazunın
(sayesinde)

yavaşım
(huyu güzelimle)

yakışıpan ardılmalım
(Kavuşup ayrılmayalım)

küçlüg priştiler
(Kudretli meleklerin)

küç birzünin
(kudreti sayesinde)

külüşüpen külüşügin
(gülüşüp oturalım.)