bugün

tanımdan önce not: başlıkta bir imla hatası yoktur. "apo" özel isim değil, cins isim olarak kullanılmıştır. kesme işaretine gerek duyulmamıştır. bir nevi aşağılamadır.

moderasyon müdahalesinden sonra edit: başlık; "aponun türkiye'ye verilmesinin sebebi" şeklinde açılmıştır ve peşin olarak, yapılan imla hatası gibi görünen eylemin sebebi açıklanmıştır. ancak; moderasyon imla kuralları konusunda tarafsız olduğu için başlığı düzeltmiştir.

hala birçok cevap barındıran, ancak ortaya net şekilde herhangi bir unsur koyulmayan sebeptir.

"bize niye apoyu verdiler onu hala ben de bilemiyorum. ama sonunda hayırlısı oldu. apo konusunda hiçbir şart getirmediler bize."

Türkiye cumhuriyeti'nde dönemin başbakanı olan, hakk'ın rahmetine kavuşmuş, bülent ecevit'in sözleri... bu cümle bile acizliğimizin göstergesidir. aponun türkiye'ye verilmesi türkiye'ye atılmış en büyük kazıklardan biridir.

aponun yakalanması sürecine göz atacak olursak, dönemin kara kuvvetleri komutanı org. atilla ateş 16 eylül 1998'de hatay'ın reyhanlı ilçesinde, suriye sınırı'ndaki bir tatbikatta "14 yıldır Türkiye terörle mücadele ediyor. Bir komşu devlet olan Suriye, Ankara ve bütün dünyanın gözü önünde PKKyı barındırıyor, eğitiyor, donatıyor ve Türkiye'ye yollayıp terör yaptırıp yeniden içeri alıyor. Türkiye can ve mal kaybına uğrarken, Suriye hiçbir bedel ödemiyor. Böyle bir olaya dünyada hiçbir devlet razı olamaz. Devlet olmanın anlamı kalmaz. Suriye bu faaliyetinin ve desteğinin bir bedeli olduğunu ve Türkiye'nin bunu ödeteceğini bilmelidir." sözleriyle alenen suriye'yi tehdit etmiştir. şimdi birinci soru şu; pkknın en kanlı dönemleri olan 1990-1996 arasında ordu neden böyle bir çıkış yapmadı? ikinci soru şu; suriye türkiye'nin toprak bütünlüğünü tanımazken, hatay'ı kendi toprağı olarak gösteren haritalar gösterirken, türkiye'nin fırat üzerine baraj inşa etmesini sert bir dil kullanarak hatta askeri olarak harekat yapma tehdidinde bile bulunarak haddini aşarken ordu neden 16 eylül 1998 tarihinde böyle bir açıklama yapma gereğini duymuştur?

sorduğum sorular kafalarda yer ededursun, sürece devam edelim. şam apar topar apoyu ülkesinden şutladı, rusya'da biraz konakladıktan sonra almanya'ya çevrilen rota almanya'nın veto etmesiyle değiştirildi. peki; o güne kadar avrupa'daki bir numaralı pkk destekçisi ülke almanya neden veto etti? rotanın döndüğü italya'da apoya misafirperver yaklaşıldı fakat; iltica talebi de kabul görmedi. sonra apo birden kayboldu... bir haber duyuldu 16 şubat 1999 tarihinde... apo kenya'nın başkenti nairobi'de yakalanmıştı... hemen hikayeler, kahramanlık methiyeleri hazırlandı... bir rivayete göre, apo yunanistan büyükelçiliği'ndeydi, başka bir noktaya intikal edecekti. aracın şoförü bir mit mensubuydu. şoför havalimanına doğru sürdü ve "türkiye'ye hoşgeldin abdullah öcalan" dedi. önceden hazır tutulan jete bindirilip türkiye'ye getirildi... bir diğer rivayete göre, yine bulunduğu yunanistan büyükelçiliği'nden başka bir noktaya intikal ederken önü timlerimiz tarafından kesilmiş, araçtan alınmış ve havalimanına getirlerek jete bindirilmiş, ülkemize getirilmiştir. göğsümüzü kabartan hikayeler tabi bunlar... ama gerçek bambaşkadır. mossad, cia ve mit anlaşmıştır. halen daha idam cezası bulunan bir ülke olan abd, "apoyu asmamak" şartıyla türkiye'ye teslim etmiştir.

mit'e danışmanlık da yapan bir profesör, kenya'dan apoyu yurda getiren ekipten bir ajana "yavrum bunun ellerini, gözlerini bağlamasaydınız ya, yarın birgün avrupa, "insan haklarına saldırı" der başımıza iç açar" demiştir, aldığı cevapsa; "vallahi hocam bize paketi böyle verdiler biz de aldık" olmuştur.

bülent ecevit'in de bundan belki de son anda hatta apo bize teslim edildikten sonra haberi olmuştur. türkiye cumhuriyeti'nin seçim hükümetinin başındaki zat olan başbakan bülent ecevit'in "amerika bunca yıl himaye ettiği adamı neden şimdi veriyor?" sorusunu sorma ve bu "ince" ikramı reddetme basireti yoktur. çünkü önünde seçim vardır ve apoyu yakalayan başbakan olarak seçimi kazanmak, iktidar olmak hiç de uzak değildir. eğer bülent ecevit seçimi ve koltuğunu düşünmeyip, "bize niye apoyu verdiler onu hala ben de bilemiyorum" cümlesini olay kendisine aksettirildiği anda söyleseydi ve bu "ince" ikramı reddetseydi, apo %100 bir türk operasyonuyla yakalansaydı bugün yaşadığımız pekçok şey olmazdı. en azından "sayın öcalan" olmazdı.

şam'da fare gibi yaşayan aponun, kanımca türkiye'ye teslim edileceğinden haberi vardı. cia ve mossad abileri ona "bak koçum seni öldürtmeyiz, rahat ol... hayallerini orada daha rahat yaparsın ölüm korkun olmaz" demiştir mutlaka...

apo getirildi, yargılandı idama mahkum edildi, idam kaldırıldı, apo imralı'da bey gibi yaşamaya başladı. örgütünü istediği gibi yönetmeye başladı, türkiye cumhuriyeti devleti yönetme erkini -apo gibi bir kansızla- tabir-i caizse paylaştı. devletin, hükümetin söz geçiremediği belediye başkanlarına, siyasetçilere apo söz geçirdi, hala da geçiriyor... belediye başkanları pkk propagandası yapıyor ve benim devletim tek hamle yapamıyor... malumunuz ab yasaları, düşünce özgürlüğü... pkk halsiz düşmüşken dinlenme fırsatı buldu, pkkya gerilla dendi, özerklik konuşulmaya, federal sistem konuşulmaya başladı, güneyde fiilen bir kürdistan kuruldu, bir il başkanı türkiye cumhuriyeti toprağı olan diyarbakır'ı, söylemiyle türkiye cumhuriyeti'nden ayrı bir toprak parçası olarak görüp, "kerkük'e yapılacak askeri müdahaleyi, diyarbakır'a yapılmış sayarız" gibi angut bir açıklama yaptı. ne yani, türkiye cumhuriyeti'nin her yeri gibi kutsal olan, kutsal vatan toprağı parçası nasıl böyle bir söylemde kullanılabilir, tsk kerkük'e girerse askere kurşun mu sıkacaksınız kendi vatanında? gerçi yapmadığınız iş de değil... cevabını çok acı alırsınız o ayrı...

aponun türkiye'ye verilmesinin yegane sebebi 22 ülkenin sınırlarının değiştirilmesini öngören büyük ortadoğu projesi'dir. abd "22 ülkenin sınırları değişecek" derken bu 22 ülkenin içinde olan türkiye'nin misak-ı milli sınırlarının korunması veya türkiye'nin toprak bütünlüğünün korunması sonucunu çıkarmak saflıktan da öte bir şeydir.

gürcistan'da, azerbaycan'da, iran'da, ırak'ta petrol kaynakları var ama türkiye'de yok... öyle mi? hayır... 1983'teki eruh ve şemdinli baskınları türkiye'nin petrol arama faaliyetlerini çok hızlandırdığı bir dönemde yapılmıştır. yani bir güvenlik zaafı oluşturularak bu çalışmaların on yıllarca durması başarılmıştır...

apo teslim edilerek oyunun bilmem kaçıncı perdesi oynanmıştır, oyunun son perdesinde şii-sünni çatışması çıkarılarak, ırak'ın kuzeyi'nde bir kürt devleti kurulmuş, barzani 3-5 çapulcu peşmergesiyle türkiye'ye kafa tutar pozisyona getirilmiştir. türkiye'nin güneydoğusu'ndaki halka ve dtp denen terör örgütünün siyasi kanadına da aponun verdiği direktiflerle kuzey ırak'taki kürtlere destek verilmesi ve türkiye'nin olası sınırötesi operasyonunda operasyon kararını zayıflatacak halk hareketi oluşturulmaya çalışılmaktadır... abd ve israil bu projeyi belki de 1990'ların başında tasarlamıştı... keza 1. körfez savaşında ülkenin tamamının işgal edilmemesi bunu kanıtlar niteliktedir. velhasıl ince ince, kuyumcu gibi işlenen bir plan, sabır ve sahip olacakları yeraltı kaynakları...

aponun teslimi sadece büyük plan için küçük ama kilit nokta olan bir işlemdir. ülkemizin; geleceği göremeyen, basiretsiz, yeteneksiz, abd uydusu olan yönetimi, stratejistleri, analizcileri de bu zokayı yutarak, türkiye cumhuriyeti'nin tarihte yediği en büyük kazıklardan birine önayak olmuşlardır.
maymun beslemeyi seven bir millet oldugumuz icin.
bugün bakınca daha iyi anlaşılan sebeptir.

hele ki, bop eşbaşkanı olmakla gurur duyan biri de devletin başına gelince her şey daha da hızlı gerçekleşiyor.
yakalandığı dakikada asılsaydı ya da gebertilseydi olay kapanıp gidecekti. ama şu an yapılacak iş değil. ayrıca apo'dan önce asılması gereken apo'ya her türlü silah ve siyasi destek olan sözde vatanseverler var. pkk yı körükleyen, dış servislere uşaklık yapan, yaptıkları uşaklık da belgeleriyle ortada olan katillerle birlikte asılsa bayram olacak o gün benim için!

(bkz: yalçın küçük)
(bkz: doğu perinçek)
(bkz: veli küçük)
(bkz: ibrahim şahin)
masraflarıyla uğraşmak istemediklerindendir.
bopun bir basamağı olması.
ben mi doyuracam lan, olabilir.
doyurmaktan başka birşey yapmamıza izin vermemelerinden çıkan tek sonuç bu oluyor.
neden izin istiyoruz? orası ayrı konu.
bazı yorumlara göre o dönemde abd'nin kuzey ırak'taki politikalarının gerekleri bağlamında kürt grupları arasında birlik sağlamak için o sırada birbiriyle kapışmakta olan barzani ve talabani'yi barıştırma çabaları ve apo yönetimindeki pkk'nın bu konuda arıza çıkarmasının da içinde bulunduğu muhtemel sebepler.
papaz kaçtı bilir misiniz,
papaz kimde kalırsa oyun biter.

veya o piti piti
karamela şekeri.

suriyeden kalktı uçak
avrupayı dolaştı, son durak kıta afrika

sonra gözü bağlı
imralı

işin sırrı
uluslararası.
o değil de biz bu adamı aldıktan 20 gün sonra Fetullah Gülen neden Amerika'ya taşındı onu bilemedim ben. sadece tesadüf mü ki?
verilmese de apo'nun yeri tespit edilmiş türkiye'ye getirilip asılacağı istihbaratını alan abd kendi teslim edip idam edilmeme garantisi alınmasıdır. ben söylemiyorum dönemin genel kurmay istihbarat dairesi başkanı söylüyor.
apoyu zamanında idam etmeyen üçlü koğalisyonun amınakoyim. idam yasasını kaldırdı yavşaklar astıktan sonra kaldıramıyonuzmu sonra bahçeli sözde kürt düşmanı mk.