bugün

* *
ismet kur'un 2007-eylul'de alfa yayinlari'ndan cikarmis oldugu kitap. tanitim yazisi soyledir;

Bu az sayfalı kitabı hazırlayabilmek için 100'e yakın anı kitabı okumak, birçok gazete ve dergi incelemek zorunda kaldım... Çünkü, alacağım her anı, Mustafa Kemal Atatürk'ün gerçek kişiliğinden ipuçları versin istiyordum...
Böyle anı bulmak kolay olmadı. Sayın Mahmut Esat Bozkurt'un anılarında vurguladığı gibi:
"O, çok büyüktü. Biz faniler ona erişemezdik. Bizim onda bütün gördüğümüz, lüzumsuz pek ufak ayrıntılardı."
(...)
Bu anıların bir kısmını, taşıdıkları anlamı, anlatmak istediklerini zedelemeden, yeni baştan yazmam gerekti.
Kitaptaki üslup bütünlüğünden de anlaşılacağı gibi, yer betimlemeleri, yüz ve ses ifadelerinin anlatımı bana aittir.
"Olağanüstü Bir Gündü" ve Lâtife Hanımefendiyle yapılmış telefon görüşmesinin ve kimi anılarla ilintili görüşlerin bana ait olduğunu, yazarken belirtmiş olduğumu sanıyorum.

ayrica kitap, daha once is bankasi kultur yayinlarindan da cikmis.
düğün, o'nun varlığı ile son sınırına ulaşan bir neşe içinde geçmişti. ata, ayrılmak üzere ayağa kalkınca kendisini uğurlamak için halk iki sıra diziliverdi. sevecen bakışlarını sağa sola yönelterek yavaş yavaş ilerlerken bir yerde durakladı, sonra durdu, elini yedi sekiz yaşlarında bir kız çocuğunun başına uzattı.
çocuğun arkasında yer alan ve anası ile babası olduğu belli olan çifte yavaşça seslendi: "öpeyim mi?"
herkesi derinden duygulandıran bu isteği ana babanın nasıl yerinde bir minnetle karşıladıkları kestirilebilir.
atatürk, çocuğu iki eliyle kaldırdı, öptü ve yere bıraktı. fakat sahne bununla kapanmış olmadı.
uyanık ve duygulu çocuk:"ben de öpeyim, ne olursunuz atatürk, ben de sizi öpeyim." diye direndi.
ata, belki de hiç ummadığı halde kendisine babalık duygusunu tattıran bu içten davranışı, çocuğu bir daha yerden alarak yüzüne yaklaştırmakla karşıladı.
bilmiyorum, halk bu dokunaklı sahneyi, gözleri yaşlı alkışlayarak kutlu kılarken, o çelik iradeli insanın da iki damla gözyaşını tutamadığını görebilmiş mi idi?

mehmet ali ağakay'ın bir anısı.
(bkz: anılarla yaşamak)