antik kentleri gezerken duyulan his

1000-2500 yıllık şehirler..
1000-2500 yıllık yaşanmışlıklar..

nice bireysel hayat hikayeleri, nice (iç-dış) savaşlar, nice politik olaylar..
sevinçten kaosa her duygunun yaşanmış olması..

adını duyduğun o imparatorluklara dokunma imkanı bulmak.
roma imparatorluğu'nun izini anavarza'da,
asur ve hititleri görmek istersen kozan kalesi,
iskender ve selevkosları görmek istersen karasis kalesi..

benden önce belki birçok yönden fikri ve hisleri bana benzer nice insan yaşadı.
farklı medeniyetler içinde, farklı kültür ve dillere sahip olarak..

bana ilgi çekici gelir hep, terapi gibi gelir.
tespit edebildiğim tüm antik kent ve kaleleri ziyaret ederim imkan buldukça.

böyle yerlerde gezenleri izlerken farkettim.
bazilari sezar veya kleopatra gibi yürümeye basliyor ve fotograf cektiriyorlar.

Zamanda yolculuk yapabilme isteği uyandırır.

Yerlere bakarak lan şuradan bir tane kılıç madalyon kolye çıkar mı aq diye düşünmek.

gezerken marcus aurelius'tan 1-2 sayfa okuyarak boost edilebilir.

acaba arkeoloji mi okusaydım diye düşündürür.

Sizleri bilmem de ben gezerken iki kez bakıyorum. Hatta yere bakmaktan etrafı göremiyorum!. Neden miii ?? Çünkü canım yurdum canım insanları hazine uğruna kazdıkları için en son gittiğimiz adres vermiycem ama o çok güzel yerde cumburlop diye düştüm:)

insana kendini tanrılar tanrıçalar arası bir savaşta bir zehirli okla yaralanıp ölecek gibi hissettirir.

Gizemli bir kılıç çıkacak hissi.

Birden gelen adamlar yapmış be hissi.

Yatağandan Milas a giderken santrali geçince sağda boşaltılan köyün orası bana güzel gelirdi.

Antik bir kent olan Fethiye/kayaköy'de yaşayan biri olarak pek bişey ifade ettiğini söyleyemeyeceğim. Bazen tanrılar uğulduyor o kadar.

Altın kokusu.

Uslanmaz bir defineciyim amq.