bugün

tarih 3 mayıs 2011'di. yine sıradan bir güne merhaba demiş ve kahvaltımı yapmak için mutfağa doğru yol almıştım. merdivenlerden aşağı inerken annemin fısıldayarak telefon görüşmesi yaptığını fark ettim. lakin , saatin çok erken olduğunu düşündüğümde 'heralde kardeşimin uyanmaması için fısıldıyordur' diye yorumladım ve dinleme gereği duymadım. aradan çok geçmeden annem salona gelmişti ve hemen ardından akşam için planım olup olmadığını sormuştu. muhtemelen eve geç geleceğimi ve yemeği de dışarıda yiyeceğimi söylemiştim. cevabımın ardından annemin yüzünde gereksiz bir mutluluk belirmişti. annemin bu garip tepkisinin ardından artık kafamda şüpheler oluşmaya başlamıştı. 'neden sordun anne?' dedim. 'hiiç öyle işte akşam yemek falan kem küm hım' gibi tatmin etmeyen bir cevap verdi. artık bi işler çevirdiğinden emindim. fazla üstüne gitmeden dışarı çıktım ve akşam saatlerine kadar dışarıda vakit geçirdim. akşam eve dönerken mahallede duyulan uğultular dikkatimi çekmişti. eve yaklaştıkca bu uğultuların bizim evden geldiğine emindim artık. anahtarımla ses çıkarmadan kapıyı açtım ve parmak uçlarıma basarak salona doğru yaklaştım. kapıyı açtığımda gördüğüm tablo beni dehşete düşürmüştü. annem , en yakın arkadaşı ve teyzem ellerinde patlamış mısır ile maç izliyorlardı. asıl beni dehşete düşüren tablo ise , teyzemin boynundaki barcelona atkısıydı. tepki bile veremeden sadece bakmakla yetindim.

- kapat kapıyı oğlum dolapta kola var hadi
+ ...
mesut özilin kardeş olma ihtimalini düşündürebilir.*
babayı küçük sırları izlerken yakalamaktan çok daha iyidir. eli öpülesi annedir.
morinho' yu eleştirmeye başladığında dadından yenmez.
güncel Önemli Başlıklar