bugün

yüz metre öteden bile ben anlamam modadan bağıran bir prototiptir. sevgilisi ya da kız kardeşi ördüyse, en azından kendisi de genç olduğundan bir yere kadar rengiyle, deseniyle modayı bir şekilde yansıtır, bu derece göze batmaz ama annesinin, o da ananesinden öğrendiği bin yıllık şekliyle örmüş ise gençlerin içine düşmüş memur emeklisi gibi sırıtır, kalır.

liseye kadar bir derece normal ama üniversite de ise karizmanın yanından bile geçemeyecek tiptir. genelde inek diye tabir edilen guruba mensup olanlar da daha sık görülür.
(bkz: saf temiz anadolu cocugu)
okulun sikimsonik kazağını giymektense, annesinin ördüğü kazağı giymeyi tercih eden, mantıklı öğrenci davranışıdır.
sevgilisinden de aynı hareketi bekleyen gençtir. ayrıca mustafa sandal dinlediği kesindir.
(bkz: bu kız beni görmeli)
annesi ve babası çalışırken,küçük kardeşine bakmakla sorumlu,hem ev,hem kira parası ödemeye çalışan,kıt kanaat geçinen bir ailenin çocuğudur.kantinden bişeyler almak alışkanlığı değildir,yada oyuncak,yada kastedildiği gibi mağazadan bir kazak (modayı yansıtan) çünkü okumak zorundadır,yokluklar içinde idealleri vardır.onları bugün gerçekleştirip,zamanında mağazadan kazak almakla uğraşıp,tahsilini yarıda bırakanları yönetmektedir.o örme kazak hala dolabında büyük bir gururla askısında durmaktadır.
annesinin onca işi arasında kendisine kazak örecek kadar sevdiği tiptir, evlattır, kıskanılır.
(bkz: yirim ya la ben onu)
kazağa boşuna para vermeyen, annesinin ördüğü kazakla * sıcacık kışlar geçiren tiptir.
(bkz: yazarlar 6 yaşında olsa açılacak başlıklar)
ne mutludur o çocuğa.
kendisine kazak ören bir annesi olduğu için şanslıdır.
Annesi, oğlu üşümesin diye oturup el emeği, göz nuruyla ona kendi ruhundan, yaratıcılığından birşeyler katıp kazak ördüğü için mutludur.
marka manyağı, tüketim canavarı bir anne değil, üretken ve yaratıcı bir anne tarafından büyütüldüğü için açgözlü bir materyalist olmayacaktır.
anne o kazağı örerken her bir ilmiğe sevgisini işleyeceği için bu sevgi o çocuğun önce bedenini, sonra ruhunu sarıp sarmalayacaktır. ve o sevgi oradan etrafındaki herkesi kucaklayacaktır.
(bkz: kollarımı acaydım gitme diyeydim)
annesinin ördüğü kazakla okula değil ama işe giden biri olarak diyebilirim ki ayrı şehirlerde yaşadığım annemin elleri değdi bu kazağa. bir nebze de olsa özlem giderir.
zamanında anne/anneanne kazaklarından utanıp onları giymeyi reddetmiş kompleksli bir ergen olarak, sonuna kadar desteklediğim tiptir.

olum moda oldu la o anne kazakları, zara'da, berşka'da* 70 liradan başlıyor.

benim annem güzel annem, kalın yün kazaklarını yirim.
çok ayıp eden tip.
mesela ben; her zaman babamın ördüğü kazakla okula giderim. sadece bakkala giderken annemin ördüklerini giyiyorum.
elleri öpülesi annelerin ördüğü kazakları giyen tiplerdir.
(bkz: anne eli değmiş gibi)
annesinin gönlü olsun diye giyiyor da olabilen tip.
kompleksiz tiptir. ( ayrıca tip demekte ki amaç aşağılamak mıdır?

marka takınıtısı olmayan, starbucks ın şifreli tuvaletlerinde s.çtı diye hava atmayan saygıdeğer bir insan olabilir.
annesi becerikli olan tiptir.
el örgüsünün makine örgüsünden daha kıymetli, fiyat olarak da daha pahalı olduğu gerçeği göz önüne alınırsa başlıkta bahsedilen "tip" bir çok kişinin imrendiği ve sahip olamadığı kazağa sahiptir.
giyilien kıyafete göre karizmanın sağlandığını düşünen, dış görünüm meraklısı, modayı bir şey zanneden, saf kişiden daha akıllı olduğu kesin olan, özgüven sahibi, kadir kıymet bilen tiptir. evden çıkarken saatlerce, "ay bunu giyersem millet ne der, bunu da giyemem modası geçmiş, şimdi herkeste şu kıyafetten var ben de koşayım alayım hemen. benim neyim eksik?" gibi saçma sapan boş anlşamsız işlerle uğraşmayan tiptir. *
annesi ölmüş olabilecek ve elinde annesine dair tek kalan eşya, kazak olan tiptir. annesini yad etmek için ya da annesinin doğum gününde ya da ölüm onu anmak, hatırlamak, anımsatmak için giymiştir.

ya da ne bileyim sizin dediğiniz gibi modadan falan anlamayan biridir.

annem için o modanın da amına korum gerçi orası ayrı...