bugün

annenin sinirli anında hıncını almak icin attıgı cisimlerdir. genelde isabet etmez. isabet ettiremediğinden ya da ettiremeyeceginden degil tamamen melek olmasından kaynaklanır bu ıskalama. ne gibi şeyler fırlatılabilir peki ; ilk önce en popüleri terliktir.
*
genellikle ev içinde giydiği terlik, hele hele bir de tam tutturmaları vardır ki o manyak bir şeydir...
nedense tam doksana şutladığı cisimlerdir. hedefi şaşıranına henüz rastlamamışımdır.
kafa yarmayacak kadar küçük, can acıtacak kadar büyük ne varsa ellerine geçen cisimler.
(bkz: annenin bumerang fırlatması)
(bkz: yüz kişiye sorduk)
çay tabağıdır. bir fırlatır çay tabağını , plastik olanından. adam allahını şaşar öyle diyim , fecahat cisimdir bunlar.
*uzaktan kumanda *
*yastık
genelde terlikle özdeşleşmiş ancak bir grup başka nesneyi de içeren kelime grubudur. annenin amacı canı fazla yakmamak ancak uyarmayı sağlamaktır. ülkeler arası ultimatomlara benzer, sonuçta pek birşey olmaz ancak abartılması durumunda işin akabinde başka nesnelerde elebilir ki bu sefer can yakma olasılığı yüksektir. çünkü sözünün dinlenmemesinin verdiği sinirle anne bu sefer daha hızlı ve can yakmak amacıyla atar. dikkat edilesi,aile içi şiddetin ilk aşaması olan sevimli durumdur.
anneden anneye ve de evlattan evlada değişir. öyle anne vardır ki, tüy parçası dahi atsa amacına ulaşır,lakin öyle anne vardır ki, kaynar düdüklü tencereyi atsa bile kâr etmez. ki evlat için de böyledir, öyle evlat vardır ki, annenin kırılgan bir bakış fırlatmasıyla anlar serzenişi, elbette ölme evlatlar vardır ki, değil bir cisim anne kendi kendini roket gibi fırlatsa dahi 'tınn' eder...
benim annemin gözü dönmüş bir kere çok sevdiği bibloyu fırlattı salondan, taa odamdaydım, zor sıyrıldım, duvara vurmasıyla paramparça oldu. bu sefer de 2 haftadır benle konuşmuyor biblosu kırıldı diye.
buradan vesilenizle kendisine selam göndermek istiyorum. anam senden mağrum kalacağımı bilsem o bibloya kafa atıp kafamı kırardım. kurban olayım sana. böyle küslük olmaz olsun. anayla evlat hiç ayrı olur mu! gözünü seveyim beni affet. sana söz ilk maaşla o biblonun aynısını alıcam. ama o kadar bekleyemem. açlıktan ölüyorum lan!
yastık fırlatan anneler de yok degıldır.
ev telefonu ve cep telefonu en ideal olanlarıdır, hem anket için hem de kafa göz patlatabilmek için.
asıl o anne; cisim yerine kendini fırlatırsa , yandığınızın resmidir.
(bkz: güdümlü anne terliği)
toplanmasını isteyip bir türlü toplanmayan kıyafetler.
(bkz: eline ne gelirse)
(bkz: ara sıra ortaya bi ankette attığı oluyor) *
(bkz: vazo)
ilk olarak terlik ("senin allah belanı versin")
ikinci olarak yastık ("seni doğuracağıma taş doğursaydım")
ücüncü olarak kumanda benzeri eşyalar ("sen benim evladım olamazsın yaa")
sürer gider. söylenen laflar biter atacak şey bitmez.
siniri geçince paşa paşa geri getirmek zorunda kaldığınız cisimlerdir.
annenin eskiden lisenin beyzbol takiminda atici olarak oynamasindan dolayi; belirli bir mesafeden ufo olarak adlandirilan cisimler, yaklasinca anlasiliyor tabi ne oldugu.
o an gözü görmeyeceğinden fırlatabilir elinde duran peçeteyi. hedefe ulaşamayıp, yolun yarısında yere süzüldüğünü, üstüne bir de güldüğünüzü gördüğünde ise, hırslanacak, bu kez kafanıza peçeteliği fırlatacak ve ıskalamayacaktır.
(bkz: kapı önüne donla fırlatılan çocuk)
ayıkladığı yeşil fasulyeler.
samsun 216 sigara paketi. kafada güzel patlamıyor değil.
kedi. *