bugün
- nervio'ya aşık olmak8
- kent lokantası niye bedava değil demek19
- escort fiyatlarının güncellenmesi11
- balayını italyada yapmak isteyen nişanlı14
- icardi1905 silik olsun kampanyası25
- karınıza range rover alır mısınız23
- evlilik13
- modern kadinin ucuz ve kolay ulasilabilir olmasi13
- avrupanın yarrağı yemesi yakındır17
- chp'li o tekin'in öcalan'ın fotosu ile pozu38
- diyanet işleri başkanına audi 6 tahsis edilmesi10
- anın görüntüsü16
- demet akalın'ın zeka seviyesi12
- ilk buluşmada çorumlu olduğunu ağzından kaçırmak8
- icardi190518
- ali erbaş18
- türkiye işçi partisi11
- futbolcu ismiyle nick almak15
- çin halk cumhuriyeti8
- ellerim bos gonlum hos9
- kalbin sadece bir kişiyi seveceği saçmalığı18
- ruh okuzu9
- 31 mart 2024 cumhuriyet halk partisinin zaferi8
- sözlük kızlarının don renkleri14
- aynı dizileri tekrar tekrar izlemek8
- karımın çok mutlu olacağı gerçeği14
- xdearm9
- boşuna yaşıyorum hissi16
- patiswiss21
- kadınların boşanmış erkeğe bakışı9
- merfulu8
- sözlük kızlarının ayakkabıları18
- 23 nisan ulusal egemenlik ve çocuk bayramı15
- bir kadında ilk baktığınız yer neresi28
- ups boobss nerelerde ramazan da bitti8
- akrep burcu8
- siklememenin getirdiği huzur12
- yakışıklı erkeği çirkin gösterecek şeyler16
- türk kızlarının beğenmediği erkek tipi15
- eloande'ye koca buluyoruz kampanyası10
- her yaptığı yemeği paylaşan kızın amacı10
- murat kurum kurudu gitti8
- haçta iken sevgili ile sevişmek günah mıdır11
- yunanistan bizden çalsa rahatsız olmayacağınız şey11
- akp seçmeni16
- online olup entry girmeyen yazarlar9
- bebek kokusu10
- fenerbahçe'nin bu sene de şampiyon olamaması23
- bülent uygun15
- chp genel merkezi önündeki aşırı üks araçlar10
annelerin ara sıra sergiledikleri karşı konulamaz, önüne geçilemez, muazzam gücüdür.
şöyle bir örnekle açıklayayım ki neyden bahsettiğimiz tam olarak belli olsun.
dayımlar geçenlerde misafirliğe gelmişti. yengem, kuzenlerim, biz falan güzel bir ortam var. lakin valide sultan kendini biraz rahatsız, halsiz hissetmekte, mutfakta yengemle beraber yemek hazırlamaktadırlar.
o ara ben dayım babam ülke meselelerine, teker teker, rekor sürede, çare bulmakta, darbelerin önüne geçmekte, israili haritadan silmekte, pkknın kökünü kazımakta, politikacılara dürüstlük dersi vermekteyiz. ama bunlarla yetinmeyip spora da el atıyoruz. galatasaray ile fenerbahçeyi şampiyonlar ligi finaline çıkarıyoruz falan. tabi bu kadar mühim meseleyi bu kadar kısa sürede çözmek baya bir efor sarfetmemize neden oldu. acıktık yani. babam az önceki devlet başkanı havasını üzerinden atamadan mutfağa seslendi; ki keşke yapmasaydı. bu kadar elim sonuçlar doğuracağını bilse yapmazdı zaten. ama işte insan ne yaparsa kendine yapıyor. ''yemekler daha hazır olmadı mı?'' yengem cevap verdi ''birazdan hazır olacak enişte'' meğersem o ara annemin başı falan dönmüş yengem onunla ilgileniyor.
neyse babam ve dayım ''ya eskiler böyle miydi, bizim annelerimiz şöyle maharattı. vay efendim biz yapsak daha hızlı olurdu vs. vs. vs.'' çirkinleşmeye başladılar yani. ve sözlük yazarları, kıymetli hazirun inan ki acıkmış bir devlet başkanının ekşimesinden daha çirkin bir şeyi zor görürsün. böyle laf atmalar, şikayetler devam ederken valide sultan bir anda odaya girer ve onunla beraber bir güç odayı doldurur.
sahneyi benzetmek gerekirse the lord of the rings üçlemesinin ilki olan the fellowship of the ring filminin başında bilbo, gandalf'ı yüzüğü kendisi için istemekle suçladığında gandalf'ın öfkelendiği sahneye benzemektedir. yahut galadriel'in yüzük ihtirası ile imtihan edilmesi sahnesi de olabilir. ama sesi kesinlikle galadriel'in o sahnedeki sesine benziyordu.
tabi biz bir sorun olduğunu anladık. çünkü dışarıdaki güneş bir anda kaybolmuş ve hava kara bulutlarla kaplanmıştı, dışardan gelen sesler kesilmiş, top oynayan çocuklar, öten kuşlar, çiçekten çiçeğe koşan, siki taşağına denk yaşayan (bu iğrenç benzetmeyi, ikilemeyi artık herneyse onu niye yazdım bilmiyorum) böcekler falan hep susmuştu. ve konuşmaya başladı.
yine bir film sahnesi ile durumu açıklamaya çalışayım saving private ryan filminin başında normandiya çıkarması sırasında gemilerden çıkan askerlere ağır makineli ile saldırıyorlar, saydırıyorlar ya. hah işte tam onun gibi. kaçamıyoruz. sıkıştık. gidilecek tek yön ileri. sürekli ateş edilmekte. acil yardım sinyali de gönderemiyoruz. neyse efendim ''ben içerde kıvranayım siz burda laf ebeliği yapın, konuşmak kolay gelin biraz da siz uğraşın'' gibi mermilerden kaçmaya kurtulmaya çalışıyoruz ama mümkünatı yok.
valide sultan bir anda uçan hollandalının kaptanı davy jonesun tayfasına emirler yağdırması gibi komutlar yağdırmaya başladı bize ve inanır mısın az önceki, allah'ın insanlara bir lütuf, bir nimet olarak gönderdiği dünya liderlerinden hiçbirinin emaresi kalmadı. ''sen git fasulyeleri ayıkla'' ''sen markete hemen. şunları şunları alacaksın'' ''sen git soğan, domates doğra''. bir ses, bir harf dahi çıkaramadık sevgili, değerli hazirun. en son kendime baktığımda babam ve dayımla beraber ''bu fasulya iki buçuk liraaaa'' diye taze fasulye ayıklıyordum.
düzeltme: ulan ben hep iki buçuk lira diye söylüyordum onu. yedi buçukmuş aslında. bu fasulyaaa yedi buçuk liraaa
şöyle bir örnekle açıklayayım ki neyden bahsettiğimiz tam olarak belli olsun.
dayımlar geçenlerde misafirliğe gelmişti. yengem, kuzenlerim, biz falan güzel bir ortam var. lakin valide sultan kendini biraz rahatsız, halsiz hissetmekte, mutfakta yengemle beraber yemek hazırlamaktadırlar.
o ara ben dayım babam ülke meselelerine, teker teker, rekor sürede, çare bulmakta, darbelerin önüne geçmekte, israili haritadan silmekte, pkknın kökünü kazımakta, politikacılara dürüstlük dersi vermekteyiz. ama bunlarla yetinmeyip spora da el atıyoruz. galatasaray ile fenerbahçeyi şampiyonlar ligi finaline çıkarıyoruz falan. tabi bu kadar mühim meseleyi bu kadar kısa sürede çözmek baya bir efor sarfetmemize neden oldu. acıktık yani. babam az önceki devlet başkanı havasını üzerinden atamadan mutfağa seslendi; ki keşke yapmasaydı. bu kadar elim sonuçlar doğuracağını bilse yapmazdı zaten. ama işte insan ne yaparsa kendine yapıyor. ''yemekler daha hazır olmadı mı?'' yengem cevap verdi ''birazdan hazır olacak enişte'' meğersem o ara annemin başı falan dönmüş yengem onunla ilgileniyor.
neyse babam ve dayım ''ya eskiler böyle miydi, bizim annelerimiz şöyle maharattı. vay efendim biz yapsak daha hızlı olurdu vs. vs. vs.'' çirkinleşmeye başladılar yani. ve sözlük yazarları, kıymetli hazirun inan ki acıkmış bir devlet başkanının ekşimesinden daha çirkin bir şeyi zor görürsün. böyle laf atmalar, şikayetler devam ederken valide sultan bir anda odaya girer ve onunla beraber bir güç odayı doldurur.
sahneyi benzetmek gerekirse the lord of the rings üçlemesinin ilki olan the fellowship of the ring filminin başında bilbo, gandalf'ı yüzüğü kendisi için istemekle suçladığında gandalf'ın öfkelendiği sahneye benzemektedir. yahut galadriel'in yüzük ihtirası ile imtihan edilmesi sahnesi de olabilir. ama sesi kesinlikle galadriel'in o sahnedeki sesine benziyordu.
tabi biz bir sorun olduğunu anladık. çünkü dışarıdaki güneş bir anda kaybolmuş ve hava kara bulutlarla kaplanmıştı, dışardan gelen sesler kesilmiş, top oynayan çocuklar, öten kuşlar, çiçekten çiçeğe koşan, siki taşağına denk yaşayan (bu iğrenç benzetmeyi, ikilemeyi artık herneyse onu niye yazdım bilmiyorum) böcekler falan hep susmuştu. ve konuşmaya başladı.
yine bir film sahnesi ile durumu açıklamaya çalışayım saving private ryan filminin başında normandiya çıkarması sırasında gemilerden çıkan askerlere ağır makineli ile saldırıyorlar, saydırıyorlar ya. hah işte tam onun gibi. kaçamıyoruz. sıkıştık. gidilecek tek yön ileri. sürekli ateş edilmekte. acil yardım sinyali de gönderemiyoruz. neyse efendim ''ben içerde kıvranayım siz burda laf ebeliği yapın, konuşmak kolay gelin biraz da siz uğraşın'' gibi mermilerden kaçmaya kurtulmaya çalışıyoruz ama mümkünatı yok.
valide sultan bir anda uçan hollandalının kaptanı davy jonesun tayfasına emirler yağdırması gibi komutlar yağdırmaya başladı bize ve inanır mısın az önceki, allah'ın insanlara bir lütuf, bir nimet olarak gönderdiği dünya liderlerinden hiçbirinin emaresi kalmadı. ''sen git fasulyeleri ayıkla'' ''sen markete hemen. şunları şunları alacaksın'' ''sen git soğan, domates doğra''. bir ses, bir harf dahi çıkaramadık sevgili, değerli hazirun. en son kendime baktığımda babam ve dayımla beraber ''bu fasulya iki buçuk liraaaa'' diye taze fasulye ayıklıyordum.
düzeltme: ulan ben hep iki buçuk lira diye söylüyordum onu. yedi buçukmuş aslında. bu fasulyaaa yedi buçuk liraaa
(bkz: terliğin gücü)
güncel Önemli Başlıklar