bugün

ufaktık baya
annemin boy boy ayakkabıları vardı
kız kardeşimin de vardı ama onlarda topuk denen o şeylerden yoktu
ama annemin ayakkabıları
renk renktiler
altlarında kocaman bişey vardı
ne işe yarardı bilmekdiz biz
ama kafamıza koymuştuk
giyecektik annemin ayakkabılarından birer tane
ilk ben denedim
taktım ayağıma
kalktım ayağa
birden boyum uzamıştı sanki
kendimi çok acayip hissettim
kız kardeşim de giydi bitanesini
ama ayaklarımız ön tarafa kayıyordu
arkada kocaman bi boşluk kalıyordu
kafamı soksam girecek
sıra adım atmaya gelmişti
attım adımımı
ayaklarım sağa sola kayıyordu
düşmemek elde değil
oturdum kıçımın üstüne
acıdı biraz
güldüm
kardeşimi de var gücümle ittirdim
oturdu kıçının üstüne
başladı ağlamaya
kalbimin atışı hızlandı
annem bağırdı mutfaktan
"murat ne yaptın yine çocuğa"
"yok anne bişi, düştü"
şebeklik yapmaya başladım hemen
gülümsedi azcık sonunda
göz yaşlarıyla karıştı gülücükler
oh be dedim içimden
ayakkabıların altındaki o şey kırılıyordu
bi filmde görmüştüm
kadın ormanda giderken kırılmıştı da eline almıştı ayakkabıyı
içim bi kere daha cız dedi
hemen ayakkabının altına gitti gözlerin
ohh!!
sağlamdı ikisi de
kardeşim zaten istese de kıramazdı
kuruyunca gözyaşları minik gözlerin
kalktım ayağa
tuttum elinden
sarıldık birbirimize
beraber attık bi adım
o ufak attı ama
ben kocaman
hiç birbirimize sarılarak yürümemiştik ki
o zaman anladım ben
beraber yürürken diğeri ufaksa ufak adım atacaktım
büyükse büyük
attık bi adım daha
bu sefer aynı büyüklükteydi
ama ayakkabıların burnu sivriydi nedense
parmaklarım acıyordu
karşı kanepeye kadar yürüdük yine de
sonra atladım
kardeşim de ben ne yapsam aynısını yapıyordu
karnım da acıkmıştı baya
"sen şu ayakkabıları yerine koy annem görmeden"
koştum mutfağa
küçük yaşlarda eğlenceli amaçlı, orta yaşlatda geri zekalılık alameti, yeterince büyük yaşlarda da uyanıklık olarak algılanan bir tutumdur.
sabah ekmek almak için üzerinde gece yattığın şortla pek bi ahenk gösterecek ayakkabilari giyme eylemidir. ayak numarası uymuyosa giymek yerine üstüne basılması şarttır. sabah ekmeğe gönderilmenin intikamıdır bir nevi.
yaş yirmilere yaklaştıkca garip karşılanıyor bu. insan büyüdükçe nasıl da azalıyor ona yakıştırılan şeyler. oysa küçükken hata yapsan küçüklüğüne vurulur, büyüklük yapsan alkışlanırdı.
Çocukluğun en güzel zamanlarında yapılan en şirin eylem.

Annenin meşgul olduğu bir an gözetilir ilk önce.
Sonra gidilir odasına takıları üst üste takılır. Künyeler boyuna bile bol gelecek kadar küçük olmak şarttır.
Sonra sıra makyaja gelir ve rujla tüm yüz boyanır. Sadece yüz mü? Duvarlar, yatak örtüsü hatta yüzüne uysun diye ayakkabılar bile.
Şimdi en zevkli ana sıra gelir. Ayakkabılar.
En son ayakkabılar giyilir çünkü onlarla dengede kalmak zordur. Giyildiğinde boy uzar ve artık aynada bakılabilir. tabi ki Aynada kendine bakmak yerine ayna da güzelce ruj ile boyanır.
hazırlıklar tamamlandıktan sonra babaya sürpriz yapmak için yavaş yavaş yürümeye çalışılır.
Baba görür ve oo prensesim gelmiş deyip sever ve git annende görsün seni der.
Koşmaya çalışılır mutfağa doğru . malum son gerçekleşir ve düşülür.
Ağlanır, ağlanır. Makyaj akar. iyice ağlanır.
cinsiyetiniz erkek ise olası bir linc tehlikesiyle yakın temas icinde olmanızı saglayacak eylem.
ayaknumaranız tutuyorsa, zevkleriniz de uyuyorsa gayet olabilir bir eylem. ama aynı şartlarda anneniz de sizin ayakkabıları bir anda ortalıktan yokedip giyiyor olabilir...
- anne, benim kurdelalı mavi ayakkabılarım nerde?
- kızım, ben onları giymiyorsun diye buraya (900 km mesafe) getirmiştim. hani şu takımıma da yakışıyordu...
- ama anne, bir sorsaydın?!
- ne biliym, giymiyorsun sanmıştım.
- * peki annem.
(zaman geçer)
- anne, spor ayakkabılarımın yeri hakkında bir fikrin var mı?
- hangisini diyorsun? ben ordayken bana verdiğini mi? -ben onları sana ödünç, burda giyesin diye vermiştim!
- ben de bana verdin sanmıştım. yürüyüşlerde rahat oluyor.
- peki anne.

- anne şu...
- bende...
- anne bu...
- bende...
- anne, ayakkabım kalmadı, geri ver artık!!!
- geldiğinde alırsın.
- 6 aydan önce gelemiyorum ki!
- biliyorum. (!)
küçükken en büyük zevklerimden biriydi. annem beni onun topuklu ayakkabılarını ve çoraplarını giymiş halde kaç kere dışarda oynarken yakaladı kim bilir. annenin rujlarını da sürdükten sonra hınzırlığımız tamamlanmış bulunmaktadır.
(bkz: kırmızı rugan ayakkabılar)
(bkz: kırmızı ruj)
(bkz: inci kolye)
(bkz: allık)
(bkz: askılı anne tshirtü)*
giyilir/sürülür ve akşam yemeği beklenir.
küçükken büyük bir büyüme hevesiyle yapılan eylemdir.
her küçük kızın yaptığı eylemdir bunun yanında annenin makyaj malzemeleri de kullanılır.