bugün

Başlığı konu alan yazı ile ilgili aklıma ilk gelen maman adında dev örümcek heykeli. Çok ilgili bir hikayesi var arkadaşlar, araştırın, neler bulacaksınız.
bir türlü de ölmek bilmezler genelde.
eskiden ağaç dallarına ip atılarak uzun ipli salıncaklar yapılır, salıncağın oturacak kısmına düz bir tahta konurdu. salıncağa iki kişi ayakta biner ve birbrlerinin yüzüne bakardı. hangi yöne gidilirse o yöne bakan kişi önce salıncak üzerinde çömelir sonra kalkardı. salıncak tepe noktaya gelip geri salannamya başlayınca bu kez diğer kişi çömelir ve sonra kalkarak salıncağa hız verirdi.

bu çömelip kalkma eylemine "kolan vurmak" denir.

bizler de salıncaktaki iki kişi gibi ölümle yaşam arasında sürekli kolan vuruyoruz.
Bir de bunun babaanne versiyonu vardır ki tadından yenmez. Buyurduğu işi hemen yapmazsan, şu cümlelerle karşılaşırsın:
" Bunlar, insana ölüm döşeğindeyken de bir yudum su vermez."
" Ölünce mezardan çıkıp gece uyurken sizin yanınıza geleceğim."
"Allah'ım canımı al da bunlara muhtaç etme."
" iki kuruş param var, onunla da kefen alacağım. " vs.vs .vs.
Sanki biz ölmeyeceğiz?
benim ananem ölüm demagojisi yapa yapa dayımı istemediği birisiyle görücü usulü evlendirdi *
dikkatli ol derim.
Dinlediğim bir seminerden edindiğim bilgiye göre ebeveynin bu şekilde davranması da bir çeşit çocuk istismarıdır.
Bu ya da buna benzer şekilde davranmak, çocuğun davranışlarında izler bırakır.
hayattaki her şeyin çıkar ilişkisinden kaynaklanmasından dolayıdır.
Okurken bile yaşam enerjim çekildi.
Ben çok sinirli bi insanım, böyle kendini acındıranlara ya da hiçbir şeyden memnun kalmayanlara fazlasıyla sinir oluyorum ve bunu belli ediyorum.

Annem de olsa konuşurdum ve devamlı beni germemesini güzel bir dille söylerdim. Hoşuna gitmeyen hareketlerini söylüyorum ve biraz da olsa uyguluyor. iletişim çözümsüzlüğün çözümü.