bugün

hayatındaki bütün varlığı, en büyük hatta tek sermayesiydi vücudu. istediğini satın almak için paraya ihtiyaç duymayabiliyordu zaman zaman. çünkü içinde bulunduğumuz dünyada paraya tapan insanların olduğu kadar memeye, popoya ya da ponçike tapanlar da vardı. kulakları tırmalayan, katlanılamaz bir sessizliğin içinde öylece oturuyorlardı karşılıklı. ona ne kadar yaklaşması gerektiğinden emin değildi deney faresi kılıklı ve fırsat kollamıyor da değildi hani kendisini bir porno film yıldızı gibi hissetmek için.

diğeri işini biliyordu. ponçikle başlanmazdı hemen ve popoya da birkaç durak vardı henüz. memelerle başlanmalıydı ve hepsi bir kurallar silsilesinin aydınlattığı yolda ilerlemeliydi. önce memeler çıktı ortaya ki zayıf olan yaratıklar bu iki ne idüğü belirsiz toparlağa dayanamaz ve hemen ağızları sulanırdı. öyle de oldu. sorunlu bir çocukluk geçirdiği ve memelerle ilgili bir problemi olduğu hemen belli oluyordu farenin. yine de tuttu kendini.

popo ile imza atmayı umuyordu ancak kendine bu kadar güvenmesi ters tepmişti belli ki. yine de ponçiki vardı. kalemi ponçike uzatıp sırayı popoya verdi. işe yarayacağına bütün inandıkları uğruna yemin edebilirdi. ponçik evresini dört gözle bekliyordu ve popo aşamasında içini büyük bir heyecan kaplamıştı..

bak yine sıkıldım be adam... hiçbir zaman bitirmeyeceğim hikayeyi işte!

al sana tanım: anlama yeteneği olan bir varlığa bir şey anlatmayan, vermek istediği mesajları vermekten uzak hareketler...