bugün

-kızım sus
+bıdıbıdıdı
-sus kızım sana diyorum bülbül yuvası huuu
+tamam hocam ya silgi istedim
bıdıdııbıdı
-kızım bak arkadaşını duyamıyorum
+söz konuşmucam hocam tamam
bııdıdı
-şu suyu kafana atarım haa gerçi sulu şaka yapmayı sevmem ama hah ha
+konuşan top olsun .
cuma günü istiklal marşını okumak içün bütün okul bahçededir. artık klasikleşen müdür konuşması başlamıştır. sözde nasihat veren müdür servislerde giden çocuklara seslenir.

- siz o kadar para veriyosunuz sonra ayakta oturuyosunuz.
ayakta mı oturuyoruz?
- '^+%&/()?=
+Hocam anlamadım!
-Çan çan konuşmasaydın anlardın.
durup dururken "o ne öyle? sizde mi başladınız?" diye bağırıp karşısındaki öğrencinin şokla kendisine bakarak "neye hocam?" dediğini görünce iyice sinirlenip sıranın üstündeki fincanı işaret etmesi...
"hocam ben bu konuyu anlamadım" diyen öğrencinin karşısına geçerek "kapat gözlerini kızım. boşalt zihnini." demesi
derste soruya cevap vermek için parmak kaldıran öğrenciyle arasında geçen diyalog:
-evet çocuğum sor.
-yok hocam ben cevap verecektim
-doğru konuş benimle. nasıl bir konuşma tarzı bu böyle? nasıl bir saygısızlık?
-bir şey demedim ki hocam sadece cevap vereceğim dedim
-sus! bak hala konuşuyor.
-kusura bakmayın ama üslubumu beğenmeyen tek hoca sizsiniz.
-yoooo... ben senin üslubunu gayet beğeniyorum. o da nereden çıktı?
-e daha biraz önce söylediniz.
-hayır ben öyle bir şey söylemedim.
* *
masasının üstüne oturmuş ders anlatırken ** "ayaklarını sıranın içine sok yavrum" demesidir.
sınıfta otorite kurmaya çalışırken otoritesini yıkmaya meyilli cümleler kullanması.herşeyi bildiğini idaa eder edalarla öğrencide antipati yaratıp, soru yağmurlarına hedef olan ve kazara emin olmadığı bi soruya aklına gelen ilk cevabı verip yanılışının yüzüne vurulmasıyla dağılan bi daha da toparlanamayan karizma.halbuki insani özelliklerini kabul edip, dersin karşılıklı paylaşım ürünü olduğunu vurgulasa bakın otorite nasıl kendiliğinden geliyor...
sınıfa girdiklerinde öğrencilerin ayağa kalkmasını beklemeleri ve bu hareketle egolarının tatmin olması,aynı cümleyi bazen 5-6 kez farklı şekillerde söylemeleri,konuyu anlayıp anlamadığımızı ölçmek için soru sormak yerine, daha 1 saniye önce bahsettikleri konunun herkesçe bilinen cevabını almak için tüm sınıfa soru yöneltmeleri.*
-hocam şu soruya bakar mısınız?
+bugün olmaz başım ağrıyor. ** *
ozellikle meslege yeni baslamis ogretmenlerin birbirlerine surekli zeynep hocam, serkan hocam gibi isim+hocam seklinde hitap etmeleri. gencecik insanlarsiniz iste birbirlerinizi sadece isimlerinizle cagirsaniz ne olur diye sormadan edemiyor insan. ne kadar merakliymissiniz hocam kelimesini duymaya.
- kızım senin adın neydi ?
+ elif , hocam .
- aferin kızım sana da bir artı .
+ öynk ??
bir edebiyat öğretmeninin! derste ses düşmesi konusunu anlatırken sınıfın en çalışkan ineği olan yaprak arkadaşımızın ismini kullanması. konuyla hiç bir ilgisi olmamasına rağmen "p" harfini düşürüp, üstüne kelimeyi "yaaarak" diye yaya yaya hecelemesi. burada anlamlandırılamayan durumlar silsilesi içinde hangi birini ele alsak bilemedim. yani ya edebiyat öğretmeni değil, çünkü "yaprak" kelimesinin ses düşmesi konusuyla bi alakası yok. yada yeryüzünde başka bir kelime ve harf mi kalmadı örneklendirebilecek. ve yahut bu işi son derece ciddiyetle yapmasının altında yatan amaç ne? yoksa abaza bir kadın olmanın bilinç altında yatan marazları bu şekildemi tezahür ediyo? gerçekten çok karmaşık. zaten kendisi de öyle bir insandı, hiç sevmezdim.
anlamlandırılamadıkları gibi adlandırılamazlar da.
bir tarih hocasının derste telefonuyla ilgilenen bir öğrecinin telefonuna el koyması ve "bari kapalı tutsaydın" gibisinden onu azarlaması, rezil etmesi, gururuyla oynaması. evet yine buraya kadar normal değil mi.asıl sorun hocanın aynı ders içinde telefonunun çalması ve fakat çalan telefonun hocanın ceketinin cebinde olan kendi telefonunun değil, çantasında bulunan ikinci telefonunun olması. ve pişkin pişkin sırıtarak öğrenciye kendi telefonunu iade etmesi. sınıfın yarılması.
bayan öğrtmenin gürültü yapan bi kaç kişiye aniden yaaaaaeeteeer büyüyünce hepiniz jigolo olacaksınız diye bi hakaret etmesi.

not: hala anlayabilmiş değilim neden öyle bi hakaret ettiğini.
grip olan bi hocanın derste burnu aktıktan sonra öğrencilerden mendil isteyip yok cevabı alması, alınca da diğer sınıfları yoklayıp mendil bulması. buraya kadar bişey yok da burnunu temizleme işlemini tekrar sınıfa girince halletmesi, hem de deliler gibi, umarsız... evet. o gün için gerçekten bi anlam verememiştik bu olaya. hala da öyle. acaba bi mesaj mı vermek istemişti. işte hep böyle anlaşılmazlar zaten.
-konuşan öğrenciye tebeşir atmak.
-ev anahtarıyla kulağını karıştırıp çıkan pisliğe bakmak.
-öğrencileri ortaya çıkarıp dans ettirmek.
(bkz: bir kabus olarak ilkokul öğretmeni)
sınıfın ortasında burnunu karıştırıp elini masanın altına silmesi.
psikiloji dersinde olmuştu bu olay şöyle ki hoca ders anlatırken öğrenci uyuklar gözleri kaymaktadır artk o kadar sıkılmıştır, hoca sınıfta elinde kitapla gezer ve tam senin sıranın ordayken kitabı güümm diye sırana vurur ve;

-söyle bakalım anladın mı?
-!!! .... ııı evet anladım hocam
-ne anladın??
öğrenci yazık bu anda sağa sola bakınıp arkadaşlarından yardım arar.

bu hoca sınavda elindeki kalemi sıralar arasında dolanırken öğrencilerin sıralarına sürterek ses çıkarmak suretiyle öğrenci psikolojisini yerle bir de etmiş kişidir.
Ellerindeki tebeşiri sınıfın en uzak köşesine bile isabetli atmaları. 12'den vurmaları...
- Hocam sınavları ne zaman okursunuz?
+ Her an okuyabilirim.
- (/&%&/(+%&/&% *
-ali, osmanlının kuruluşunu anlat
+peki hocam
-otur ! sıfır.
Sosyal bilgiler öğretmeninin öğrencilerine kare çizdirmesi, rüyamda öyle yapıyordum sanırım atanacağıma delalet, *
- arkadaki bebe sus artık canım ya .
- bak birde arkasına bakıyor salak . sana diyorum sana ne konuşuyorsun söylede bizde bilelim .
+ hocam şey ...
- sussana salak adam birde açıklama yapıyorsun . bir daha konuştuğunu görmeyim gelirsem kırarım saçını it.
öğrenci için anlamsızlık olan durum. Anlamlandırılamayan öğretmen davranışlarının başında , öğretmek amacıyla başımızda bulunan hocamızın 3 kere anlatmasına rağmen anlayamayan sınıf karşısında 'son kez anlatıyorum ne olur bir kişi anlasın', diyerek , sabırla konuyu anlattıktan sonra 'anlayan var mı' diye yalvaran gözlerle bakıp havada tek bir parmak bile göremeyişinin ardından cinnete yol verip

'yeeeteeeeerrrrrrrrrr!'
'daha kaç kere anlatıcam gerizekalı mısınız siz' dediği anı ve sinirden açık olan camı göremeyip kafasını vurup ağlayarak çantası ile sınıftan uzaklaşması durumunu anlayan beri gelsin.
marmara biyolojide yaşanan bir olaydır:

sınavda binlerce eklembacaklı türünden birinin bacağından bir kesiti resmedip hangi böceğe ait olduğunu sonran hoca.

verilebilecek en güzel tepki:

sınav kağıdına göz gezdirirken soruyla karşılaşıldığı vakit, bulunduğu yerden kalkıp sınav kağıdını öylece öğretmen kürsüsünün üzerine bırakıp kapıya yönelmek. salonu terkettikten sonra büyük bir hızla kapıyı çarpmak.

bu durum karşısında anlamlandırılamayan davranışı sergileyen hocanın tepkisi:
hangi hayvan o ?!?

ve efsane cevap:
kapıyı aralayıp, bacağın bir kısmını içeri sokup, anlanlandırılamayan davranışı sergileyen hocaya şu cevabı vermek:
tanısana hadi tanısana !!!