bugün

anatomi kürsüsündeki hocalarıyla olsun asistanlarıyla olsun illallah ettiren bir fakülte.
veterinerlik fakültesi olsa daha iyi olurdu.

mühendis fakültesi var mı misal?
bildigim kadarı ile şehid muhsin yazıcıoğlu nun bitirdigi fakültedir.

bir keresinde kendisindan canlı duyduğum, "ben aslında mesleğimi hiç yapamadım, çok isterdim bunu ama hiç mümkün olmadı" sözü beni çok üzmüştü, malum veterinerdi komünist hayvanlıkla uğraşmaktan bir nesil komple silindi.
(bkz: kral faruk)
hocalarına derslerine diyecek birşeyim olmamasıyla birlikte hocaları sevdiğimi belirtmekle işe başlamak istiyorum. asistanların ego problemlerini çözmediği takdirde geldiğinize geleceğinize pişman olacağınız okuldur. mesela ilk gününüzde fazla imza olayı olmamasına rağmen asistanlar tarafından fazla imza olduğu iddaa edilebilir ve tüm sınıf yok yazılabilir. amaç göz korkutmak. ''arkadaşlar beni dinleyeceksiniz!'' ''arkadaşlar önlüğünüzün yakasını kapatn'' ''arkadaşlar okulda sigara içiyosunuz izmaritini yere atanı görürsem gelir size yediririm onu!'' gibi nidaları da duymanız çok normaldir. sokak köpeklerine daha şevkatli yaklaşan asistanlarımızın öğrenci kardeşlerine (!) ucubeymişiz gibi davranmaları da ayrı bi olay. haa erkek asistanların kızlara karşı tavırları var bide. onu hiç söylemiyorum bile.
çok kötü kokan yer.

en azından cerrahi bölümü. bok gibi kokuyor. kedimin operasyonu için sık sık gidiyorum.. 10 gün daha gidicez. ondan sonra semtine uğramak istemiyorum. artık o okulla ilişkimize ara versek iyi olur.
kusura bakmasınlar ama paragöz hocalarla dolu bi yer. köpeklerden korkan bazı öğrencileri de cabası. tabii ki kimi insanın memnun kaldığı tecrübeleri de olmuştur ama ben ne zaman gitsem normale kıyasla yüklü paralar ödeyip çıktım. sonuçta aklımda kalan yanlış teşhis koydukları köpeğim, gereksiz yere yapmak istedikleri iki ameliyat, o ameliyatlar için talep ettikleri ekstra hoca parası ve kaybedip durdukları röntgenler var...
--spoiler--
GEL GEL VAR
--spoiler--
zamanında bu fakülteden bir sevgilim vardı. onun sayesinde biraz tanıdım insanlarını, hocalarını ve derslerini... hala daha bir kaç arkadaşım vardır ve konuşuruz... gördüğüm (şu anda ve o zamanlarda) odur ki, ruh sağlığı yerinde olmayan insanlar barındırıyor. ve sanırsam öğrencilerine de bunu çok iyi bulaştırıyor. nacizane önerim, bu fakülteyi düşünen arkadaşlar varsa düşünmesinler. sonuçlarını yakın çevremde gördüm. kötü oluyor. üzülüyorum şimdi o insanlara.
okurken 'bitse de gitsek' derecesinde insanı sıkan fakat mezun olduktan sonra özlenen okul.

öğrenci işlerinin okuldan mezun olduktan 2 sene sonra bir bölümdeki öğretmenlerden birine isim benzerliği nedeniyle benim numaramı vermesi sebebiyle gülmekten kendimi şaşırmamı sağlayan yerdir ayrıca.

*iyi günler alper.
-iyi günler. (sesi tanıyorum ama çaktırmıyorum)
*ders için imzan gerekiyor.
-nasıl yani hocam? ben mezun oldum ama.
*ne?
-2 sene önce mezun oldum ben. yanlış aradınız hocam.
*aaa, pardon ya.. tamam,tamam kapat.

bir efsanedir bu fakülte. bu okulu bitirmek isteyenler iyi düşünsün. hükümetimizin hayvancılığın içine ettiğini ve hayvan sayısının giderek azaldığını bildirmek isterim. bana rakip olacağınız için değil. zaten bir ton işsiz veterier var piyasada. onun yerine 2 ayaklı hayvanlarla ilgilenin. hayatta başarılar.
okuyanın ömründen büyük bir parçayı alıp götüren veteriner fakültesidir. diğer veteriner fakültelerinden oldukça farklıdır. mezun olduğunuzda muhteşem bir egoya sahip olursunuz. aslında yersiz de değildir, o kadar çok şey öğretilir, o kadar teorik bilgiyle yüklenirsiniz beyniniz şişer. işte bu bilgilerle ki ne kadar gerekli olduğu kişiye göre değişir, hemen hemen yakın alanlardaki her meslek grubuyla yarışabilirsiniz. en zor veterienr fakültesidir. dersleri zordur, hocaları zordur, zordur işte. ayrıca yök ün meşhur politikasını en iyi uyguladığı okullardan birisidir. öğrenci kafasını dersten kaldıramadığı ve hiç boş kalmadığı için başka şeylerle pek uğraşmaz. çok nadir ufak tefek olaylar çıkar ama okulun daimi öğrencileri değildir katılımcılar. okulun öğrencileri ya harbiden okuyacak ya da okulu 8 belki 11 yılda bitirecektir. kimisi başladığı gibi bırakır gider. sabah sekizde derse girip akşam 18.30 da çıkardık. 2 yıl böyle oldu. öğle arasını yarım saate indirdiler ben başladığımda, ders araları 5/10 dakikaydı ve hafta sonları da uygulama için, sınav için okula çağrılırdık. yarı tatilimiz yoktu, sene sonunda yaz tatili denen şey 15 gün falandı. mankurt gibi olmuştuk. sonra halimize acıyıp kredili sistemi getirdiler, e bu seferde herkes alttan sürüyle ders almaya başladı, çünkü ders hocaları sisteme gıcıktı. kolay geçmek olmazmış. yani her şekilde ağzımıza sıçmayı başardı bu okul. ama sürekli okulda bulunduğun için okulda resmen herkes birbiriyle aile olmaya başlamıştı. e başka kimseyi gördüğün yok ki. kantini de eskiydi o zaman, ilk başlarda ısınmazdı bile, sonra sonra baktılar bu öğrencilerin okuldan çıkmaya zamanı yok, ihaleyi alanlar uyandı ve kantini şenlendirdi. şimdilerde yeri değişti tabi. çok sıkılırsanız yan komşu ziraatin ahı cafesine gidersiniz. bildiğin ahırdı işte, saman yoktu sadece. sonra kapandı orası da.
alttan ders almanın ortaya çıkışı bir öğrencinin intihar teşebbüsünden sonra oldu. çocuk çıktı dama( ben küçüktüm o zaman) 3 yıl üst üste virolojiden yani tek dersten kalıyormuş, bir ders için 3 yılı gitmiş. çocuğu gören dersin hocaları arkasını dönüp gitti lan, atamaz kendini bir şey olmaz dediler. atamadı çocuk ama en azından tek ders sınavı ve 2 ders alttan alma hakkı getirildi. ha bu iyi mi oldu? hayır? aynı dersin hocaları gıcık oldu bu uygulamaya daha bir haşin bırakmaya başladılar. şimdilerde o kürsünün bölüm başkanı dekan. anam o kadar yüklediler ki bilgiyle beynimin her yerinden başka bir şey fışkırıyor. çektiğim bütün işkencelere rağmen iyi ki bu okuldan mezun olmuşum diyorum.
bu arada ekonomi dersinden de bahsetmek istiyorum. hele bir de biyoistatistik bilgisayar yok mu ikisi birleşince çok fena oluyor. bana ekonomi anlattılar ya bir şey demiyorum onlara.
ya cidden çok enteresan bir yer burası. içiyle dışıyla her şeyiyle garip. zaten okullar almanlardan kalma, çok sağlam zaten, alman ekolü yerleşmişti akademisyenlerinin beynine,tabi yaşlandılar onlar, şimdi biraz daha rahat artık. sınavlarının çoğu sözlüdür. karşınıza geçip bir gülerler ki sormayın, bilseniz de söylemezsiniz. kral faruk'u vardı, milletin anasını ağlatırdı, kalp rahatsızlığından sonra melek oldu rahmetli, hem korkardık hem de deli gibi saygı duyardık.
rıfkı hala bizimledir muhtemelen. rıfkı'dan patoloji sınavına girersen kesin kalırsın zaten. ama o da saygıyı hak ederdi, gülmezdi, yorumsuz bırakırdı, onu anotomide merih hoca yani eşi takip ederdi. ah ibrahim burgu ah en çok sen yordun beni.dilim tutulurdu adamın karşısında. hepsinin ayrı bir hikayesi var işte, hepsi kendi dalında süper ki dallar arası çatışmalarıyla da meşhurdur okul.
okuldan ayrılmaya cesaret edemeyenler akademisyen olmaya çalışırlar, alışmışsın haftanın yedi gününü aynı yerde geçirmeye, tırsıyorlar hayata karışmaya, alıştığım yerde devam edeyim diyorlar, bu sebeble okul arkadaşlarınızın büyük bir bölümünü okulda doktara ya da uzmanlık öğrencisi olarak bırakacaksınız.
kazan'da bir eğitim çiftliğimiz vardır. at, inek, koyun, keçi, tavuk var işte ne ararsan. meşhur rektal palpasyonu bir çok öğrenci buradaki ineklerin üzerinde yapmışlardır ki bir tanesinin kolunun kırılmışlığı vardır. oradan çıktığımızda hiç bir otobüs almazdı bizi. çok kötü kokardık çok.
hazırlıkla beraber altı yıl o kadar yoğun geçti ki, sanki o okuldan 20 yılda çıkmışım gibi hissediyorum.
17-18 Nisan 2007 tarihlerinde Brüksel'de toplanan, EAEVE (European Association of Establishments for Veterinary Education - Avrupa Veteriner Eğitim Kurumları Birliği) ve FVE (Federation of Veterinarians of Europe - Avrupa Veterinerler Federasyonu) üyeleri tarafından oluşturulan JEC (Joint Education Committee - Ortak Eğitim Komisyonu) tarafından kurumsal anlamda akredite edilmiş bir fakultedir.

Bunun anlami nedir peki? Oncelikle sayin dekanimizin masasinda veteriner hekimligin anlemi, ankara universitesi bayragi yanina EAEVE nin ambleminin de bulundugu kucuk beyaz bir bayrak eklenmistir. Ayrica mezun olan ogrencilerin mezuniyet belgeleri veya diplomalari uzerinde de artik ayni logo vardir.

Bunun yaninda 2007 yilindan itibaren Ankara Universitesi Veteriner mezunlari EAEVE'ye bagli fakultelerde, gerekli kosullarin saglanmasi halinde, phd egitimi alma hakki kazanmistir. (Bu haktan ilk yararlanan genc baytarciklarimiz yaban ellerde ezilmekte, herseyden vazgecip ulkeye donme hayalleri kurmaktadir.) Bunun yaninda bu akreditasyon sayesinde A.B. ulkeleri icinde veteriner hekimlerimiz herhangi bir denklik sinavi veya egitimine ihtiyac duymadan ise girebilmek veya klinik acabilmektedir. (Tabi buyuk cogunlugu ingilizce ogrenmeyi angarya olarak goren, pazarlama ve insan iliskilerinin veteriner hekimlikle alakasini anlayamayan, meslegini "gunde 5-6 suni tohumlama yapar, 1-2 dogum yaptirir, 3-5 de ilac sattim mi 3 aya kalmaz laptopu alirim." olarak goren sevgili meslektaslarimin avrupada rekabet etmesi ne derece mumkun o tartismali tabi ki.)

Edit:Bu akreditasyon dogal olarak abd'yi icermemektedir. Cunku pek sevgili amerikalilar avrupada yapilan master of art yada phd'leri kendi ulkelerinde gecerli saymamaktadir. (Sanirim ingiltere ve iskocyadaki veteriner fakulteleri bu genellemeye dahil degiller) Amerikaya gitmek istiyorsaniz ister istemez orada diplomanizin denkligi icin ek dersler almak zorundasiniz.
işerken bile dünyayı zapt edebilen yüce türk büyüğü muhsin yazıcıoğlu da burdan mezundur.
alaittin elhan'ın mezun olduğu fakültedir.
basında cıkan haberlere göre gectiğimiz haftaki sağ-sol kavgasından ötürü 5 öğrencinin yaralandığı okul.
yakınlarında bulunan ankara anadolu lisesi'nin öğrencileri için kaçırılmayacak nimettir. dersi asan öğrenciler nevalelerini alarak kendilerini bu fakültenin çimlerine atar. önceden ayarlanmış bir organizasyonla yanlarında basket topu getiren gençler okulun basket sahasından da faydalanmaktadır.
lise ve üniversitesi arasında evrim geçirmemiş bi mekan...
hayvanları kesildiği fakülte.
(bkz: orhan duru)
altı senedir karşısında ikamet ediyorum bu fakültenin bulunduğu mahallede. bahçesi pek kullanışlıdır. mahalle gençleri sık sık yararlanırlar nimetlerinden. devlet baba çok yaşa.
finaller bittikten 1 ay sonra notların internete verildiği fakülte.
Okulun içindeki kırtasiyenin haftasonları kapalı olması nedeniyle kaybettiğim notlarımı tamamlayamadığım ve bu yüzden o dersten kaldığım tuhaf okulumsu şey...

Ayrıyetten trip asistanlarıyla da nam salmıştır. Kimi zaman "Ehehe biz hoca-öğrenci değil abi - kardeş sayılırız. Her derdinizi bize açabilirsiniz." diyerek sevgi kelebeği, anlayışlı abi havası verebileceği gibi, Çok acil bir durum nedeniyle uygulama dersini verecek asistandan izin istediğinizde "Hz. isa gökten inse bile sana izin vermem!" diyecek kadar güç delisi, not tuttuğu için başını kaldırmayan öğrenciyi "Uyuyorsun" diyerek yoklamadan adını silecek kadar psikopattır. Sınavdan önceki son uygulama derslerinde öğrencileri sıkıntıya sokmak için yapmayacakları şey yoktur. Soru sorsanız cevaplamazlar, birşey isteseniz yüzünüze bakmazlar böyle insanlardır.

(Elbette aralarında iyi niyetli olanlarda vardır ama istisnalar kaideyi bozmaz)
Asistanıyla, profesörüyle, öğrencisiyle, hizmetlisiyle, kafeteryacısı Ersin abisiyle, bulunduğu konum nedeniyle sinir bozucu ömür törpüsü okuldur. Veteriner fakültesi yeterince zorken hoca ve asistanların kompleksleri, öğrencilerin tripleri iyice okunması zorlaşır. Bunalan öğrenci de çözümü okulun içindeki ağaç - çim kümesine kaçarak veya kendini Kızılay'a atarak bulur. Ancak kaçış yoktur, devam zorunluluğundan, ertesi gün aynı cehenneme dönülür.
güncel Önemli Başlıklar