bugün

evden adım atılır atılmaz ankara nın bol egzozlu havasını soluyarak ankara da güne merhaba dersiniz. sabahın köründe balık istifi gibi olmuş otobüsleri görüp yine 15 dakikalık bir yürüyüşü göze alır ankaray metrosunun yolunu tutarsınız. sizinle aynı kader çizgisindeki yolculardan gelen çeşit çeşit parfüm kokuları, kulaklıklardan dışarı fırlayan çeşit çeşit müzik sesleri ile üç durağı geride bırakırsınız. kızılay'dan iş yerine kadar yürürken kestirdiğiniz bir seyyar simitçinin 3 tanesi 1 lira menüsünden bir paket yaptırırsınız. ertesi gün yağan yağmurun bir damlası ise üzerinize düşmek için sizin sıhhıye köprüsünün altından geçmenizi bekler. bir mesai sonunda bu sefer iş yerinden çıkarken ankara ya merhaba dersiniz. geldiğiniz yolda bayat simit kakalayan simitçiye ters ters bakarsınız. üst geçit dururken allem edip kallem edip yoldan geçmeye çalışan insanlara içinizden bir küfür sallar rahatlarsınız. sonra az ötede röportaj yapmaya çalışan kameran ve muhabirin karşısına geçip ankaragücü sloganları atıp garip hareketler yapan, 16-17 yaşlarındaki, kıçından düştü düşecek şekilde duran pantolonlar giymiş, piç suratlı ankaragücü sevdalılarını görür iğrenirsiniz. sıhhıye orduevinin kenarından geçerken içerideki kartlaşmış kokoşları seyredip öyle bakarsınız her zaman olduğu üzere. yukarıdan gelen cırtlak sesler nedeniyle başınızı yukarı kaldırdığınızda her tarafı dershane reklamı ile dolu binanın pencerelerinden kellesini sarkıtan oks hazırlık öğrencilerini görürsünüz. sıhhıye kızılay arası otobüs duraklarındaki s olmuş kuyruklar ise artık yadırganmayacak bir realiteye bürünmüştür. çevik kuvvet ekipleri ise çoğu gün olduğu gibi yine sıraya dizilmiş olası heyecan verici gelişmelere karşı hazır-ol'da beklemektedir. dersinden yeni çıkmış baldırı çıplak abazan lise kızları ise yine ankara abazan sakinlerinin yoğun ilgisini üzerine çekmektedir. ağzına sigara almış birisi gelir ve ateş ister siz de verirsiniz. beyaz ve kısa saçlı yaşlı teyze ise yerlere yatmış yine dilenmektedir. sakarya caddesi yine bilindik döner center görevini başarıyla icra etmekte, ssk iş hanının diskolarından gelen sesler ise hafif kulağınıza batmaktadır. bir de o caddede bulunan sanat abidesi ahşap heykeller vardır ki her türlü gayret ve temiz düşünceyle yaklaşılmaya çalışılsa da erkeklik cinsel organından başka bir şeye benzetilememektedir. bu kadar yoğun gözlemden sonra kafanızı rahatlatmak için yine yayan eve gitmeye karar verirsiniz.

editjivet: 10 saniyede okuyup, 2 saniyede tahlil edip 13 saniyede eksi oy vermeyi başardınız tebrikler !!!
otobüslerin ankara haline limon almaya giden 65 yaş üstü amcalarla dolu olması, kızılayda o kadar kalabalığın ne yaptığını nereye gittiğini düşünmek..
kedi, koyun ve tavşan temalı köprüaltı motifleri...
(bkz: altı harfli ikinci harfi n)
(bkz: ykm nin önünde buluşmak)
(bkz: gima nın önünde buluşmak)
(bkz: kızılay)

(bkz: atakule)
(bkz: anıtkabir)

(bkz: hacı bayram veli türbesi)
kitap alma adresi, olgunlar.
(bkz: türkiye büyük millet meclisi)

(bkz: bentderesi)
akşam 9 dan itibaren polislerin kimlik sorması. 4 saat içerisinde 3 kişilik bir gruba 3 kere kimlik sorulabilir ankara'da.
sıhhıye abdi ipekçi parkında 7 gün 24 saat irili ufaklı eylem yapılması.
ankara'yı anlamak ya da sevmek için orada yaşamış olmak lazım. bütün yogunlugu bütün keşmekeşine rağmen insanı içine çeken bi' girdap gibi ankara. o girdaba kapıldıktan sonra da içinde fır fır dönmekten müthiş bir zevk aldıgınız sehir...
buram buram siyaset kokan havası insanın lakayt kalamayacagı kadar keskin bi' şehir ankara. o havayı içinize çekerken farkedersiniz her seyin nasıl olup bittigini. uyanırsınız, ögrenirsiniz.
sıhhıye'den kızılay'a çıkarken sosyete pazarının kenarına konuşlanmış çevik kuvvetleri görürsünüz. çünkü orada her daim açlık grevi vardır. sonra burnunuza miss gibi haşlanmış mısır kokuları çalınır, dayanamaz alırsınız bi' tane.
sonra yavaş yavaş kızılay...
kalabalık, koşturmaca...
kapılırsın hızına.
ankara'da herkesin her zaman acelesi vardır. herkes bi' yana koşturur.
uzun otobüs kuyrukları, dolu otobüsler, ayakta kitap okuyanlar, kulagında kulaklıgı müzik dinleyen/dinletenler, akşamın yorgunlugunda uyuyanlar...
sıyrılırsın kalabalıktan.
sonra batıkent...
sakin semt.
sessiz, insanı rahatsız edecek tek bi' şeyin olmadıgı semt.
sessizlikte uzun yokuştan hacettepeliler sitesi'ndeki eve gidiş. şimdilerde anı olan ögrenci evine.
ankara.. yaşanılası bi' şehirdir. rahat, huzur dolu.
ipin ucu melih gökçek te ise yaşanmaması gereken ildir.

(bkz: ipin ucunun kaçması)
dost kitabevi kitap almak için gidilen, kazıklanılarak dönülen bir yerdir.

(bkz: dost kazığı)
ulusun eski caddelerinde akşama doğru soğukta yürürken oda tiyatrosunun içinde olmayı hayal etmek.
ankaralı turgut ve türevleri.
(bkz: ego)
nezih ve sade mekanlar için filistin ve köroğlu caddesi, piyasa için tunalı ve bahçeli 7. cadde, kasılan tipler için park caddesi, sükunet için turan güneş, alışveriş için panora, uyuşturucu için yenidoğan, kumar oynamak için ismetpaşa, seks için maltepe deki oteller, oturulacak semt çukurambar ve batısı.

birileri ile tartışırken dikkat etmek lazımdır, her beş kişiden birinin devlet ile birinci derecen bağı vardır. kolpacısı çoktur, her gider yapan ağır abi değildir fakat kendileri küçük isimleri büyük insanlara dikkat etmek lazımdır.

devlet dairelerinde iş çözmek için illa tanıdık olması gerekmez, çünkü çevrenizdekilerden birinin mutlaka tanıdığı vardır.

akademisyen, doktor, avukat vb. gibi insanları yabana atmayın, çok derin temasları olanlar çıkar aralarından, ankara böyledir işte vesaire vesaire vesaire...

edit: devlet erkanından birilerinin konvoyuna rastlamak, istinye park ta medyatik görmek kadar olağandır. uyanıklık yapıp peşlerine takılayım demeyin 30 saniyeden sonra 45 dakikalık bir sorgu seansı sizi bekliyor olacaktır. başkentte sol şerit her zaman tıkalıdır, orta şeridi kullanın.
--spoiler--
Havasina suyuna tasina topragina
Bin can feda bir tek dostuma
Her kosesi cennetim ezilir yanar icim
Bir baskadir benim memleketim
--spoiler--
hareketli ucuz yerler için kızılay, sakin güzel çok da pahalı olmayan yerler için bahçeli, hareketli pahalı yerler için tunalı, hareketli biraz daha pahalı yerler için park caddesi.

fasıl için bahçeli 7.cadde deki 7kapı nın içindeki mekanlardan 2-3 tanesi, minaseraya yeni açılan efendi, ümitköy deki ankira ocakbaşı, nene hatun taşbahçe. * *
(bkz: sıhhiye köprüsü)
hemen hemen her yere dolmuş otobüs mevcut.
ankara şehir terminali işletmeleri nam-ı diğer aşti. bir ucu terminal bir ucu dikimevi olan ankaray metrosu götürür sizi oraya * dikimevinden topladığı yolcuların büyük çoğunluğunu önce kızılay'da bırakır ve bir o kadarını da alarak yola devam eder. terminale gelindiğinde ise siz ona o da size veda eder ve terminalin uzun yürüyen merdivenlerine atarsınız kendinizi. borazan gibi çalan ama kimsenin takmadığı o x-ray cihazlarından geçersiniz ve kendinizi çığırtkanların içinde bulursunuz. o terminalin kokusu ki ne kadar da tedirgindir. peronları sayarak bulursunuz yerinizi. sonra beklemeye koyulursunuz. sigara yasağını hatırlatan anonslar ise hiç eksik olmaz o nam-ı diğer aşti'de. etrafınıza baktığınızda bir şehir mozaiği görürsünüz. hayır hayır bir ülke mozaiği görürsünüz. en tipik o. çocuğunu da görürsünüz mazlum bir anadolu insanını da, kimisi uzanmış yatıyordur üç kişilik banklarda, kimisi tespih sallayıp etrafı yamuk gözlerle kesiyordur, kimisi valizine sarılmış gideceği yeri hayal etmekte. çay, neskafe hizmetini ise hep aynı yüz ifadesine sahip orta yaşlı insanlar sürdürmektedir. otobüsün kalkmasına son 10 dakika vardır ki o 10 dakikanın anlamı bir dal sigaradır. vakit geldiğinde sigaranın dumanı gibi siz de oralardan uçup gidersiniz. ankara yine aynı ankara olarak kalır.
ankara'da misafir var; kış. soğuk vurur yüzüne bıçak gibi acıtır. yerdeki su birikintileri buz olmayı bekler. uzun pardüse giymiş gavat tipli gençler sahneye çıkar. otobüs kuyruklarına bir de gaz kuyrukları eklenir.otobüsler,dolmuşlar ve metrolar daha da dolgun olur, trafik şişer. yollar kısaltılmaya çalışır. masalar sandalyeler dükkanlarının içine girmeye başlar. kar kokusu çok yükseklerdedir ancak yaklaştığı hissedilir.
burada deniz yok. gelince kem küm edecekseniz, gelmeyin.
nefret etmeyin, laneti döner sizi bulur ve bir daha ayrılamazsınız.onu ilk gördüğünüz karşı cinsiniz gibi sevin.başka birinin olma ihtimalini unutursanız çok mutlu, mesut bir ilişki yaşarsınız; size sadk kalır.fakat bir gün "istanbul" diye bir zillinin farkına varırsanız yuvanız çatırdamaya başlar, şiddetli bir şekilde geçinemezsiniz...
güncel Önemli Başlıklar