bugün

tabi tabi izmir soğuğu. nem var nem yok izmire bastım hatta.
ankara soğuğunda elin, kulağın, burnun donar konuşmakta zorlanırsın, yaşayanlar bilir.
karasal iklim soğuğu hiç bir şeye benzemez...7 sene Kütahya'da yaşadım, 8 yıldır da izmir'de yaşıyorum ve bu versus için Ankara derim soğuğu berbattır.
ama izmir'de de arada bir sağlam ayaz yapar, Ankara'yı aratmaz.
görsel

görsel
Angaranın ayazı fena olur.

izmirin sıcağı.

Kıyaslama çok alakasız.
ankarada göt kesen bi soğuk var.
Ankara soğuğudur. iliklerinize kadar üşürsünüz. Fakat yine de vazgeçemiyorum bu şehirden.
saçma bir versus olmasına rağmen yine de ankara diyeceğim.
iki büyük ilimiz arasındaki soğuk kıyaslamasıdır.
şöyle anlatayım.
ben anakara eşrefbitlis kışlasında askerlik yapana kadar kışları üşüdüğümü zannediyordum. sonra mahkeme kapısı nöbetine verdiler beni(aralıksız 6 saat silahsız nöbet)öyle bir üşüdüm ki, o gün bugündür "hava soğudu mu ne ?" bile demedim.
Ankaranın daha soğuk olduğunu tartışmayacağız elbette ama izmirde 3. Senesi olan biri olarak diyebilirim ki izmirde daha çok üşüyorum.

Şimdi ankarada bilmem nerde bilmem hangi saatte soğuk yedin mi gardaaaş diyen tayfa gelmeden açıklamamı yapayım.

Arkadaşlar ankara soğuğu üşütüyor, derinize batıyor, titretiyor ama giyindiğinizde azaltabiliyorsunuz.

izmir soğuğu ise genelde rüzgarla birleşik olduğu için ne yaparsanız yapın o amk rüzgarı tüm vücudunuza baştan aşağı vuruyor. Bir de nem yıl boyu var olduğu için, tipik bir karasal iklim insanı olarak hareket ediyim ısınırım diyorsunuz. Oysaki izmirde bunu yaparsanız üşürken bir de nemden ötürü terliyorsunuz, üstelik üşürken.

Kısacası yazar aleminden özür dileyerek . Hay götüne koyayım izmir soğuğu, çok yaşa ankara ayazı !
izmir'i bilmem, çok istedim gitmeyi ama gitmek, yaşamak henüz nasip olmadı. lakin şöyle bir kıyas yapabilirim sanırım. istanbul'un sağlam soğunu bilirim. nemli, rüzgarlı üstelik inceden yağmurlu o insanın suratına suratına çarpan soğunu bilirim. nem açısından bunu vurguluyorum. minibüsten eve 5 dakika yürüme mesafesindeydim ve o 5 dakikada dişlerim titremişti...

gelelim angara'ya. arkadaşlar buradaki başka bir şey. buradaki bambaşka. bir insan yürürken kaskatı kesilip saç diplerinin bile üşüdüğünü hisseder mi? hissediyor işte. saç diplerimin bile donduğunu hissettim ben bu şehirde. hareketsiz şekilde, kaskatı yürüdüğümü bilirim ben burada. minibüse binmeden evvel köpeklerin silkinme hareketini yapıp üzerimdeki karları attığımı bilirim. ama atamamıştım. donmuşlardı çünkü. abartmıyorum. çünkü askerliğimi yaptığım şehirde soğuktan zenci olmuştuk tüm tabur. ora bile kıyaslanamaz ankara ile.

şikayet ettim mi? hiç etmedim. angara'da ilkbahar, yaz çok güzeldir. ama bu şehir yaşanacaksa kışın yaşanmalı. hakkıyla üşüterek. hakkıyla göt dondurarak. sevgiliyle metroya yürürken mekan çıkışı eller bir montun cebinde birleşmiş şekilde titreyerek yürümektir mesela. yağan kar altında bir mekanda sıcak şarap içmek veya kar altında kuğulu parkta bir bankın üzerinde sevgiliyle bira içmektir. böyle yaşamaktır. özetle ankara daha soğuktur. lakin kışın ankara yazın izmir derim ben.
Her ne kadar ankara sanılsa da izmir soğuğu Erzurum soğuğunu bile tokat manyağı yapar.