bugün

üzücü bir hede.
sittin sene yapmayacağımdır. istanbul ne lan? yaşanılır mı orda? ne idüğü belirsiz, hırlısıyla, hırsızıyla milyonlarca insan. selam yok, sabah yok. omuz atınca özür dileyen yok. ankaragücü yok la bi kere. üç düdükler var. aman aman bana uzak, allah'a yakın olsun.
(bkz: köyden indim şehire)
ankara'ya ait olana büyük bir eziyettir.
yıl 2002 bütün arkadaşlarım ankara'da ve bende etimesgut askeri lojmanlarında çok mutluyum ama bir sorun var benim babam asker. ve artık yine yeniden taşınma vakti geldi. ankara'nın o güzel yerlerine tek başıma gezmeye gidemesem de arkadaşlarımı çok seviyordum. ulan tayin dairesi allah belanı versin istanbul'a taynimiz çıktı. o okulun son günü bütün sınıf arkadaşlarımın ağlayışı beni hala duygulandırır. ulan sonsuza dek sürecek sanmıştım oysaki o arkadaşlıklar. öyle söz vermiştik birbirimize ama şimdi face denen illette birbirimizi bulmamıza ağmen bir selamı çok görür olduk. ankara da böyledir işte yanındayken seni çok sever gittiğinde çabuk unutur, unutturur. istanbul öyle değildir arkadaşlığı haindir. ne zaman ne olacağını bilemezsin ama her zaman cezbeder seni hep onunla olmak istersin işte istanbuldaki arkadaşlarım da böyleydi saimiyetsiz ama sürekli. şimdi eskişehirdeyim mutluyum sözlük.
ankara'nın durağan gece yaşamından istanbul'un şaşaalı ve karmaşık gece yaşamına geçiş yapmaktır benim gözümde.*
istanbul trafiğinde saatlerce sabit kalınca "hay bilmem ne edeyim ben buraları." sözlerini beklediğim durumdur.
allahım tüm hayallerimi süsleyen şey. inşallah maaşallah deriz lakin zordur! istanbul, çok şugar kenttir, londra bile aşık atabilir yanında, istanbul'un nemli rüzgarını bir kez yiyen artık ankara'dan tad almaz. tad evet tat değil o. yetmez, kesmez ona ankara. light içer gibi gelir, makarnayı mantıyı sarmısaksız yogurtsuz yer gibi gelir, avratla küslük gibi gelir, olmaz o işten hayır gelmez ona. sonuç şudur; süper lan! ama ilk bir kaç ay, kiralık ev ara, iş ara, evini düz, alış zordur. lakin her şeye değer. istanbul'un bakkalı bile garip gelir önce ona. her bir şeyi. istanbul'un pazarcısı bile bi değişiktir, dolmuşçusu bile. çok yaşamış, çok pis şeyler görmüş; her halinden anlayabilen, şaşırmayan fakat güvenilmez, korkutucudur. ankara'nın bakkalı bile düzgün cümle kurar, gazete okur, sakince günaydın der, sınırını bilir, lakin tuhaf bi şey yaptığınızda birden yavşaklaşır, neden? çünkü alışmamıştır köppek.
Eşekten inip dinozora binmektir.

Başkent istanbul.

(bkz: burası metropol siktirin gidin)
Angelina joli'yi bırakıp çirkin beti'yle aşne fişne etmek gibidir.
belki yakın zamanda yapacağım eylem. bilmiyorum sözlük. her şey çok karışık. istanbul karman çorman, ankara çirkin.