bugün

dan Brownın en iyi kitabı olabilir. Türkçesi:
(bkz: melekler ve Şeytanlar)

Dinler ve illuminati çevresinde şekillenmiş, çok iyi bir kurguya sahip, gerilimin hiç düşmediği bir başyapıt.
Zaman zaman hollywood aksiyonu tadı veriyor. Kitabı okurken kalkıp, Roma'ya gitme isteği uyandırıyor.

--spoiler--
iyilik yaşamaya devam edebilir. Kalplerinizi dinleyin. Hep birlikte bu cehennemden uzaklaşabiliriz.
--spoiler--
dan brown coşturmuş gene dedirten kitap.
özet geçersek vatikan(kilise) ile illuminati(bilim)'nin arasında geçen savaşı anlatıyor.
(bkz: maximilian kohler)
(bkz: robert langdon)
(bkz: leonardo vetra)
(bkz: angels and sailors)
Filmi için söylenebilecek tek şey: kitabı okumadınız mı amk?!

Edit: kitabı kesinlikle okumamışlar.

Edit2: kitabın kapağını bile açmamışlar.
hayatımda en hızlı okuduğum kitap. gün içerisinde bitirmiştim. o derece akıcıdır.

film için ise, oyuncular iyi seçilmiştir ama kitaba göre çok eksik kısımları mevcuttur.

kitap 9/10 ise film 7/10
filmi berbat olan ama kitabı başarılı sayılabilecek yapıttır.
--spoiler--

ilk olarak dan brown'dan bir ricam var. her romanında şu langdon'un yanına bir kadın karakter ekleyip aşk yaşatmasından gına geldi artık. evlendir biriyle de kurtulalım.

beğenmediğim kısıma gelirsek karşımadde'nin yok olma kısmıydı ki çok saçmaydı. o kadar yıkım gücü fazla olan madde langdon'un paraşütvari kumaşına zarar vermiyor. he canım he.

kitap çok akıcıydı ama bazı yerlerinde kitabı okumayı bıraktım. biraz dinlendirerek okumak istedim. ama son kısmında açıklanan olay çok basitti. camerlengo'nun janus olması falan. daha komplike bir şeyler beklerdim ama her şeyi camerlengo'nun tasarlamış olması kısmı çok hoşuma gitmedi.

--spoiler--

benim en beğendiğim romanlar kategorisine girmedi ama başarılı buldum. okuyup okumamak size kalmış.
merak içinde okuduğum ve de sonunda apışıp kaldığım bir kitap. şuana kadar gördüğüm en kusursuz kurguya sahip. aynı merakı filmi içinde hissediyordum ancak yorumları okuyunca hevesim kaçtı. sonuç olarak dan brown bu işin hakkını layıkıyla veriyor. bu kitabın yazılması için yaptığı araştırmaları hayal edemiyorum bile.
kitabı okumayıp filmi izleyenlerin amma tırışkadan bir film dediği kitaptır.

filmi böyleyse kitabı da kesin böyle dandiktir diye düşünebilirsiniz.
ve kitabı okuma isteğiniz yerle yeksan olacaktır.
Kitabı okuduktan sonra filmini izlediğim ve hayal kırıklığına uğradığım dan brown eseri. Sıçmışlar amuha goyim.
yazılabilecek en iyi gerilim-macera romanlarından. dan brown'u dan brown yapan eserdir zannımca.
din, bilim, felsefe, ambigram ve daha birçok sanat ürünleri gibi farklı alanlarda bilgiler veren ve bu bilgileri müthiş bir gerilimle işleyen dan brown kitabı.
konu zaten çok genel olduğundan her türlü edebiyatsever okuyabilir. sürükleyiciilik konusunda tartışmaya dahi gerek yok. kitabın sonunda ki bazı olaylara "aaa yok ebesinin amı ali sami" gibi tepkiler verebilirsiniz ancak bu ayrıntıları göazrdı edilecek kadar etkileyici bir kitap bence.

--spoiler--

kitabın ortalarında ulan ne ermiş ne müabarek bir adam bu camerlengo diye düşünürken sonunda iblise uyduğunu öğrenmek biraz koymadı değil.

--spoiler--
illüminati adlı örgütün tarihini anlatmaya çalışan sapkın bir anlayış ve tek taraflı biyografidir. *
Kitabını bir süre önce okumuştum fakat filmini izlemek bugüne nasip oldu. keşke izlemeseydim. kitap uyarlaması olan kötü filmlere denk geldiğim olmuştu fakat bu kadar kötüsünü ilk kez izledim. gerçekten çok kötüydü. halen okumayan ve izlemeyen varsa, önceliğini filme vermesin. kitap nerdeyse tamamen değiştirilmiş, en can alıcı noktalar atlanmış. kitabı okurken bbc muhabiri glick karakterini kim canlandırabilir diye düşündüğümü hatırlıyorum, filmde ise o kısımlar tamamen yok edilmiş. böylelikle camerlengo'nun amacının da fazlasıyla indirgendiğini ve küçük düşürüldüğünü düşünüyorum. adam üçüncü sınıf bir psikopat gibi duruyor filmde. kitapta ise yaptıklarının kendince ulu bir amacı vardı, çok titizce hesap edilmişti. kitapta yaptığı o muhteşem konuşma filmde es geçilmiş yine. son kardinal kitaptakinden farklı şekilde öldürülmüş, keza vittoria'nın başına gelenler de öyle. cern direktörü kohler gibi muhteşem bir karakter filme nasıl dahil edilmemiş onu da anlayamadım. yalnızca filmi izlemiş olsam camerlengo'nun onca kötülüğü yapacak vicdana sahip olmasından sonra niye höt diye iintihar etmeye karar verdiğini de merak ederdim. kitapta bunun makul bir sebebi var halbuki. papa'nın camerlengo'nun öz babası olduğuna dair hiçbir bilgi verilmiyor filmde. halbuki camerlengo'yu intihara sürükleyen en büyük sebep papa'nın öz babası olduğunu öğrenmesi ve onu sandığı gibi cinsel birliktelikle dünyaya getirmemiş olması. çok fazla kusur var, saymakla bitmez. hepsine bir noktaya kadar katlanırdım ama beni esas çileden çıkaran haşhaşin karakteri oldu. arkadaşım, tamam bi film çekmeye karar verdiniz, anladık. ama kitabı neden bir kez olsun okumadınız? haşhaşin için bulabileceğiniz en alakasız adamı bulmuşsunuz! o tip neydi öyle. kitaptaki karizmatik, soğuk kanlı, kusursuza yakın ve korkutucu haşhaşin gitmiş, yerine saftirik görünümlü ailemizin çocuğu gelmiş. iyi ki ilk olarak kitabı okumuşum diyor ve uzun cümlelerime bir nokta koyuyorum.
biraz önce bitirdiğim ve beğendiğim kitap. açıkçası okuyor olduğum zamanlardaki ruh halim pek hoş olmadığı için kitaptan alabileceğim hazzın belki yarısını alabilmişimdir ama yine de güzel bir kitaptı. dan brown'un okuduğum üçüncü kitabı ama hala en beğendiğim kitabı ilk okuduğum dijital kaledir. nedense ondaki konu daha az ilgi çekici olsa da daha fazla ilgimi çekmişti.

not : ayrıca sikicem tüvit ceketini üç kitaptır beynimi siktin.
dan brown'un en güzel kitabıdır. filme de gayet başarılı uyarlanmıştır. da vinci'nin şifresi kitabının yanında çok hafife alınmıştır ancak ondan çok daha iyi bir kurguya sahiptir.
bayağı koşuşturmacalı ve heyecanlı bir -roman uyarlaması- film.
kitabı okuyanlar benim gibi filmini izlemesin çünkü ciddi anlamda kitap ne kadar güzelse film de bi o kadar rezil.
illuminatiyi konu alan roman.

dan brown'dan ilk okuduğum kitap kayıp semboldü, sonra melekler ve şeytanları okudum, ardından da da vinci şifresi.

olay şu ki brown her üç kitapta da aynı kurguyu uygulamış. kahramanımız langdon uygunsuz bi zamanda aranır, telefondaki ses gizemli şekilde konuşur, kahramanımız başta inanmaz, dikkate almaz, sonradan bir şekilde kendini olayın içinde bulur, ikinci karakter kadındır, kahramanımıza yardım eder, mutlaka ayak bağı güvenlik görevlileri olur, robert önce yanlış sentez yapar ve "gizemli" insanların oyununa gelir gibi olur ki bir bakarsınız kafada şimşekler çakar, robert langdon aydınlanır, tüm parçaları yerine koyar, işi çözer, tüm olaylar 24 saat içerisinde gelişir ve olayın sonucunda "hiç beklenmedik (!)" insanlar bunların altından çıkar. bu durum serinin heyecanını katlediyor. kayıp sembol çok başarılı bir kitaptı, ancak melekler ve şeytanları okurken aynı kurguyla karşılaşınca kitap o kadar hoşuma gitmemişti, da vinci şifresinde ise kabak tadı verdi ve yazara bakış açım kayıp sembolü okuduktan sonrakinin tam tersine döndü.

velhasılı, kitap güzel, diğer iki kitapla aynı olduğunu göz önüne almazsak kurgusu da güzel, içeriye serpiştirilen bilgiler/felsefeler güzel. ama bu brown kurgusu artık sıktı.
Kitabı çok sürükleyicidir. Sabahın beşinde o heyecan, okumuştum. Okuduğum en güzel kitaplardan biridir desem yeridir. filmi kitabıyla kıyaslanamayacak kadar kötü.
mükemmel kitaptır. ama filmi bi o kadarda hayal kırıklığıdır.
'medya anarşinin sağ koludur.'

***
'gerçek bilim, her kapının ardında bekleyen tanrıyı keşfeder'

***
bir kitapta bulunabilecek şeylerden çok daha fazlasıdır.siz kurgusunda savrulurken farkında olmadan çok daha fazlasını öğrenirsiniz, gerek siyaset, gerek bilim gerekse tarih hakkında.siz daha doyamadan bitiverir kitap.illuminati den de epeyce bahsedilir.
*
--spoiler--
şeytan gözlü santi kabri
roma'da ara mistik ögeyi
ışık yolu hazır, kutsal sınav
melek rehberliğinde yüce av
--spoiler--
uzunca bir süre yapılan araştırmalar osnucu elde edilen bilgilerin kurguyla mükemmel harmanlandığı dan brown kitabı. oldukça sürükleyici, ben dört günde bitirdim.

--spoiler--
daha robert'la victoria ilk karşılaştıklarında birbirlerine aşık olacaklarını biliyordum. bu çok bariz bir şekilde görülebiliyordu ve bence güzel de oldu. victoria karakteri insanın hayalinde çok güzel, bakımlı, zeki ve olabildiğine güçlü bir kadın olarak canlanıyor. vahşi bir cazibesi var gibi...

kitap, başta da tahmin edilebileceği gibi insanı şaşırtıyor. hangi karakterin iyi, hangi karakterin kötü olduğunu anlamak kitabın sonuna gelmeden mümkün görünmüyor.
--spoiler--
Şu ana kadar izlemeyenler için hayal kırıklığı olabilcek türden kaliteli bi yapımdır .
kitabını okumayıp filmini izleyenlerdenim. bilmiyorum kitabı ne kadar gerçekçi fakat filmde oldukça fazla göze batan sahne var. azıcık değinecek olursak,

--spoiler--

- bizim kıytırık şehirler mobese dolu fakat filme göre vatikan'ın sokaklarında hiç kamera yok.
- karşıt maddenin çalınması çok büyük bir olay olmasına rağmen cern’den sadece bir kadın bu duruma endişeleniyor.
- o bilim kadını* ve profesör olan diğeri çengel bulmacanın bile çözülemeyeceği sürede bütün olayları çözüyorlar.
- onlarca ceset görüyorlar ama pazardeki tezgahta elma, armut görmüş gibi tepki veriyorlar.
- sonra o öldürülenlerin katilinin yani tek başına illuminati olan gözlüklü adamın peşine düştükleri sahneler yok mu! yanlarındaki askerlerle bir yere giriyorlar ama o askerler salak olduğundan her defasında burda bir şey yok dışarıyı kontrol edelim diyerek hep birlikte mekanı terkediyorlar. nedense orada da bir gizli geçit oluyor ve iki maceraperest kimseye haber vermeden silahsız bir şekilde hoppadanak o geçitten içeri dalıyorlar.
- ölen papanın evlatlığı içinde bomba bulunan helikopteri olabildiğince havalandırıyor. sonra o patlayan bombanın gücü karadaki yapıları, insanları etkiliyor ama paraşütle helikopterden atlayan mübareğin paraşütüne yön veremiyor. adam helikopteri havalandırdığı aynı noktaya paraşütle konuyor. bunun yanında patlamanın ardından helikopterin parçaları yere düşmüyor.

--spoiler--

filmin başlarında gerçekçi bir hava tatmayıp moda girmeseydim bunlardan bahsetmezdim. insanları bir kurguya hayran bırakmak istiyorsanız o işin içine olabildiğince gerçekçiliği de katmanız gerekiyor. bu nedenle filmi oluşturanlara naçizane, "biraz mantık yahu!" diyorum.
Dan Brown'un harika kitabı. Da Vinci Şifre'si ile rahatlıkla boy ölçüşebilir.
güncel Önemli Başlıklar