bugün

Öğretmen ve edebiyatçı Yusuf Atılgan’ın ikinci romanı Anayurt Oteli, tıpkı ilk romanı Aylak Adam gibi tek bir karakter üzerinden ilerlemektedir. Ömer Kavur tarafından sinemaya da uyarlanan eser, romanın baş kahramanı Zebercet üzerinden, ana tema olarak, toplumsal yabancılaşma ve yalnızlığın bireyin üzerindeki ruhsal etkilerine yoğunlaşmaktadır.
Yusuf atılgan'ın, aylak adam'dan sonraki ikinci romanı. 1987 yılında sinemaya uyarlanmıştır. roman, filmden sonra okunduysa esas kahraman zebercet'i ister istemez filmde canlandıran macit koper olarak hayal edersiniz. film seyredilmemiş de roman okunmuşsa o zaman zihinde zebercet kişisi olarak farklı kişiler hayal edilir.
Yusuf Atılgan'nın ölümsüz eseri. Filmi de yapılan yazarın özgün yapıtı oldukça ses getirmişti.
yusuf atılgan'ın aylak adam 'dan sonraki en bilindik romanıdır. bir kasabada geçer. aylak adam' da iç çözümlemeler varken, anayurt oteli'nde zıtlıklardan yararlanılır. aylak adam' a nazaran teknik açıdan farklılık gösteren bir romandır. aylak adam' da olduğu gibi anayurt oteli'nde de ruh sağlığı bozuk bir adamın psikolojisi verilir. belki de zebercet vasıtasıyla hayatın tutarsız ve saçma insanların her yerde yalnız ve iletişimden yoksun olduğunu anlatmak ister.

anayurt oteli, absürt kuramını dile getirir. absürt kuramına göre amacı ve anlamı olmayan bir dünyada insan bir düzen, bir ahenk görmek ister. gerçeğe gözünü kapayarak uydurduğu anlamlı bir dünya ile anlatır.

asosyal, yalnız zebercet anlatılır. kendini aldatarak otelinde saat gibi işleyen bir dünya kurmuştur. kendini bir ailenin bir parçası olarak inandırmıştır.

karakterlerde bir zebercet vardır. bir de kendini emekli subay diye tanıtan ve kızını boğarak öldürdüğü için kaçan biri vardır. bir de gerdek gecesi karısını öldürdüğü için yargılanan bir genç vardır. görüldüğü üzere her biri bir yakınını öldürmüştür. neden öldürdükleri yazmıyor. sebebi bilinmeyen bir diğer ölüm olayı: faruk bey' in intiharıdır. otel de bir nevi karakterdir. otel, bir iletişimsizlik sembolüdür.

anayurt oteli, aslında 1839'da keçecizade malik ağa tarafından yaptırılmış bir konaktır. savaş çıkar. savaş sırasında büyük bir aile dağılır. konak da otele çevrilir.

--spoiler--
otel, dış dünyaya açıktır. ancak bir süre sonra zebercet oteli kendine kapatır. kapıya bir kapalı levhası asar, dış dünyaya kapanır. ortalıkçı bir kadını öldürür. ardından kendi de intihar eder. otel bir mezarlığa dönüşür.
--spoiler--

bu roman insanın yaşadığı sıkıntıyı güzel bir şekilde verir. roman, içeriği ve yapısıyla saçmalığı yansıtmaktadır. kişisel bir sorunu dile getirmez. zebercet' in sıkıntısı aslında insanlığın sıkıntısıdır. dolaylı bir şekilde toplumun anlayışsızlığını, acımasızlığını, yozlaşmayı dile getiren bir başkaldırı romanı niteliğindedir. zebercet, kendisini hor gören, aşağılayan bu acımasız toplumdan, anlamsız dünyadan ancak bir şekilde kurtulabilir.

Edit: Zebercet yerine Zerbecet yazmışım. Düzeltme için @usualsuspects'e teşekkürler.
aklımda bulunan, okuyacak olduğum kitap.
Kitabını da okudum filminide izledim.cok kasvetli ama güzel.
Sıkıcı bir romandı.
roman üzerine kısa bir makale yazmıştım.
saçma sapan bir romandı, kimse kusura bakmasın.
sırf entelektüel görüneceğim diye abudik gubidik kitapları parlatanlar var.
oedipus kompleksinin incelendiği yusuf atılgan romanı.

Zebercet o güne kadar sinemamızda alışık olmadığımız bir tip olarak karşımıza çıkmıştı. Türkiye sineması, daha çok ‘durum/ hikâye’ anlatısı kalıbı üzerine şekillenen bir yapıya sahipken, Asıl olarak hikâyeye odaklanan ve karakterlerin de bu hikayeler içinde şekillendiği bu estetik Yeşilçam geleneğinin de omurgasını oluşturuyordu.

Metin Erksan’ın özellikle “Sevmek Zamanı”nda bu yapıyı bozma girişimiyle başlayan süreç, 70’li yıllarda ilk filmlerini üreten genç kuşak yönetmenlerle gelişmişti. Ancak “Anayurt Oteli”, karakterin bizzat hikayenin kendisi haline geldiği, onun davranışlarının hikayenin geçmiş ve geleceğine dair ipuçları verdiği bir film olarak bu sürecin de zirvesini oluşturur. Bu yüzden kimi sinema tarihçileri eserin Türkiye’de ‘karakter odaklı’ ilk film olduğu düşünümektedir.

yönetmen ve senaryo ömer kavur.
Boş bir film, kitabını okumadım.
“Nasıl seninim.”
Yusuf Atilgan'ın eseridir. Kitabini almayi bekleyemeden filmini izledim ilk olarak. Bir dahaki isim kitabini almak olacak cunku zebercet sustugunda kafasinin icinden gecenleri yusuf atilgan'in nasil yazdigini cok merak ediyorum.
Bu eseri rahatsiz edici bulan var fakat her zaman bizi rahatlatan seyler okumamaliyiz. Bazen insan rahatsız olmali bazi seylerden. Bu nedenle bu eserin daha da okunup izlenilmesi gerekir. Fakat soyle bir nokta var ki lutfen cok yogun yalnizlik hissediyorsaniz, yalnizliginizin yaninda akliniz surekli birisindeyse ve daha once veya su an intihar dusencesi kafanizin bir kenarindaysa lutfen bu kitabi okumayin, filmini de izlemeyin.
Ana akım Türk sinema kalıbının dışına çıkabilmiş, yönetmeni olan Ömer Kavur'un en iyi üç filminden (Yusuf ile Kenan ve Körebe filmleri) biridir.

Tür olarak kara film olarak ele alındığında da, Türk sinemasının en iyi iki kara filminden biri de sayılabilir.
Ben çok begenmistim, arkadașıma ise daral gelmisti. Bu ne kasvetli bir film demisti.
okuması biraz zor olan bir kitap. Yusuf Atılgan romandaki doğal yapıyı bozmamak için replikleri kimin söylediğini belirtme ihtiyacı duymuyor. bir nevi kendinizi kitaba gömerseniz zaten çözersiniz modunda. Ömer Kavur'un da hakkını teslim etmek gerekir. kitabın ruhunu gayet güzel yansıtmış.
Başkahraman Zebercet'in sürrealist hikayesi, Ömer Kavur'un sinemaya mükemmel aktardığı bir başyapıt.
Başkahraman Zebercet'in sürrealist hikayesi, Ömer Kavur'un sinemaya mükemmel aktardığı bir başyapıt.
Başkahraman Zebercet'in sürrealist hikayesi, Ömer Kavur'un sinemaya mükemmel aktardığı bir başyapıt.
Başkahraman Zebercet'in sürrealist hikayesi, Ömer Kavur'un sinemaya mükemmel aktardığı bir başyapıt
Odunu yemekle sonuçlanabilen monoton otel.
görsel

'Ne çok yalan söyleniyordu yeryüzünde; sözle, yazıyla, resimle ya da susarak.'

1987, ömer kavur.
çok merak ettik ama şimdi nolur söyle.

valhala uyuyamam.
zebercet edebiyat'ın kilit hissidir bence, yalnızlık figürüdür. filmini izledim eksik yerlerinin yanında kitap kadar olmasa da o da güzeldi.
Hiçbir yere ait olamama ve kimse tarafından kabul görememe Zebercet’in doğumuyla başlayıp ölümüne dek peşini bırakmayan bir marazdır.
Lisedeyken sıkılıp yarım bıraktığım kitap. Galiba okumak için biraz erken bir zamandı. Bir de filminde keşke serra yılmaz yerine başka bir oyuncu olsaydı.
kitap çok güzeldir fakat ben aynı isimli filmin başrolü macit koper’in oyunculuğuna ve atilla özdemiroğlu’nun müziklerine vurulmuştum.