bugün

hayatım boyunca gurur duyarak söyleyebileceğim bir durum. bunun ayrıcalığını hep hissetmişimdir. gerek alınan eğitim gerekse öğrenci ve öğretmen kalitesi*yönünden farkını ortaya koymaktadır. öğretmen lisesi öğrencileri lise yıllarında, aldıkları ek puan sebebiyle anadolu liseliler tarafından pek sevilmezler.****anadolu lisesi öğrencileri o puanı haksızlık olarak değerlendirirler. ama gözden kaçırdıkları nokta şudur ki: oraya el kol sallanarak girilmemektedir. puanı yüksektir ve ders saati de fazladır. bu yüzden aldıkları puan sonuna kadar helal olsundur. öğretemen lisesi mezunu olmak bir ayrıcalıktır.***
çoğu kişi için gerçek anlamda öğretmenliğin ve mesleğin ne olduğunu anlamaktır. lisede alınan pedagoji dersleri ile eğitim fakültesinde verilen dersler arasında bir fark yoktur.

eğitim fakültesini kazanmış normal lise mezunu kişi ile öğretmen lisesi mezunu arasında farklar üniversite yıllarında daha açık görülmektedir.

ayrıca öğretmen lisesi mezunlarının çoğu almış olduğu bu eğitimi mesleklerine başarılı bir şekilde taşımaktadırlar.
eğitim fakültesini bitirdikten sonra mesleğe atılırken ki idealist tutumları da görülmeye değerdir.

ayrıca çoğu anadolu öğretmen lisesi eski köy enstitülerinin mirasini taşır. onların dönüştürülmüş halleridir.

atatürk'ün izinden gitmek elbette ki gurur vericidir bizler için.
(bkz: kastamonu gol anadolu ogretmen lisesi)
işleri öğretmen olmaktır. *
oss de yalnizca barajin biraz uzerinde puan alarak, bir egitim fakultesine yerlesebileceginiz anlamina geliyor. mezunlar arasinda gercekten ogretmenlik meslegini hakkiyla yapabileceklere lafim yok, asla da olmadi. fakat hepimizin bildigi bircok ornek de vardir mutlaka bu konuda. zamanimizda lgs vardi, aramizdan birisi cok calismis ve lgs de yuksek puan alarak aol'ne yerlesmeyi basarmisti, ne mutlu ona. fakat gecen yillarla birlikte bu arkadasin bildiginiz anlamda bir ite donustugune sahit olduk. uyusturucu, hirsizlik, ne ararsan vardi. oss de de, barajin biraz uzerinde puan alarak sinif ogretmenligi bolumune yerlesmeyi basardi. ve hala benzer serefsizlikler devam ediyor. simdi soruyorum size, hanginiz cocugunuzu boyle bir adamin ogrencisi olmasini ister? iste bu liselerin mezunu olmak, kim olursaniz olun size egitim fakultelerine giriste bir avantaj sagliyor. hakkaniyet ve rasyonalizm cercevesinde mezuniyet keplerinizi onunuze koyup tekrar dusunmelisiniz, sevgili ogretmen adayi kardeslerim.
karşınıza klasik bir replik sunuyorum şimdi;

-x sen hangi okulda okuosun?
+y anadolu öğretmen lisesinde.
-sen şimdi ilerde öğretmen mi olacaksın?

x=insan ismi
y=il,ilçe ve ya bir insanın ismi soyismi.

x ve y yi koy yerine sür piyasaya.
öğretmenlik istediğim için bu sene kabusum olacak mezunlardır.*
her durumda olduğu gibi bu durumda da istisnalar olduğunu tekrar belirtiyorum. ama genel anlamda konuşacak olursak öğretmen liesi mezunlarının kalitesi yüksektir. mutlaka istisnalar vardır, her tıp fakültesi mezununun iyi bir doktor olmadığı gibi.*
eğitim dersleriyle daha çocuk yaşta tanışan, mantık dersinin adını bilmezken yaşıtları onun dersini alan öğrencidir. hele okuduğu okul köy enstitüsünden sonra öğretmen lisesi oldu ise bir çok konuda zenginleşmiş öğrencidir. * * *
(bkz: beşikdüzü anadolu öğretmen lisesi)
anadolu öğretmen lisesi mezunu olmak.

evet bir ara feysbukta şöyle bir grup görmüştüm; öğretmen liselilere mezun olduktan sonra ek iş ek maaş ek ikramiye... diye devam ede dursun grubun ismi biz feysbuk grubundan çıkaracağımız sonuca bakalım. evet öğretmen liseliler şanslıdır. lakin bu şanslılıkta yanlış olan bir şey yok. diğerlerinin şanslı olmaması yanlış. diğer liselere de çeşitli şanslar tanındığı takdirde herkes okuluyla gurur duyacaktır vs. vs.

işin duygusal boyutuna gelecek olursak.

okulca kutladığın bir gün var yahu. ve diğer hiç bir lisede böyle bir şiy yok. 16 mart öğretmen liselerinin kuruluş yıldönümü. o günü ders işlenmeyerek ve kutlamayla çeşitli etkinliklerle geçiriyorsun daha en başta.

sonrasın minibüs var. bütün öğretmen liselerinde minibüs vardır. genelinde isuzu olmak üzere. her öğretmen liseli okulunun minibüsüne bir kaç kez binmiştir. onla bile duygusal bağı vardır.

ve son olarak hiç bir öğretmen lisesi öğretmeni size gideceğiniz eğitim fakültesinin bu kadar dünyadan bihaber adamlarla dolu olduğunu söylemez. oranın gözünüzde büyümesine vesile olur. en kötü yanı da budur.
yatılılığın en güzellerini yaşamaktır. kara şimşek-bulgur ikilisiyle tanışmak, pırasadan nefret etmek, kapuskaya talim etmektir. kışın tahin-pekmezle kahvaltı yapmak, kaşar ile salamı takas etmektir.
tamam yatılıdır ama öğrenciler buna alışmalıdırlar hayatın otoriter ve disipline olması buna bağladır herkes mutlaka en az bir dönem yatılı kalıp kendi ayakları üğzerinde durabilmelidir anadolu öğretmen liseslerinin tamamıda yatılı olduğu için en birinci kazanç budur ayrıca insanlar her ne kadar öğretmen lisesini hiç bişey olamamaları sonucunda öğretmenliği secmek için bir avantaj görmelerinden dolayı öğretmen lisesleri degerinin altında gösterilmiştir.. ancak öğretmen lisesine bilinci yerinde ve emelinde öğretmenlik yatan kimseler girmelidir eger bir kişinin emelleri arasında ögretmenlik yoksa meslegini önceden ögretmenlik belirleyen kimselere engel olmaktadır boş yere kontenjan doldurmaktadır.. öğretmen lisesli olmak gercekten insana haz verici bir durumdur.. mezun olduktan sonra farkı anlaşılır iş olanakları ve sagladıgı imkanlar diğer liselere göre daha fazladır...
hayat boyu bu şerefi taşımak farklı olmaktır. artık anadolu liselerinin düz liselerden pek farkı kalmadı ama anadolu öğretmenli olmak her zaman için ayrıcalıktır.
anadolu lisesi'ndeki pek çok kişi ile aynı puanı alıp* ek puanlarla onların gidemediği pek çok öğretmenlik bölümüne rahatlıkla yerleşmek demektir.bütün öğretmen lisesinin ege'den aşağı bir yere gitmezken anadolu lisesi'ndeki gerçek emekçilerin bir daha sınava hazırlanmaları nasıl bir ayrıcalık olduğunun kanıtıdır.
ayrıcalıktır. tüm şerefli bu insanlara selam ederim.

--spoiler--
Biz Fen Lisesi değiliz, dünya elimizde olsun. Biz Anadolu Lisesi değiliz,
havamız olsun. Biz Meslek Lisesi değiliz, zanaatımız olsun. Biz imam
Hatipli değiliz sevabımız olsun. Biz Anadolu Öğretmen Lisesiyiz EK
PUANIMIZ SAĞOLSUN
--spoiler--
öğretmenlik bölümlerinde şişmiş bir ek puan getirir.
geleneksel öğretmen liseli marşına düz liseli değiliz ki kavgamız olsun mısrasının da eklenmesini talep ediyorum.
Verdikleri puanla 40 binlik sıralamanın 5 binlere çıkması, hayatın geri kalanında ben Boğaziçi'ne girebiliyordum da gitmedim diye dolaşmak.
Lise yılları boyunca 'Sen öğretmen mi olacaksın?' sorusuyla mücadele etmek.
Bir şey olamazsam öğretmen olurum mantığıyla dolaşmak, öğretmenlerin size karşı içten içe kin beslemesi.
Bir haftalığına da olsa, ilköğretim okullarında staj muhabbetiyle eğlenmek.
'Eğitim bilimine giriş' gibi diğer liselilerin bilmediği dersler almak.
Lise mezunuyum demekten biraz daha fazlası.
üniversitede öğretmenlik bölümü okuyacaklara ek puan getirmekten başka ek bir durumu olmayan bir okuldan mezun olmaktır. hangi liseden mezun olduğunun bir önemi yoktur.
öğretmen lisesi mezunu olmayan öğrencinin nefretle baktığı durumdur. öğretmen lisesi mezunları gerek YGS LYS de aldıkları ek puanla en az 10 bin kişi öne geçmesiyle gerekse eğitim fakültesi pedagojik derslerdeki aşinalığı sayesinde elde ettiği başarıyla hep kıskanılır. ancak durum onların düşündüğü gibi "yata yata öğretmen oldular" değildir. çünkü öğretmen lisesi okuyan bir çok öğrenci yatılıdır aynı zamanda. hayatın o boyutuyla, yalnızlıkla ve kendine yetebilmeyle 14 15 yaşında tanışır. yaşıtlarının tatmadığı mutlulukları erkenden tattığı gibi karşılaşmadığı zorluklarla da karşılaşır. liseye girişte herkes düşük veya ortalama bir puanla ailesinin yamacında bir liseye giderken o yüksek puanla uzak bir yere yurda gitmek durumunda kalmıştır. aynı şekilde diğerleri saat 4 te evine gelirken o 5 e kadar ders görmüştür. haftanın 3 4 günü bir saat fazla. gördüğü bu fazla dersler de üniversite düzeyinde oldukça zor ve BARAJ derslerdir. yani bu dersleri geçmeden sınıfı da geçemiyorsunuz. sınav yılı yoğun bir tempoda çalışıyorsunuz, sanılanın aksine yata yata değil koşuşturmalı bir yıl geçiriyorsunuz. eğer istediğiniz verimi alamazsanız da öğretmenlik tercih ediyorsunuz. aslında öğretmen liselerinde "aman canım nasıl olsa ek puanım var, çalışmama gerek yok" mantığında çok az sayıda öğrenci vardır. çünkü liseye ilk girdiği yıldan itibaren bir disiplin düzen içinde çalışmaya alıştırılır. bunun dışında kendi yaşamında da büyük farklılıklar olur. hasta olur ailesi uzaktadır onları üzmemek için söylemez. doktora kendi gider ilaçlarını kendi alır, tehlikelerden kendi korunur. özellikle de kızlar için zordur. yorucudur aynı zamanda, 8 saat dersin üzerine ders çıkışı seni yanına çağırıp "sen şu konuda zayıfsın getir kitabını soru çözelim" diye pusuda bekleyen hocalar vardır. çünkü onlar diğer liselerin aksine bizleri bir üniversiteye yerleştirmek zorunda hissederler kendilerini. bilgisayar televizyon telefonun yeri yok denecek kadar azdır hayatlarında, ki zaten bir çok yurtta telefon yasaktır serbestse de kamerasız olma şartı taşır. aniden yapılıp günlüklerinize kadar topladıkları aramaları hesaba katmıyorum bile. 8 saat ders + 1 saat soru çözümü sonrasında yemek ve ardından da 3 saat zorunlu etüt vardır. yani öğrencinin derslerle işi sabah 8 de başlar gece 10 da biter..

tüm bunlar da onun o ek puanı da, aldığı geri ödemesiz meb bursunu da ziyadesiyle hak ettiğini gösterir. evet öğretmen lisesi çıkışlıyım ve zorlu bir 4 yılın sonunda aldığım ek puanı da sonuna kadar hak ettiğimi düşünüyorum.
neredeyse üniversiteyi bitirmemize rağmen geçenlerde mevzusu geçti yine ve sinirlerim zıpladı. insanlanları anlamak pek güç. yahu herkes sonuçta liseye de isteği dahilinde yerleşiyor, silah zoruyla değil. o yüzden anadolu öğretmen lisesinden mezun oldum olalı bu bayat muhabbete maruz kalıyorum, üzgünüm.