bugün
- anın görüntüsü17
- kurtlar vadisi pusu rezaleti9
- aleyna tilki nin annesi12
- cengiz ünder'in bıyığı12
- sophie dee'nin memeleri9
- icardi19058
- yigitzsche12
- ölmeye karar vermek19
- erdal beşikçoğlu'nun işçilerle yemek pr çalışması10
- mehmet şimşek'in türk milletine yerel halk demesi15
- icardi1905 silik olsun kampanyası14
- sağlıklı cinsel bir yaşamım var neden konuşuluyor12
- erdal beşikçioğlu'nun öğle yemeği21
- motorcu fırlama hafif demir demirkan tarzı yazar15
- sözlük erkeklerinin bugünkü kombinleri10
- 18 nisan 2024 fenerbahçe olympiakos maçı59
- sexting haram mıdır23
- assembly kodu11
- iremga8
- fenerbahçe taraftarı9
- ezgi mola9
- annem baban uğur dündar dedi9
- kuva'i milliye ne ise hamas da o dur21
- junkman12
- ali koç8
- fenerbahçe13
- arda güler16
- altıncı filoya karşı namaz kılmak12
- uludağ sözlük discord grubu9
- yazarların en rum özelliği21
- erdoğan'dan sonraki başkan19
- ismail kartal19
- konstantinos tzolakis9
- sözlük kızlarının elleri şuan napıyor sorunsalı8
- sadece sennn9
- türkiyede bütün yiyecek fiyatları aşırı fahiştir16
- ups boobss nerelerde ramazan da bitti12
- eybırın manyağı kıskanması14
- kadın ayağı kokusu11
- evlenmek istememek ama yalnızlıktan da sıkılmak10
- erkeklerin bir kere küsünce geri barışmaması18
- flörtlerinizin ortak özellikleri21
- beni seviyor musunuz8
- görümceniz sizi engellese ne yaparsınız13
- çok fazla çirkin erkek olması10
- anksiyete psikolojik değil fizyolojik bir sorundur11
- bacaklarımdan tahrik olan kız olduğunu sanmıyorum14
- yazarlardan parfüm önerileri14
- letthe8
- manyak olmaya karar verdim8
niye, bu ülkede ve başka ülkelerinde yeryüzünün, bir şey bilenler, bir şey öğrenenler ve anlayanlar, bir şeyleri giderek zalimleştiriyor? bilgi neden kabalaştırıyor bazılarını? ve bir miktar kitap okuyanlar, peşpeşe 3 filozofun, 4 romancının, 5 şairin, 6 film yönetmeninin ismini sektirmeden sayabilenler, baş parmaklarını aşağı doğru ezerek neden eziyorlar cılız ve cahil bedenleri? niye bilgi bu kadar soysuz, anlamak bu kadar kökensiz, öğrenmek bu kadar zalim? iki kitap okuyup, üç şiir yazan adam mesela anadolu'ya burun kıvırmaya başlıyor. taşra illerinden gelen davetleri bir sineği kovar gibi geri çeviriyor bu adamlar.
neyi varki anadolu'nun? nesini beğenmiyorsun be adam? nedir bu muhacir zekanın hikmeti? nedir bu kökensiz kibir? kimsin sen? hangi hakla ve vicdanla küçümsüyorsun bizim o tuttuğunu sarmalayan sevgimizi? tarkovski'yi tartışmak mıdır sana göre "insan olmak"? ya da dil felsefesi, göstergebilim, postmodernizm hakkında iki lafı bir araya getirince "tanrı" mı oluyorsun sen? zavallı.. zavallı mühacir.. zavallı burun.. zavallı aydın..
öyle mütekebbir, öyle tepeden bakan bir şey ki bu ülkede bilgiden, bilmekten anlaşılan, çıldırıyor insaf, çıldırıyor toprak, çıldırıyor bu satırların yazarı. yine bu satırların yazarı bilgelik diye bir şey hatırlıyor, iman diye bir şey hatırlıyor, "bütün insanlar eşit doğar" diye bir şey "eşref-i mahlukattır insan" diye bir şey hatırlıyor. hatırladığımız bütün bu şeyler, pipo dumanından ibaret bir kafanın faşizmi altında eziliyor her gün, kibrin deterjanıyla beyazlatılan bilgi, soysuz sopsuz teoriler, bir takım masaların, bir takım kulüplerin dışına atıyor insanlığı. ve o "beyaz bilgi", "bizim toprağın adamları" arasında bile hızla yayılan o "sarhoş kafa", yığınlara bakıp oy verenlere, cami yapanlara bakıp "yoz", "cahil", "köylü", "yobaz", "geri bırakılmış", "adam olmaz" gibi yaftaları peşpeşe sıralıyor, bizi peşpeşe vuruyor ve hatta yetinmeyip cılız kafalarımıza sıktıkları kurşunlarla, baş parmaklarını sağa sola oynatarak bir böcek gibi eziyorlar kimliğimizi. mideleri bulanıyor bu "sözde aydınların" gözlerimize baktıkça.
yanlarına otursak burunlarını tutuyorlar ve bir dakika sonra yerlerini değiştiriyorlar tiksinerek. bizden nefret ediyorlar ve isimlerini değiştiriyorlar iki yazı yazdıktan sonra. biz bilmediğimiz şeylerin içinde kıvranırken, onlar canavarlaşıyor bildiklerinden ötürü.
esrar ve ceset dumanlarıyla yaşıyorlar mahzenlerinde. mahzenlerini giderek derinleştirip, steril yani insansız yani bizsiz hale getiriyorlar. mahzenlerinde ona buna peşkeş çekerek verdikleri ihalelerin aidatlarını, mücevherlerini barındırıyorlar. bu ne küstahlıktır böyle? bu ne biçim bir beyaz ki bütün kirlilerden daha kirli? bu ne yabanlık, bu ne yabancılık?
anadolu kadar taş düşsün kafanıza!
neyi varki anadolu'nun? nesini beğenmiyorsun be adam? nedir bu muhacir zekanın hikmeti? nedir bu kökensiz kibir? kimsin sen? hangi hakla ve vicdanla küçümsüyorsun bizim o tuttuğunu sarmalayan sevgimizi? tarkovski'yi tartışmak mıdır sana göre "insan olmak"? ya da dil felsefesi, göstergebilim, postmodernizm hakkında iki lafı bir araya getirince "tanrı" mı oluyorsun sen? zavallı.. zavallı mühacir.. zavallı burun.. zavallı aydın..
öyle mütekebbir, öyle tepeden bakan bir şey ki bu ülkede bilgiden, bilmekten anlaşılan, çıldırıyor insaf, çıldırıyor toprak, çıldırıyor bu satırların yazarı. yine bu satırların yazarı bilgelik diye bir şey hatırlıyor, iman diye bir şey hatırlıyor, "bütün insanlar eşit doğar" diye bir şey "eşref-i mahlukattır insan" diye bir şey hatırlıyor. hatırladığımız bütün bu şeyler, pipo dumanından ibaret bir kafanın faşizmi altında eziliyor her gün, kibrin deterjanıyla beyazlatılan bilgi, soysuz sopsuz teoriler, bir takım masaların, bir takım kulüplerin dışına atıyor insanlığı. ve o "beyaz bilgi", "bizim toprağın adamları" arasında bile hızla yayılan o "sarhoş kafa", yığınlara bakıp oy verenlere, cami yapanlara bakıp "yoz", "cahil", "köylü", "yobaz", "geri bırakılmış", "adam olmaz" gibi yaftaları peşpeşe sıralıyor, bizi peşpeşe vuruyor ve hatta yetinmeyip cılız kafalarımıza sıktıkları kurşunlarla, baş parmaklarını sağa sola oynatarak bir böcek gibi eziyorlar kimliğimizi. mideleri bulanıyor bu "sözde aydınların" gözlerimize baktıkça.
yanlarına otursak burunlarını tutuyorlar ve bir dakika sonra yerlerini değiştiriyorlar tiksinerek. bizden nefret ediyorlar ve isimlerini değiştiriyorlar iki yazı yazdıktan sonra. biz bilmediğimiz şeylerin içinde kıvranırken, onlar canavarlaşıyor bildiklerinden ötürü.
esrar ve ceset dumanlarıyla yaşıyorlar mahzenlerinde. mahzenlerini giderek derinleştirip, steril yani insansız yani bizsiz hale getiriyorlar. mahzenlerinde ona buna peşkeş çekerek verdikleri ihalelerin aidatlarını, mücevherlerini barındırıyorlar. bu ne küstahlıktır böyle? bu ne biçim bir beyaz ki bütün kirlilerden daha kirli? bu ne yabanlık, bu ne yabancılık?
anadolu kadar taş düşsün kafanıza!
güncel Önemli Başlıklar